nevin@canakkaleolay.com
Çanakkale Savaşı (Çanakkale Muharebeleri), I. Dünya Savaşı sırasında 1915–1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası`nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir. İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu`nun başkenti olan İstanbul`u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya ile erzak tedarik etmek ve askeri yolu açma amaçları ile ilk hedef Çanakkale Boğazı`nı seçmişlerdir. Ancak saldırıları başarısız olmuş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Kara ve deniz savaşı sonucunda iki taraf da çok ağır kayıplar vermiştir.
ÇANAKKALE ZAFERİ NASIL KAZANILDI?
Birleşik Krallık Savaş Konseyi sekreteri Albay Hankey, Winston Churchill `in de desteğiyle, 1914 yılı Eylül ayında Çanakkale Boğazı`nın donanmayla geçilerek İstanbul`un işgalini öngören bir planı savaş konseyine sunmuştur. Plan, çeşitli evrelerden geçerek uygulamaya kondu ve Birleşik Krallık ve Fransa gemilerinden oluşan bir donanmanın Boğaz`a geniş çaplı saldırıları 1915 Şubat ayında başlatıldı. Özellikle 19 Şubat 1915 ve 25 Şubat 1915 bombardımanları sonucu Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Çobanlı giriş tabyalarının geri hatta çekilmesi emrini uygulatmıştır. En güçlü saldırı ise 18 Mart 1915 günü uygulamaya konuldu. Ancak Birleşik Donanma ağır kayıplara uğradı ve deniz harekatından vazgeçmek zorunda kalındı.
Zorlu koşullarda büyük kayıplara rağmen tarihe geçen bir zafer kazanılmıştır. Tarihte unutulmayacak izler bırakılmıştır. Bu zaferle kahraman Türk ordusu dünyada tarih akışını etkilemiş, güç dengelerini değiştirmiş, yönlendirici gücünü gözler önüne sermiştir.
Çanakkale Cephesi’nin halka verdiği azim, umut ve kararlılık Kurtuluş Savaşı’nın meşalesini ateşlemiştir. Türk ordusunun üstün muharebe yöntemleri, silah gücü bakımından çok üstün bir güce karşı başarılı bir şekilde kullanılmıştır. Her siperde ayrı bir destan başlatan askerlerimiz, düşmana karşı verdiği zorlu mücadeleyi zaferle sonuçlandırdığında, dünya tarihine de "Çanakkale Geçilemez!" ilkesini bir daha silinmemek üzere yazdırmıştır.
Bir Yolcuya
Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın,
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,
Gördüğüm bu tümsek, Anadolu’nda,
İstiklal uğrunda, namus yolunda,
Can veren Mehmed’in yattığı yerdir.
Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğduğu sele,
Mübarek kanını kattığı yerdir.
Düşün ki, hasrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin,
Bir harbin sonunda, bütün milletin,
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.
Necmettin Halil Onan