Abant havası yaramış…
CHP Çanakkale Milletvekilleri, Abant toplantısı sonrasında gazetemize yaptıkları açıklamada, Abant havasının kendilerine iyi geldiğini iletmişlerdi. Ben de kendilerine katılıyorum. Her iki milletvekili de haftaya son derece verimli başladılar. Serdar Soydan, CHP Çevre Komisyonu üyelerinin de katılacağı bir Kazdağları gezisi organize etti Ali Sarıbaş, parlamento çalışmalarına soru önergeleri ile hızlı başladı.
CHP Çevre Komisyonu’nun Kazdağları gezisi, Alomos Gold Inc. Firmasının ‘Kirazlı ve Ağı Dağı projesi’ ile altın üretimi sürecinde hızla yol almak istediği şu günlerde çok önemlidir.
Kuzey Biga Madencilik AŞ. olarak bölgede faaliyetlerini sürdüren firma, Toronto Borsası’na kayıtlı Alamos Gold Inc. Firmasının temsilcisi olarak çalışmalarını sürdürmektedir.
‘Kirazlı ve Ağı Dağı Projesi’ hakkında hazırladıkları rapor ile bölgedeki altın üretimi için iştahlarının ne kadar çok olduğunu net olarak görebilirsiniz.
Nasıl iştahlı olmasınlar ki!
1 koyup 5 alacaklar, bu ülkeye hiçbir vergi vermeyecekler, elektriğinden suyuna, yoluna kadar hazır bir alt yapının nimetlerinden faydalanacaklar, 8 yıl olarak ömür biçtikleri bu alanlar sonrasında bölgede yeni alanlar ile talanlarına devam etme şansı bulacaklar.
Bölge insanına da yaratacakları çevresel felaket ve yaşamsal değerlerini yok eden bir yıkımdan başka bir şey getirmeyecekler.
CHP Çevre Komisyonu Üyelerinin gelişmeleri yerinde inceleyerek bölge insanı ve kurumlarından aldıkları bilgiler ve etkilenmeler temelinde bu yıkıma karşı durmaları çok önemlidir.
Bu anlamda Milletvekili Soydan’ın girişimi çok yerinde bir girişim olmuştur.
Söz altından açılmış iken; İl koordinasyon toplantısında “ Gökçeada’da altın bulundu” bilgisine Vali Güngör Azim Tuna’nın tepkisi çok anlamlı ve ders verici nitelikte idi.
Vali Tuna, “biz Gökçeada’nın turizm adası olmasından bahsediyoruz, organik ada imajı yaratmak istiyoruz, siz madenden bahsediyorsunuz” sözleri ile olayın özünü çok iyi şekilde vurgulamış.
“Lafın tamamı deliye söylenir derler” ya, tıpkı öyle…
Abant rüzgarı, Çanakkale CHP Milletvekillerinde olduğu gibi genel olarak CHP içersinde de olumlu esintiler yaratmış.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun bir televizyon kanalında Kürt sorunu konusundaki söyleşisini dinledim.
Bugüne kadar Kürt sorunun barışçı çözümü noktasında gerçekten sorumluluk alan, demokrasi özgürlükler kapsamında ve Kürt halkının talepleri karşısında cesaret ile gündeme getirilen bir çözüm paketine tanıklık ettim.
CHP gibi, uzun yıllardır muhafazakar bir çizgi ile kendisini ülkenin bu çok önemli gerçeğine kapatmış bir partinin Genel Başkan Yardımcısından bunları duymak, gerçekten çözüm konusunda umutları yeşerten bir gelişme oldu.
CHP, artık cesaret ile demokratik halkçı barışçı çözümler için daha kararlı bir çizgi ile yeni umutlar yaratmalıdır.
Toplumun beklentisi bu yöndedir.
Zaten bu gelişmenin dışında kalan siyasi aktörler zamanla kendilerini toplumun dışında bulacaklardır.
İlericiler, aydınlar, bilim insanları, gençler, kadınlar, çevreciler, mevcut sistemden mağdur olan geniş kesimler bugün gelinen yerde daha bir farklı noktadalar.
Onun için Kongre girişimi altında bir araya gelen bu kesimler bugüne kadar gerçekleştirilemeyen ortak hedef ile; şimdi barış, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin ortaklık zemini birlikte örüyorlar.
Önümüzde barış demokrasi özgürlük alternatifinin dışında toplumsal bir seçenek yoktur.
Başta emekçi sınıflar olmak üzere bu sistemin mağdurlarının gelecek için umutlarının yeni bir boyut kazandığı günlerdeyiz.
Herkesin payına düşen görevler vardır.
Yeter ki aynı hedef için bir arada olan bir potansiyel yaratılsın.
Yenileşmek, yeni tedbirler, yeni yöntemler, yaşamın dinamizmidir.
Bu gerçeği söyledikten sonra geçenlerde okuduğum bir haber aklıma geldi.
Turizm alanındaki çalışmaları tanınan Hanefi Araz yeni bir çalışmaya imza atmış.
Savaş alanlarını gezmeye gelen Avustralyalılar için tekne ile denizden turlar düzenleyerek farklı bir aktivite oluşturmuş.
Çok basit gibi gözükmesine rağmen Çanakkale’mizin önemli bir eksikliğinin aşılması noktasında dikkate alınması gerekli bir çabadır.
Bulunduğumuz her alanda yeni politikalar ile yenileştirme, farklılaştırma çabaları, özellik ile turizmcilerimizin temel alması gerekli bir girişimdir.