Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

“Ancak bu böyle gitmez”

1460
1 Mayıs marşındaki bu söz; bu yıl ne kadar anlamlı olduğunu ortaya koydu.
Demokrasiyi yok sayan siyasal irade, kendi siyasi planlarına bağlı olarak, 1 Mayıs’ı Taksim’de emekçilere yasaklayınca İstanbul’da günler öncesinden olağanüstü hal koşullarının hazırlıklarına girişildi.
39 bin polisin görevlendirildiği, ulaşım imkanlarının gasp edildiği,Taksim başta olmak üzere bir çok noktada oluşturulan barikatlarla emekçilerin 1 Mayıs hakkının sıkıyönetim uygulamalarıyla gasp edildiği koşullarda, sabahın ilk saatlerinde işçilere emekçilere müdahaleler başladı.
Bu müdahaleler beklenmeyen gelişmeler değildi.
İş,ekmek ,özgürlük ve barış  talepleri  bu ülkede  yıllardır, şiddet ile, baskı ile kontrol altına alınmak ve yok edilmek  istenmektedir.
Almanya Cumhurbaşkanı boşuna konuşmadı.
Buna dahi tahammül edemeyenler verdi veriştirdi.
1 Mayıs günü İstanbul’da işçilere emekçilere uygulanan baskı ve şiddet her şeyi açığa çıkarıyor.
Boşuna konuşmaya gerek yok.
Hayat artık her şeyi gösteriyor.
Bu bir sınıf mücadelesidir.
Kapitalist sistemden menfaati olan bir avuç azınlık kendi cennetlerini sürdürmek adına işçilerin emekçilerin muhalefetini, taleplerini zorla baskı ile ezmeye çalışıyor.
İstanbul’da yaşananlar tamda budur.
İnsanca yaşam koşularında yaşamak,iş ekmek özgürlük istemek kadar insani bir  talep olamaz.
Bu taleplere dahi tahammül gösteremeyenler gerçek yüzlerini gaz bombaları ile, tazyikli sularla gösteriyor.
Bu gerçek işçiler emekçiler tarafından şimdi daha net görülüyor.
Emekçilerin talepleri karşısında bu düzenin devamından çıkarı olanlar, bu şiddet ve baskıyı gündeme getiriyorsa; emekçilerinde buna uygun çözümleri olacaktır.
Demokratik hak ve özgürlüklerinin kullanılmasına müsaade edilmiyor zor yoluyla engelleniyorsa işçiler, emekçiler demokrasi ve emek dostları buna boyun eğmeyeceklerdir.
Gezi mücadelesi böylesi bir başlangıç olmuştur.
1 Mayıs da, bu ruhun gelişimini sağlayacak, emek demokrasi ve barış mücadelesi daha da büyüyecektir.
1 Mayıs marşının “Artık bu böyle gitmez “sözleri bundan böyle tek gerçekliktir.
Bu yazıyı 1 Mayıs sabahı kalktığımda televizyondan izlediğim görüntülerin i ilk etkisi ile kaleme aldım.
Henüz müdahaleler yeni yeni başlamıştı, saat 9.00 sıraları çeşitli yerlerde toplanan emek dostlarına saldırılar sürüyordu.
AKP hükümetinin temsil ettiği kapitalist toplumun temsilcileri sömürü düzenin devamı için baskı ve şiddete başvuruyorlar.
Sonra da bunun üzerinden terör edebiyatı yaparak kendilerini meşrulaştırmaya çalışıyorlar.
En büyük terörist bu düzenin devamından çıkarı olan bu baskı ve şiddeti uygulayan kesimlerdir.
Kendi çarklarına çomak sokan her muhalefet onlar tarafından azgınca yok edilmeye çalışılmaktadır.
Yıllardır böyle sürmektedir.
Bakalım gün sonuna kadar neler ile karşılaşacağız  diye düşünürken içim daraldı.
Kendimi dışarı atmak istedim; 1Mayıs mitingine bu duygularla katılmak üzere kentin sokaklarında dolaşmak üzere yazımın başımdan ayrıldım.
Kafamda tek bir şey vardı ;”Ancak bu böyle gitmez”