20 yıl sonra Mumcu’yu anmak
Uğur Mumcu, 20 yıl önce bu sistemin korumacılığına soyunmuş derin güçler tarafından katledildi. 20 yıl sonra Mumcu’nun bıraktığı miras ile gazetecilik faaliyetlerini sürdürenler aynı tezgahın değişik versiyonları ile karşı karşıya kalıyorlar. Bir terör örgütü edebiyatı ile sürdürülen tutuklama furyasının en önemli mağdurları yine gazeteciler. Daha dün yurt gazetesinin gencecik bir muhabiri terör örgütünün elemanı olmak iddiası ile tutuklandı.Bu sistemin işleyişindeki hukuksuzluklara, haksızlıklara çomak soktuğunuzda başınıza gelmedik kalmıyor. Aradan geçen 20 yıla rağmen değişen tek şey aktörlerin konumları ve yöntemleri...
Bundan dolayı Uğur Mumcuları anmak günümüzün duyarlı, hukuktan yana tüm kesimlerine düşen bir sorumluluktur.
Bu anma sadece duygusal bir anlam taşımaz, bu anma Uğur Mumcuları katleden zihniyete ve uygulamalarına karşı mücadele bilincine ulaşma noktasında bir nitelik taşımaktadır.
Araştırmacı gazeteciliğin duayeni Mumcu’nun katledilmesi bu ülkede gerçeklerin yok edilmesi çabasındaki karanlık güçlerin bir planıdır.
Bugün de aynı gerçekler ile karşı karşıya olduğumuzu hiçbir zaman unutmayalım.
Bakın Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisine iktidar partisi AKP tarafından yapılan müracaatlarda neler dile getirildi…
“Türkiye’nin, halen dünyanın en çok tutuklu gazetecisi olan ülke olduğu tahmin ediliyor” ifadesinin yanı sıra AGİT’in Medya Özgürlüğü Temsilcisi’nin raporuna atıfla Nisan 2012 itibarıyla 95 gazetecinin cezaevinde olduğu saptamasının çıkarılarak yerine, gazetecililik faaliyeti nedeni ile değil, terör örgütüne üye oldukları suçlamasıyla gazetecilerin cezaevinde olduğu ifadesinin konulmasını isteyen AKP’nin değişiklik önerisi reddedildi.
AKPli milletvekilleri ikinci olarak raporun giriş bölümünde yer alan ve 301. maddenin acilen kaldırılmasını isteyen bölümün, “AKPM, Türk hükümetinin 301. maddenin kaldırılmasına ilişkin çabalarının devam etmesini ister” şeklinde değiştirilmesini önerdiler. Bu öneri de kabul görmedi.
Üçüncü olarak, AKP’li milletvekilleri, raporun Türkiye paragrafının son maddesinde yer alan ve 2008 ile 2010 yılları arasında Türkiye’de beş civarındaki internet sitesinin terör gerekçe gösterilip kapatıldığı yönündeki maddesinin değiştirilmesi için de önerge verdiler. AKP’li vekiller, raporun ilgili maddesinin, “Türkiye’de internet ortamında, hükümet aleyhine yapılan haberlerden ötürü kapatılan site yoktur. İnternet ortamında baskı söz konusu değildir” yönünde değiştirilmesini istediler. Bu madde de yine komisyon üyelerinin çoğunluğu tarafından reddedildi.
AKP’li milletvekillerinin, seçimlerden önce medyanın iktidar ve muhalefete eşit biçimde yaklaştığı yönündeki önerisi de kabul görmedi.
İşte Avrupa Konseyi Parlamenterler meclisi nezdinde ülkemiz algısı böyle iken kimse kalkıp her şey süt liman olarak göstermesin.
Tabiî ki tüm bu gerçekler sorumlu duyarlı gazeteciler aydınlar bilim insanları ve sanatçılar tarafından dile getirilecektir.
Katledilseler de, cezaevlerine atılsalar da, işsiz bırakılsalar da ülkemizin yurtsever aydınları gerçekleri anlatmaya devam edecekler. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
20 yıldır Uğur Mumcuyu katleden zihniyet gerçeklere karşı elinden geleni ardına koymadı.
Ama bugün yine “uğurlar ölmez” diyen milyonlar var, onun izinde ona layık olmak için yürüyorlar.