Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

1 Mayıs’ın Ardından…

2072
Bütün yurtta 1 Mayıs coşku ile, geçmiş yıllara göre katılımın daha yoğun olduğu bir şekilde kutlandı. Çanakkale’de de görünüm bu boyutta idi. Çanakkale’de eski yıllardan beri 1 Mayıs’a katılanlar; bu yıl ki katılımın en yoğun olduğu 1 Mayıs kutlaması değerlendirmesini yaptılar. Katılımın yoğunluğunun dışında katılımcıların coşkusu da dikkat çekti. Katılımcılar gerçekten, bu yıl 1 Mayıs’ı önemsemişler, gerekli hazırlıkları ile mitingde yerlerini almışlardı. Gençliğin damgası Çanakkale 1 Mayıs kutlamalarında kendisini gösterdi. Bu yıl diğer yıllardan farklı olarak Çağdaş Gazeteciler Derneği Çanakkale Şubesi olarak bizlerde 1 Mayıs kutlamalarında yerimizi aldık.  
Basın özgürlüğü noktasındaki taleplerimizi, demokrasinin ortak bir talebi olarak demokrasi mücadelesinin bir parçası boyutu ile ortaklaştıran bir kavrayış ile hareket ettik.
Altıncıların çevre talanına karşı mücadele eden köylülerin, 1 Mayıs katılımı Çanakkale kutlamaları için diğer önemli bir nokta idi.
1 Mayısta demokrasi, özgürlük ve insanca yaşam savunucularının taleplerinin ortaklaştığı bir dayanışma kendisini gösterdi.
Bu yılki 1 Mayıs’ın, katılım yönü ile daha yoğun olmasının anlamını da kavramak gerekir.
Sistemin ve AKP hükümetinin getirdiği koşullara karşı halkın memnuniyetsizliği artmaktadır.
Bu memnuniyetsizlik, bağrında bir mücadele isteği de taşımaktadır.
Bu potansiyelin doğru kanalize edilmesi, sistemin mağdur ettiği bütün kesimlerin kendi alternatiflerini oluşturma noktasında önemli bir gelişme sağlayacaktır.
Bu potansiyel durum, bir şekilde 12 Haziran seçimlerinde kendisini gösterecektir.
Fakat esas olan bu memnuniyetsizliğin doğru bir şekilde kanalize edilmesi için daha çok çalışmak, daha geniş yığınların mücadele alanlarına çekilmesi için 2012 1 Mayısına hazırlanırcasına şimdiden çalışmayı başlatmak önem kazanmıştır.

Gaz bombalarına, tazyikli sularınıza vahşice saldırılarınıza ne oldu?

1Mayıslar, ülkemizde henüz 2 yıl öncesine kadar insanlık adına utanç verici görüntüler ile var olur idi.
Bu yıl farklı bir 1 Mayıs yaşandı.
Emekçilerin demokratik haklarını kullanmasının kimseye bir zararı yokmuş değil mi?
Yok marjinal gruplar, yok halkın mal ve can güvenliğinin korunması gibi gerekçelerin arkasına sığınılarak yapılan saldırıların ne kadar saçma ve yersiz olduğu ortaya çıktı.
Demokratik hak ve özgürlüklere tahammül edemeyenlerin maskeleri bir bir düşüyor.
Tabiî ki bu gelişme kendiliğinden olmadı.
Bunun için, demokrasiden yana olan çeşitli kesimler önemli bedeller ödedi.
Bu ülke 77 yılı 1 Mayısında 35 kişinin yaşamı pahasına, bugün gelinen yerde bu demokratik hakkını kullanıyor.
Bunun da bilinci içersindeyiz.
Şimdi hep birlikte 77 yılında bu katliamı yapanların ortaya çıkarılmasının mücadelesini vermeliyiz.
Aynı güçlerin 1980 askeri darbesi ile onlarca insanı işkencelerden geçirerek katletmelerinin, onlarca gencin idam sehpalarında öldürülmelerinin, daha birçok insan hakkı ihlalinin hesabını sormalıyız.
Faili meçhul bir çok cinayetin açığa çıkarılmasının, sorumlularının cezalandırılmasının takipçisi olmalıyız.
Tüm bu talepler ile verilecek demokrasi mücadelesinin kazanımları ile daha güçlü 1 Mayıslar yaratabiliriz.
Adım adım daha güzel günlere ulaşmak, daha insanca koşullarda yaşamak istiyor isek, kavrayışımız ve atacağımız adımlar bu yönde olmalıdır.
Bunun içinde emek demokrasi ve özgürlük güçlerinin birliği çok önem kazanmıştır.
12 Haziran seçimleri öncesinde oluşan ‘emek demokrasi ve özgürlük bloğu’ bu anlamda önemlidir.
Bu bloğun daha da gelişmesi, emekten demokrasiden özgürlüklerden yana yeni güçlerin katılımı ile seçim sonrasında da insanca yaşamın güvencesi haline dönüşmesi ülkemizdeki demokratik gelişim için son derece anlamlıdır.

Sermet ATADİNÇ