Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

1 Kasım öncesi politik iklim

Saray ve AKP'nin kendi tahakkümlerini kurmak adına düğmeye bastığı sürecin halkası olarak, 1 Kasım'da yenilecek seçimler bugüne kadar yapılmış seçimlerden çok farklı bir seçim olacak!... Bu seçim tam bir entrika, kurmaca ve tertiplerle sürdürülen bir seçim olarak aynı zamanda sistemin acımasızlığını, halk düşmanı yüzünü de ortaya koymaktadır. Siyasi gelecekleri uğruna ülkeyi bir savaş yerine döndüren, siyasi irade tam bir devlet terörü uygulayarak yerleşim bölgelerinde katliamlara varan saldırıları hayata geçirmekten geri durmamaktadır. Böylesi koşullarda seçim başarısı ancak, savaşa karşı barış mücadelesini yükselterek sağlanabilir.

1421

 Bu saatten sonra siyasi partilerin söyleyeceklerinin, yapacakları propagandaların hiçbir anlamı kalmamıştır.

AKP ve saray iradesinin kendi varlıklarını sürdürmek adına sürdürdüğü savaş politikaları dahil her türlü gerici faşist uygulama net olarak ortadadır.

Bu koşullarda seçim propagandasıymış, parti programıymış bunların hiç birinin geçerliliği kalmamıştır.

Ortada tek bir gerçek vardır; savaşa karşı barış talebini görünür kılmak, barış mücadelesinin kalıcı başarısı için; demokratik halk iktidarı mücadelesinin yön göstericiliğinde halkların birlik ve dayanışmasını sağlamaktır.

7 Haziran seçimleri öncesinde ve sonrasında yaşanılan tüm gelişmeler 1 Kasım seçimlerinin kodları olarak halkın tercihlerini belirlemek adına yeterlidir.

Bundan sonrası barış ve demokrasi güçlerinin performansına göre şekillenecektir.

Ya ülkemiz bir karanlığın içersinde boğulacak ya da daha aydınlık günlere ulaşmak için yeni bir fırsat doğacaktır.

1 Kasım öncesi genel siyasi atmosferin bu yapısı Çanakkale içinde aynen geçerlidir.

Genel olarak seçim ile ilgili tercihleri Çanakkale halkı açısından da belirleyecek  koşullar bu genel esaslar olacaktır.

Çanakkale halkının iradesi barış, demokrasi özgürlükler ve insanca bir yaşamdan yana şekillenecek, bunun karşılığı olarak CHP ve HDP 1 Kasım’da Çanakkale’de oylarını arttıracaktır.

Ancak bunun 7 Haziran seçim sonuçlarını değiştirici bir etkisi olacağını düşünmüyorum.

Bununla birlikte yereldeki siyasetin kendi pratiğinin getirmiş olduğu bazı sonuçların etkilerini şimdiden kestirmenin oldukça zor olacağı da  ayrıca not edilmelidir.

Bu bağlamda mevcut adayların üzerinde biraz duralım.

CHP’de adayların aynen kalacağı genel olarak söylense de, CHP 7 Haziran seçimleri sonrasında geliştirdiği politikalar ve savaş politikalarına karşı aldığı ve bundan sonra alacağı tutum ile “birleştirici güç” imajını kuvvetlendirmiş 1 Kasım seçimleri için güç biriktirmiştir.

 Bu trend genel merkez tarafından doğru ele alınmalı, Çanakkale konjoktüründe AKP ve MHP açısından bir oy kaybı olacağı göz önünde bulundurularak  3. sıradaki aday  Ahmet Küçük’ün bu dönemde parti politikalarına güvensizliğini göz önünde bulundurarak 3. sıraya CHP’yi ateşleyecek bir isim getirmesi CHP’nin oy kazancına destek verecektir.

7 Haziran matematiği 3 CHP’li milletvekili çıkarmaya çok müsait olmasa da, politika hedefli olmayı gerektirir.

CHP böylesi bir düzenlemeyi yapmalı ve çıtayı yükseltmelidir.

AKP  Bülent Turan’ın 1. sıra adaylığı ile devam ederse bu karar; AKP’nin yeniden güç kaybına neden olacaktır.

Bülent Turan Çanakkale ile bir doku uyuşmazlığı yaşamıştır.

Siyasi performansı ve tarzı da Çanakkale’deki  politik havaya uygun olmamış, buda beraberinde bir olumsuzluk yaratmıştır.

1945 yıllarının politikacılarının tarzı ile onu da yapacağım, bunu da yapacağım tarzı, ayrıca gerginlik ve polemik üzerine kurguladığı karalama ile eleştiriyi birbirine karıştıran uslubu ile tepki toplamıştır.

CHP ve MHP milletvekillerinin Çanakkale’nin herhangi bir sorunu karşısında gösterdiği bir çaba karşısında bile tahammülsüzlük göstererek küçük çocuk rekabeti tarzı ile almış olduğu tavırlar şık karşılanmamıştır.

AKP’nin oy kaybını durdurabilmesi Bülent Turan yerine bir başka kişinin, bu da yerel ayağı olan bir kişinin 1 sıraya getirilmesiyle sağlanabilir.

Bülent Turan hırsını ve iddiasını faydalı kullanmak istiyorsa ikinci sırada konumlanarak tetikleyici olarak partisine katkı yapabilir.

MHP’de ise gelişmeler adaydan bağımsız yaşanan olumsuzluklar olarak yansıyacak, bu da sonucu etkileyecektir.

AKP’nin can simidi rolünü oynayan MHP, kendisine oy veren seçmenlerinin beklentilerini yerine getirmekten uzak politikalar nedeniyle 7 Haziran’da kendisine oy verenler nezdinde bir hayal kırıklığı yaratmıştır.

Bu durum doğal olarak bu 1 Kasım seçimlerine yansıyacaktır.

HDP ise yükselen bir trenddir.

7 Haziran’da göstermiş olduğu performans ile AKP gericiliğinin önüne set koyan HDP, sonrasında AKP’nin geliştirdiği politikalara karşıda halkların beğenisini kazanmış , bugünde AKP ve saray iradesinin savaş politikalarına karşı barışın tesisi açısından önemli bir rol üstlenmiştir.

1 Kasım seçimlerinin savaş taraftarlarıyla barış güçleri arasındaki bir seçim olacağını düşünürseniz; HDP’nin barışa verdiği desteğin AKP’nin savaş politikalarını boşa çıkarmak adına desteklenecek bir tercih olduğu net bir gerçekliktir.

Tüm bu gelişmeler sonrasında Çanakkale’de barış taraftarlarının tercihi sandığa yansıyacak; CHP ve HDP 7 Haziran seçimlerine göre daha başarılı partiler olarak sandıktan çıkacaklardır.