500 günü 300 güne indirirseniz, olacağı budur!
ASSOS Antik Liman, adı üstünde antika bir limandır. Taa milattan önce üç bin yıllarda kurulmuştur ki, beş bin yıllık bir tarihi vardır. Yapısı volkaniktir. Çok değerli andezit taşları vardır. Tarihte buradan gelip geçmeyen kalmamış, Aristo hemşerimiz de burada oturup `Devlet` kitabını yazmıştır. İsa’nın havariları ve de mirasçıları da buradan gelip geçmiş, limanda taze balık yemiştir. Ay doğumu izlemişlerdir. Tepedeki tiyatroda oynanan oyunların yanında, savaşlar da yapılmıştır. Ta ki biz burayı süper gözde turizm merkezi haline getirene kadar da, oradaki kayalar rahatsız olmamıştır!
Ama işte biz antik limana, antin kuntin işlerle sahip çıkarak dağın eteğine doğru ilerlerken, olan olmuştur. Volkanik dağ napıyorsunuz ya siz? Dibime kadar geldiniz deyip, bizi taşlamaya başlamıştır. Çok şükür bu güne kadar ölenimiz yaralananımız olmamıştır ama, içimize bir korku da oturmamış değildir. E haliyle korkuyla da yaşanmaz deyip bu işe bir çözüm aramak farz olmuştur. Sonuç olarak bütün yetkililer ve etkililer bu kayalara bir ders verilmesi gerektiğini dile getirmişlerdir.
Gelinen noktada bilim insanlarının en az beş yüz günde bu iş olur demesine rağmen, iş 300 günde bitsin de biz de maduruz diyen işletme sahiplerinin dediği olmuştur. İşi alan müteahit de elindeki iş makinelerini araziye salmış ve ortaya bu hazin durum çıkmıştır. Şimdi hep beraber `ne lan bu, dağı traşladınız!` diye ağlanmanın bir faydası da olmayacaktır. İnşallah bu kadar hafriyat yaptık, şu tepeye bir otel yakışır demez kimse. Yoksa, ağaçlandırma mağaçlandırmayla güzel bir seyir terası yapılır buraya. Şöyle oturup, Midilli`yi izleriz. Bu kadar insan gelmişken bir iki de lokanta fena olmaz demeye başladığımızda da, iş tamamına ermiş olur. Hadi hayırlı olsun. Beş bin yıllık sorunu çözdük üç ayda be ya!
Ey belediyeler, muhtarlıklar; Tuvaletlerinizi temiz tutunuz!
Türkiye`nin gözde turizm merkezlerinden birisiyiz diye övünür dururuz. Ama, tuvalet kültüründe yıllardır sınıfta kalmışızdır. Çanakkale`nin neresine gitseniz bu pisliği görürsünüz. Geçenlerde gazeteci arkadaşlarımız Özbartın`lar bir haber yaptı. Lapseki`nin merkezinde, kaymakamlığın arkasındaki tuvaletin rezilliğini ortaya koydular. Sadece orası değil, daha bir çok yer aynı şekilde. Sordum arkadaşlara, arayan soran oldu mu diye. Olmuş, başkan aramış sitem etmiş. Bence, teşekkür etmeliydi. Temizlik imandan gelir kardeşim, haklısınız demeliydi. Ben de bu vesileyle buradan tüm belediyelere ve muhtarlıklara seslenmek istiyorum. Lütfen umumi helalarınızı temiz tutun! Helaya, tuvalet diyerek kibar olabiliriz ama, içine sıçıldığında hela olur yine! Lütfen bir zahmet. Bakın korona var diye dezenfekte etmediğiniz yer kalmamıştı. Neredeyse dezenfektandan ölecektik! Şu tuvaletleri de bir temiz tutun. Asya`dan Avrupa’ya köprü yapan bir memleketiz. Bunu mu yapamayacağız.
Gençlerin durumu vahim!
Okulların açılmasıyla bazı şeyler yeniden dikkatimi çekmeye başladı. Öğlen aralarında okul bahçeleri ve önlerindeki manzara dehşet. Esenlerdeki okullar bölgesinde, ekmek arası beslenen yüzlerce çocuk görüyoruz. Obezitenin krallığı kurulmuş bu bölgede. Bütün gençler ekmek arası besleniyor. Bence hiç sağlıklı değil. Ne yapılır bilmiyorum. Biz bu çağlarda esnaf lokantalarında az çorbayla karnımızı doyururduk. Onun için, ben hala az çorba içerim. Tamına param yetmez sanırım! Bu bile iyiymiş. Gençlerimizin ruh ve beden sağlığı önemli. Bir şeyler yapmalı.