Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Afişlerde var, paketlerde yok…

Aslında her şey son derece iyi düşünülmüş bir stratejiyle sürdürülüyor. Popülizm bu stratejinin her zaman temel argümanı… Seçim afişlerinde içkili görselleri kullananlar, hediye paketlerine konan içkileri yasaklıyorlar. Zamanı gelince meyhane meyhane dolaşıp şirin gözükmek adına karanfiller yine dağıtılacak, ancak hediye paketine içki koymak yasak. 1 Kasım seçimleri sonrasında güç sarhoşluğu ağır geldi herhalde, hediyeler arasında içki olmasın biraz ara verme meselesi mi desek acaba? İşin hikâyesi öyle değil !...

1226

 Yaşanan güç sarhoşluğu değil,güç zehirlenmesi;  son derece tehlikeli bir durum

Öylesine tehlikeli bir hal ki; sen vatandaşın ne satacağına, kime ne hediye vereceğine  kadar karışıp sınırlama getiriyorsan bu işin sonu pek parlak gözükmüyor.

Ancak sahte içki serbest, ölenler mi var, içmeselerdi deyip, kestirip atarsın olur biter.

Hediye paketindeki içkiye kadar karışan zihniyet yasak içki için herhangi bir önlem almıyor, bu işin önüne geçemiyorsa gerçekten durum vahim demektir.

Yasaklayın gitsin şu içki işini nasıl olsa merdiven altı sektörümüz var.

Biraz daha geliştirmiş olursunuz, sonrada gelsin ölümler, zaten sizin gibi düşünmüyorlar, sizin gibi yaşamıyorlar, hak ediyorlar öyle değil mi?

Felsefenizin temeli böyle değil mi?

Senden olmayana yaşam hakkı yok, sıkıyönetim ilan et, sokağa çıkma yasağı koy, sokağa mı çıktı vur öldür…

Bahane de hazır; “terörist”.

Halkın gösterdiği tepki , ortaya koyduğu irade nedeniyle sorumlularını mahkeme önüne çıkarmak durumunda kalsan bile; aklayıver gitsin…

Daha dün, , 1993-95 yılları arasında Cizre ilçesinde 21 faili meçhul cinayetle ilgili açılan davada onlarca delile rağmen sanıklar beraat ettirilmedi mi!...

Böylece yeni cinayetleri de teşvik etmiş sorumlularını cesaretlendirmiş olursun.

Gerçekten şimdi daha iyi anlıyorum bu ülkenin yeni bir anayasaya ihtiyacı var.

Ancak bu anayasa sizin diktatörlüğünüzü pekiştirecek bir anayasa olmayacak, işte orada yanılıyorsunuz.

Bu ülkedeki demokrasi barış ve emekten yana var olan iradeyi yok sayamazsınız.

Tehditleriniz,katliamlarınız ve bunların oluşturduğu iklimde tek başınıza hükümet olan bir çoğunluğu sağlamış olabilirsiniz.

Ancak bu her istediğinizi yapacağınız anlamına gelmez.

Kapitalist sistemin sınıf gerçeği ve bunun sonucu emek mücadelesinin güçleri barış , demokrasi, özgürlük talepleriyle her zaman varlığını sürdürecek, bu mücadele diktatörlüğün uygulamalarına izin vermeyecektir.

Şu günlerde demokrasi barış ve emek güçlerine yönelik yoğun saldırılara tanıklık etmekteyiz.

Nede olsa güç sarhoşluğu halleri, her sarhoşluğun bir sabahı vardır, o sabah başınız ağrımaya başlayacaktır.

Ha birde sonradan güce tapanlar var, durup dururken1 Kasım sonrası kendilerini bu gücün safına atanlar, onların kanatları altına girmek için bukalemun gibi renk değiştirenler var ya; onlar ayılınca sadece başları ağrımayacak, derin bir travma geçirecekler benden hatırlatması…

Yaranmak adına birbirleriyle yarışarak kaybedecekleri enerjileri de gelecekleri açısından ciddi bir handikap, kullanılıp bir köşeye atılmak ciddi bir sorun…

Şimdilik meydan sizin, atın bakalım, yalandan ölen yok…