Turgut Çamer

turgutcamer@hotmail.com

0RTAK AKIL ADAYI!

1721
      Değerli okurlarım, sizleri bir köşe yazarı sorumluluğuyla düşünerek ‘ortak akıl’ oluşturmaya davet ediyorum.. Neden böyle bir çağrıda bulunuyorum, eminim ki tahmin etmişsinizdir.
***
            Gündemimiz Cumhurbaşkanlığı Seçimi
            Önce, ‘sapla-samanı’ birbirine karıştırmadan bu seçimin önemine vurgu yaparak konuyu ele almaya çalışalım. Bu gibi hassas durumlarda; “Bana doğru gelen hiç bir şey yoktur ki yanlış gibi de gelmesin” diyen ünlü Fransız düşünürü Montaigne gibi kuşkucu olmak, olasılıklı düşünmek ve en doğru bilgiye ulaşarak nesnel bir karara varmak mümkündür.
            *Cumhurbaşkanı adayları 29 Haziran-3 Temmuz tarihleri arasında mal bildirimindebulunacak. Bu kapsamda adaylar; kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz mallar ile 32 bin 730 TL’den fazla tutarındaki parayı bildirecek.
            “Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele edeceğiz”… “Herkesi kucaklayacağız” diyerek AKP 2002’de iktidara geldi. Dini istismar ederek bu güne değin oy toplamayı başardı. İktidara geldikten sonrada ‘bizler-onlar’ ayrışmasını sürdürdü.
            *17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet örtbasını becermeye çalışan AKP’nin Cumhurbaşkanı adayının mal bildiriminde bakalım neler göreceğiz!!!
                                                           ***
            Kılıçdaroğlu’na Yöneltilen İki Temel Eleştiri
            1 – Cumhurbaşkanı adayının nasıl biri olduğu sizce önemli değil mi?
            2 – Sadece R. Tayyip Erdoğan’ın rejim değişikliği niyetiyle ‘Başkan’ olmasını önlemeyi mi amaçladınız?
            Sanırım bu iki eleştirel soruya Sn. Kılıçdaroğlu’nun olası vermesi gereken yanıtı izninizle bir de ben vereyim! Zaten kendisinin de benzer bir yanıtı olmuştu.
            *Evet… Ülkenin rejimi söz konusu ise gerisi teferruattır..  Türkiye’nin hem içerde hem de dışarıda başı-sonu belli olmayan maceralara tahammülü yok. Koşullar en geniş toplumsal uzlaşmayı dayatmaktadır.
            Neden? Çünkü, tablo otoriter bir başkanlık sistemini değil, parlamenter demokratik düzenden yana olmayı yaşamsal kılıyor. Tek adam despotizmine koşar adım götürülen bir ülkede muhalefetin çatı adayının nasıl biri olduğundan ziyade birinci öncelik- eğer aday olursa- R. Tayyip Erdoğan’ın önünü kesebilecek birinin bulunmasıydı. Bu koşullarda da bence aranan bulunmuştur.
            Muhalefet hiçbir komplekse kapılmadan stratejik bir hamleyle rejimin muhafazası için hem Kılıçdaroğlu hem de Bahçeli ‘koltuk’ kaygılarını bir kenara iterek; ellerini-kollarını-gövdelerini sorumluluk taşının altına koymuşlardır. Bu mantığı bu ‘ortak aklı’ doğru anlamaya çalışmak, onları kutlamak, umutsuzluk yaratmamak ve onları desteklemek gerekmektedir.
            *Amaç rejimi korumak ise mevcut koşullarda başka strateji arayışına girmek ülkenin geleceği üzerine KUMAR OYNAMAK DEMEKTİR…