Koza Madenciliğin altın arama projesi, Kaz Dağları eteklerindeki ormanları ve Çanakkale`nin tek içme su kaynağı olan Atikhisar Barajı`nı tehdit ediyor. Şirket, kapasite artırma talebiyle yeni bir ÇED sürecini başlatmış bulundu. Binlerce ton patlayıcı kullanılarak yapılacak patlamaların oluşturacağı taş, toprak ve tozun Atikhisar Barajı`nı kirletme ve zehirleme ihtimali bulunuyor. 1881 hektarlık alana yayılan proje kapsamında, yüzbinlerce ağacın kesilme durumu var. Çanakkale halkında tedirginlik yaratan bu durum hakkında, İDA Dayanışma Derneği üyeleri dün Cumhuriyet Meydanı`nda bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi. İDA Dayanışma Derneği Başkanı Ekrem Akgül tarafından yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi; "Ekonomik daralmanın ailelerimize evlerimize yansıdığı bir süreci yaşıyoruz. Bununla kalmıyor doğa mücadelemiz pandemi yüzünden sekteye uğruyor. Biz evlerimizde kısıtlı kalırken, o şirketler doğanın, ormanın içlerinde faaliyetlerini yürütüyorlar. Hem sağlık hem ekonomi bakımından, sosyal e demokratik haklar bakımından her akşam kayıplar veriyoruz. Ne yazık ki Çanakkale bu süreçten payını fazlasıyla alıyor. Sadece Çanakkale değil ülkemizin birçok alanında doğa talanı hızını kesmeksizin sürüyor. Bütün sektörler durmuşken maden sektörü ara vermeksizin ilerliyor. Çanakkale-Çan ekseninde bir yola çıksanız 10-15 kilometre mesafede sağlı sollu en azından 5 tane maden şirketinin faaliyetiyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Çanakkale ve kırsalı, doğası tamamen maden şirketlerince kuşatılmıştır. Çanakkale`den Etili`ye kadar gitseniz karşılaştığınız maden ruhsat alanlarının toplamı 100 bin dönümün üzerindedir. Karşınıza beş tane şirket çıkar. O beş şirketten bir tanesi Koza`dır. Bütün dikkatlerin Kirazlı`ya Alamos Gold`a odaklandığı bir zamanda faaliyete geçmiştir ve biz onun faaliyete geçtiği andan itibaren İDA Dayanışma Derneği olarak bir dava süreci başlattık..."
"Çanakkale`miz giderek yaşanamaz hale getirilmekle karşı karşıyadır"
"Çanakkale`de kabus bitmiyor. Neredeyse her gün yaşadığımız coğrafyanın farklı bir yerinden doğaya dönük bir müdahale haberi alıyoruz. Dağlarımız, ormanlarımız, su kaynaklarımız, toprağımız, gün geçmiyor ki, göz koyanların saldırısına uğramasın. Otoritelerce en yaşanabilir kent seçilen Çanakkale`miz, giderek yaşanamaz hale getirilmekle karşı karşıyadır. Yıllardır, termik santrallere ve madenci istilasına karşı yürütmekte olduğumuz mücadelemiz, farklı aşamalarda, hukuksal ve eylemsel olarak sürmektedir. Geçtiğimiz yıl, Alamos`a karşı Kirazlı` dan yükselen, yüzbinleri Kirazlı`ya çeken Su ve Vicdan çığlığımız, ülke sınırları ötesinde yankılanırken, henüz nasır tutmuş vicdanlara ulaşmadan, bu kez çok daha yakınımızda, Serçiler-Terziler Köyleri arasında 17.07.2017 tarihinde aldığı ÇED Olumlu kararı ile sondaj faaliyetlerine başlayan ve arazi hazırlama aşamasında olan Koza Altın İşletmeleri AŞ.ne karşı İDA Dayanışma Derneği olarak Çanakkale İdare Mahkemesine 12 Haziran 2020 tarihinde gerekçelerini sıralayarak açtığımız ÇED İptal Davası ile hukuk mücadelesini başlatmış olduk. ÇED Raporunun içeriği, yıllardır bu tür davalarda tanık olduğumuz gibi, bu maden şirketinin, başta, yörede yaşayan insanlar olmak üzere, orman varlığı, toprak varlığı, su varlığı ve kalitesinin bozulması hidrojeolojik yapı, ekosistem üzerinde yaratacağı tahribat ve yıkım ve dava dilekçemizde belirttiğimiz daha birçok nedenlerle Koza Altın İşletmeleri AŞ`nin Serçiler-Terziler projesine olumlu ÇED vermesi yanlıştır dedik. 1881 hektarlık büyüklüğü ve orman varlığı bakımından Kirazlı ile aynı olan Koza Altının Serçiler-Terziler Ruhsat Alanında, Kirazlı` daki vicdanları kanatan yüzbinlerce ağaç katliamına bir daha izin veremeyiz. Ayrıca, saha Atikhisar Barajımıza 1 km mesafededir. Binlerce ton patlayıcı kullanılarak yapılacak patlatmalarla oluşacak taş-toprak, yağışlar ve taşkınlarla Atikhisar`a dolarak hem kirletecek, hem zehirleyecek, hem barajı doldurup kalan ömrünü kısaltacaktır."
"Mücadelemiz karalılıkla sürecektir"
"Tüm itirazlarımızla dava açtığımız bu ÇED Raporunun, kapasitesini en az on kat artıracak şekilde, Koza Atlın Madencilik İşletmesi AŞ, kapasite artırma talebiyle yeni bir ÇED sürecini başlatmış bulunuyor. Hal böyleyken, Çanakkale İdare Mahkemesi, kendi belirlediği Keşif Heyeti ile, 03 Ekim 2020 de yapılan Bilirkişi Raporunu beğenmemiş ek rapor istemiştir.03 Şubat 2021 tarihli Ek Rapor da Mahkemece reddedilmiş, yeni bir Rapor için Bilirkişi oluşturulmasına karar verilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, Anayasada belirtildiği gibi, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Bizler bugüne kadar hep bu ilkeye bağlı kalarak mücadele ettik. Bundan böyle de aynı inançla mücadelemize devam edeceğiz. Çok hukuk mücadelesi verdik, veriyoruz. Bu işletmelerin bir de, ilin Valisi tarafından imzalanan Gayrı Sıhhi Müessese Ruhsatı almaları gerekiyor. Biliyoruz ki; henüz hukuki süreç bitmeden bu ruhsatları imzalayan-imzalamayan Valiler oldu. Burada, `Konunun sadece kanuni boyutu yoktur. İnsani, vicdani ve ahlaki boyutu da vardır. O yüzden bu ruhsatı vermiyorum` diyen sayın Valiyi de anımsamış olalım. Şimdiye kadar olduğu gibi, bundan böyle de, konunun, hukuki boyutunun yanında, insani, vicdani ve ahlaki boyutunun da olduğunu dikkate alarak mücadelemiz karalılıkla sürecektir. Bilinsin isteriz."
(Atakan Alkış)