3 Mart 1924 DEVRİM YASALARI’NIN 90. YILINDA !......
Yüksel ÖZDEMİR
CHP Kepez Belediye Meclis Üyesi
1915 yılında Anafartalar Kahramanı MUSTAFA KEMAL ve her aileden en az bir kişinin şehit verildiği halk ile ÇANAKKALE’DE ÖZGÜRLÜĞÜN ÖNSÖZÜ yazıldı.
9 Eylül 1922’d
e yurt topraklarından düşmanların temizlenmesi, İzmir’de bayrağımızın göndere çekilmesi ve 29 Ekim 1923’te TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN İLÂNI ile yurttaş olduk. Kul ve ümmet olmaktan kurtulup birey olduk. Yüzümüzü batıya döndük.
Cumhuriyetimizin kurucusu, yüce önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ilke ve devrimleriyle çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmayı hedefledik. Bunun için 3 MART 1924 DEVRİM YASALARI tarihimizde önemli bir yer tutmaktadır. Bizi KUL ve ÜMMET olmaktan kurtaran bu yasalar;
1. Hilafetin kaldırılması
2. Öğretim Birliği Yasası
3. Evkaf ve Şeriye Vekaleti’nin Kaldırılması
3 Mart 1924’de halifelik kaldırılarak, Devleti mülk, halkı Tebaa olarak gören anlayış yıkıldı. EGEMENLİK bir ailenin elinden alınarak ULUSA verildi.
Bir ulusun gelişmesi ancak BİLİM ve SANAT’taki gelişme ile sağlanabilir. Osmanlı’da üç başlı olan eğitim-öğretim ile bunu sağlamak mümkün değildi. Bir tarafta medresede; neden-niçin sorusuna yanıt aramayan, bilimsel olmayan dini eğitim ile sömürgecilik zihniyetinde eğitim veren yabancı kökenli okullar, diğer tarafta çok az sayıda normal eğitim kurumları… %96’sı okuma –yazma bilmeyen bir toplum!
Çok başlı eğitim modelleri ile ÇAĞDAŞ TÜRK VATANDAŞI YETİŞTİRMEK söz konusu olamazdı. Onun için ÖĞRETİM BİRLİĞİ YASASI çıkarıldı. 1928’de yazı devrimi ile bu gelişim tamamlandı. HALK EVLERİ ve KÖY ENSTİTÜLERİ ile yürünen süreçte, Fen-Sosyal Bilimlerde, sanatta uluslararası üne sahip nice insanımız ÖĞRETİM BİRLİĞİ YASASI’NIN açtığı yolda yetişti.
Adalet mülkün temelidir. Bir toplumu ayakta tutan en önemli kurumlardan birisi de yargıdır. Evkaf ve Şeriye Vekaleti’nin kaldırılması, Yeni MEDENİ YASA’nın kabulü ile kuvvetler ayrılığında üçüncü ayak olan YARGI; “KADI’NIN ve PADİŞAHIN” iki dudağı arasından kurtarıldı. YASAMA-YÜRÜTME-YARGI kuvvetler ayrılığının çok önemli temeli atıldı. ULUS olma bilincinin temelinde bu üç devrim yasası bunun için önemlidir.
Bugün Köy Enstitüleri’nin kapatılışı ile başlayan süreçte gelinen noktada bu üç devrim yasasını kutlayabilecek miyiz? Öğretmen değil, imam yetiştiren okulların sayısının arttığı, öğretim birliğinden uzaklaşıldığı, kız ve erkeklerin yan yana oturarak aynı sınıflarda okumasının sakıncalı bulunduğu, laboratuarlardan uzaklaşılarak dine dayanan eğitimin yapılmasının yollarının açıldığı, yargının “kuvvetler ayrılığı” özelliğinin bitirildiği, “iki dudak arasında” söylemle yargı kararlarının verdirildiği, ATATÜRKÇÜYÜM diyen yurtseverlerin hapislerde çürütüldüğü, ayakkabı kutularını temizlemek için yasa çıkarılan bir ortamda hangi devrim yasalarını kutlayacağız.
3 Mart’ta kutlama yapmayacağız. SÖZ VERECEĞİZ. 3 MART DEVRİM YASALARINI yaşatmak için, bu gidişe dur demek için SÖZ VERECEĞİZ. Yoksa başta yüce önderimiz ATATÜRK olmak üzere vatan toprağına karışan şehitlerimize resmi bayramlarda hangi yüz akıyla çelenk koyacağız. İSTİKLÂL MARŞIMIZI gururla okuyabilecek miyiz?
30 Mart’ta yapılacak yerel seçimler başta olmak üzere, Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimlerde sorumluluklarımızın bilincinde oyumuzu kullanalım. Soyguna, talana ve 29 Ekim 1923 öncesine hızla dönen bu gidişe oylarımızla dur diyelim.
ATATÜRK’ÜN KIZLARI ve OĞULLARI olarak bugün görev günüdür.