havadurum
Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Al sana güvenlik !...

1280
İç güvenlik yasa tasarısı tartışılırken meclis başkanının tokmağı CHP ve HDP’li vekillerin kafasına indi.
Güvenlik yasa tasarısının ne olduğu ortaya çıktı;her türlü muhalif sesi susturmak,şiddet kullanarak ezmek.
Şiddet kültürünün geldiği nokta gerçekten kaygı verici bir düzeyde; daha dün camına kartopu isabet ettiği için bir esnafın bir gazeteciyi bıçaklayarak öldürdüğü bir vahşeti yaşadık.
Trafik polisinin yatırarak tansiyon hastası olduğunu söylemesine rağmen kelepçelediği eski bir haberci, bu sırada kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi.
Ne demişti Cumhurbaşkanı ;“Esnaf gerektiğinde askerdir, alperendir, kahramandır, polistir, hakimdir”
Şiddetin arkasındaki zihniyeti ve yaşanan şiddet olaylarıyla olan ilgisini iyi analiz etmek gerekiyor.
Böylesine bir iklimde çıkarılacak “güvenlik “yasası son derece tehlikeli sonuçlar yaratacaktır.
Şiddet uygulamalarının bertaraf edilmesi , güvenlikçi politikalarla değil; özgürlüklerin genişlemesiyle baskı ve şiddet politikalarıyla kendi çıkarlarını korumak zorunda kalan sistemdeki yapısal özellikleri değiştirmekle sağlanır.
Özgecan Aslan vahşeti sonrasında gündeme getirilen idam cezası tartışmalarına, tam da bu kapsamda yaklaşmak gerekiyor.
Özgecan Aslan vahşetine karşı tepkiler dinmek bilmiyor.
Her gün eşitlik adına ve kadına dönük şiddete karşı büyüyen bir mücadele dalgasına tanıklık ediyoruz.
Kadınları “çocuk makinesi” olarak erkeğin malı sayan, karma eğitime karşı kampanya açan, hamile kadınların sokağa çıkmasına karşı olan, kadınların sokakta yüksek sesle gülmesini yasaklayan” ananı al da git” diyen bir zihniyetin beslediği kadınlara dönük şiddete karşı şimdi bu sistemin temellerini hedefleyen bir mücadelenin geliştiğini izlemekteyiz.
Kadın mücadelesi geliştikçe, 13 yıldır hükümette olup, kadına dönük şiddet ve kadın cinayetleri konusunda hiç bir önlem alamayanlar şimdi çeşitli söylevlerde bulunarak duygu sömürüsü yapmaktadırlar.
Diğer yandan kadın mücadelesinin itibarsızlaştırılması adına çeşitli spekülasyonlar yapılmaktadır.
Bunlardan biri de hafta sonu Çanakkale’de yapılan protesto gösterisi için;  “kadın erkek çatışmasına dönüştü” şeklinde bir algının yaratılması çabalarıyla kendini gösterdi.
Özgecan katliamına karşı gösterilen tepki de, kadınların ön planda olması kadar doğal bir şey olamaz.
Kadınların bu mücadele de inisiyatif almalarını, belirleyici olmalarını savunmak ayrıca gerekli bir kriterdir.
Kadınların eşitlik için,  şiddete karşı mücadelesi kadınların bizzat belirleyici olacağı bir mücadele ve örgütlülük hattı ile başarıya ulaşacaktır.
Kadın mücadelesini eşitlik özgürlük demokrasi mücadelesiyle birleştirecek bir yaklaşımla kadınların belirleyici olduğu platformların yaratılmasını ayrıca teşvik edilmelidir.
Kadın arkadaşların o gün erkekler arkada kalsın yaklaşımlarına tepki göstererek bunun üzerinden cinsiyetçi ayrımlar yaratanlara söylenecek tek şey önce Özgecan’ın cenazesinde kadınları camide arka saflara iten anlayışa karşı durmalarıdır.
Şiddet kültürü, bunun beslediği şiddet ortamı mevcut düzene karşı gelişen demokratik tepkilerin yok edilmesi anlayışı ile birleşince ortaya çıkan tablo son derece karanlık bir görüntü vermektedir.
Daha dün, laik bilimsel ana dilinde eğitim ve demokratik yaşam için yapılan okul boykotu sırasında, öncesinde ve sonrasında yaşanan gelişmeler, tutuklamalar başvurulan şiddet iç güvenlik yasa tasarısının bir provası niteliğinde olmuştur.
Hele buna birde meclisteki muhalefet partisi milletvekillerine yapılan saldırı eklenince gelecek adına kaygılar rahatsız edici bir boyut kazanmıştır.
Bunun için 9 Haziran seçimleri son derece önem kazanmıştır.
9 Haziran’da gericiliğin tüm bu saldırılarına karşı demokrasi, özgürlük ve barış mücadelesini yükseltecek, yeni bir yaşam alternatifi oluşturacak şekilde tercihlerimizi belirlemek zamanıdır.
Gerçeklerden yana olmak, demokrasi barış ve özgürlükler için, mağdur olanın haksızlığa uğrayanın safında yer almak adına gazetecilik faaliyetleri her zamankinden daha çok gerekli hale gelmiştir.
Bu sorumluluk ile hareket bizler yapmış olduğumuz gazetecilik faaliyeti nedeniyle rahatsız olan kesimlerin tehditlerine pabuç bırakmayız.
Hele reklam verip vermekle ayar çekmeye çalışan zavallılığı ezer geçeriz.
İlgililerine duyurulur….