havadurum
Turgut Çamer

turgutcamer@hotmail.com

“Bir Anlamsız Yasak! - Bir Anlamlı Öykü…”

2922
DEĞERLİ okurlarım, seçimde oyumu kullanmak için Kepez’deki yazlığımdan Ankara’ya gittim. Bir oy bir oy’dur diyerek. Hatta, Bir oy = Namus diyerek…
 
Yenimahalle Mustafa Kemal Lisesinde oyumu kullanmazdan önce, gazete-dergi bayiine giderek, gazete ve bir siyasi dergi almak istedim, gazetelerimi aldım. Ancak satış standında dergilerin bulunduğu bölüm kapatılarak kilitlenmişti.
Nedenini sordum?
Bayii: - “Dergilerin satışının yasak olduğunu” söyledi ve ekledi;
-“38 yıldır bu işi yapıyorum, bizim ekmeğimizle oynanıyor beyim!”deyince, önce ben de bir anlam veremedim. Size bir yazı geldi mi? diye sorunca Turkuvaz Dağıtım Pazarlamadan gönderilen “Dikkat Önemlidir!!! Başlıklı 268 sayı ve 09.06.2011 tarihli genelgeyi gösterdi.
 
YSK Kararları ve Seçim Kanunu Gereği başlıklı yazıda:
11 Haziran 2011 Cumartesi günü saat 18:00’dan, 12 Haziran 2011 Pazar günü saat 19:00’a kadar haftalık, aylık veya daha uzun periyotlu dergilerin satılmaması ve belirtilen süre boyunca satış stantlarında bulundurulmaması gerekmektedir. Konu hakkında Son Satıcılarınızı bilgilendirmenizi rica ederiz. Saygılarımızla, İmza- Faruk ÖNER (Genel Müdür), İmza- İsmail ALBAYRAK (Satış ve Pazarlama Direktörü)
* Turgay CİNER’in Dağıtım Şirketi olan “Turkuvaz”, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hk. Kanunun; “Seçim Süresince Yapılamayacak İşler”i düzenleyen 63. maddeye dayandırmış bayilere gönderdiği “Dış Genelge”sini.
 
***
 
Sevgili okurlarım, ben - veya sizler – oyumu kullanmaya sandığa giderken siyasi dergiyi alabilseydim, biraz okusaydım, belki de oy vereceğim partiyi değiştirirdim(!) – değiştirirdiniz – değil mi? İyi ki dergi satışını yasaklamışlar(!)..
 
Ünlü “3Y”den biri olan “yasakları” kaldıracakları sözünü verip, bu anlamsız yasağı da kaldırmayanlara “Küpe” olsun!
 
***
 
Bilge der ki!
Yüzde ısrar etme, “Doksan da olur.”
İnsan dediğin, “Noksan da olur.”
Bir ben varım deme, “Yoksan da olur.” 
Hatasız Dost Arayan, “Dosttan da olur.”
 
***
 
*Avrupa’nın ünlü sanat merkezlerinden birinde, çocuğun biri, vitrinde çok hoş bir tablo görür, hayran olur. Ancak, tablonun bedeli oldukça yüksektir.
Çocuk bu tabloyu bir sonraki yıl abisinin doğum gününe almayı ister ve bir iş bulup kıt kanaat geçinerek biriktirebildiği tüm parası ile mağazaya gider.
Şanslıdır, tablo hala satılmamıştır. İçeri girer, tabloyu bir süre yakından izledikten sonra resmi yapan sanatçıyı bulur ve:
- “Abimin doğum günü için bu resmi satın almak istiyorum, tüm param da bu kadar” der.
Ressam bir süre düşündükten sonra resmi paketler ve çocuğa satar. Çocuk paketini alır ve teşekkür ederek çıkar.
Mağazada ressamın arkadaşları vardır ve şaşkın şaşkın sorarlar:
- “Sen ne yaptın, o resmin değeri milyonlar ederdi. Neden bu kadar düşük fiyata sattın?
Ressam yanıt verir:
- “Evet, ben bu resme milyonlarını verecek bir sürü insan bulabilirdim, ancak tüm servetini bu resme verecek kaç kişi bulabilirdim?...”
SÖZÜN ÖZÜ: Günümüzde insanlar her şeyin fiyatını biliyor, fakat hiçbir şeyin değerini bilmiyorlar.