Ah demokrasi, vah demokrasi …
Başımıza ne geldiyse demokrasiyi kendi çıkarları söz konusu olduğu zaman hatırlayanlar yüzünden geldi.
Demokrasi bilinci öyle kısa erimli, günlük çıkarlarınıza uygun olduğu zaman hatırlanan, diğer zamanlarda es geçilen bir disiplin olamaz.
Ülgür Gökhan CHP’de belediye başkan adayı olunca birden bazıları demokrasiyi hatırlayıverdiler ve sanal alemde demokrasi çağrısı yapmaya başladılar.
Sorarlar adama, daha önce nerdeydiniz?
Bu partinin tüzüğünü hiç mi okumadınız ?
Partinizin yetkili organlarının, adaylık sürecinde açıkladığı yöntemler konusunda hiç mi bilginiz yoktu?
Ülgür Gökhan’ın adaylığının açıklanmasından sonra parti içi bazı yandaşlık ilişkilerinin getirdiği menfaatler temelinde demokrasiyi savunmak, demokrasiyi arkadan hançerlemektir.
Hele CHP üyesi, olup, parti tüzüğünde belirlenmiş bir yöntemsellik ile adaylığın açıklanması sonrasında buna karşı durmanın haklı hiç bir zemini olamaz.
Adama çıkar derler ki ;kardeşim sen ne biçim partilisin partinin en temel ilkelerini bile içine sindiremiyorsan, hadi sana güle güle.
Bu konu CHP üyesi partililer için tam da bu boyuttaki bir durumdur.
Gelelim demokrasiyi savunmak meselesine.
Bu bir ideolojik yaklaşım sorunu olup, sadece bugünün meselesi değildir.
Bu, sosyal demokrat bir partinin ideolojik temeline ilişkin bir sorun olarak; temelden ele alınması ve belli bir mücadele programı ve disipliniyle yaklaşılması gerekli bir duruştur.
Bugüne kadar tüzükte yer alan çeşitli anti demokratik hükümler konusunda, ayrıca anti demokratik bir çok uygulama karşısında ses çıkarmayıp, bugün kendisinin desteklediği bir adayın dışında bir kişinin yine partinin ilkelerine uygun olarak belirlenmesine rağmen, ona karşı çıkmanın demokrasi adına hiçbir inandırıcılığı yoktur.
Hele birde kendi pratiği içersinde demokrasiyle ilgisi olmayan bir çok tasarrufta bulunup,kendini haklı çıkarmak için parti tüzüğünü kalkan yapanlara sorarlar; bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diye!
Bu arada Ülgür Gökhan’ın da hakkını yemeyelim.
Ülgür Gökhan aday adaylığı sürecinin hiçbir aşamasında, adayın seçimle belirlenmesi karşısında olmadı.
Özellikle ön seçimi savundu, eğilim yoklaması konusunda da gerekli disiplinin sağlanması koşuluyla üye bazında eğilim yoklaması yapılabileceğini bildirdi.
Bunun aksini kimse iddia edemez.
CHP taraftarı olup partisinin almış olduğu bir kararı kişisel çıkarları temelinde içine sindiremeyenlerin bugün sanal alemde demokrasi söylevlerinde bulunmasına şimdi parti örgütlerinin göstereceği tavır son derece anlam kazanmıştır.
Eğer örgüt yöneticileri sanal alemde çıkarılmaya çalışılan bu gürültünün arkasında, kendilerini sanal gizlilik zırhının arkasına saklayıp, yada bir takım entrikal ilişkiler içersine girerlerse bunun bedeli ağır olur.
Ülgür Gökhan’ın adaylığının açıklanmasından sonra gelişen birlik ve dayanışmanın bazı sorumsuz kişiler tarafından provokate edilmeye çalışılması tehlikesine karşı örgüt yöneticilerinin alması gerekli önlemler olduğu düşünüyorum.
Ülkemizin bugün içersinde bulunduğu durum sosyal demokratların sorumlu davranmasını, duyarlı olmasını gerektirmektedir.
Sanal alemde demokrasi taraftarlığı yapan bu arkadaşlara da bir önerim var; demokrasi mücadelesi sadece CHP içinde sürdürülecek mücadele ile sınırlı bir mücadele değildir.
Gelin enerjinizi daha doğru alanlarda kullanınız.
Demokrasi mücadelesinde samimiyseniz, sorumluklarınızı yerine getirebileceğiniz bir çok alan vardır.
CHP içersinde bu mücadeleyi sürdürmek partinin iç işleyişine uyum sağlayarak bir bütün olarak partinin demokratikleştirilmesine katkıda bulunmaktan geçer.
Kişisel hesaplara takılmadan, bunun getireceği olumsuzlukları yaşatmadan ülkemizdeki faşist yönetimin saldırılarını püskürtme görevi ile mücadele içersinde partinizin demokratik iç işleyişinin gelişimine katkıda bulunabilirsiniz.
Mücadele içersinde yaratılacak dayanışma ve birlik, siyasal alandaki her türlü olumsuzluğun panzehiridir.
Şimdi tam zamanı, parti içi demokrasinin demokrasi mücadelesi içersinde gelişebileceğinin bilinciyle ;”hükümet istifa halk iktidara” talebi için meydanlara.