1 Mart tarihinde yayınlanan "Maden Yönetmeliğinde" yapılan değişiklikle, zeytinlik alanlarında enerji ve maden yatırımlarının yapılabilmesinin önü açılmıştı. Zeytin ve zeytinyağı üreticilerinin yoğun tepki gösterdiği yönetmelikle ilgili davalar açılmaya devam ederken bir dava da Çanakkale`den açıldı. Çanakkale`nin Ayvacık İlçesinden mülk sahibi olan, zeytinlikleri olan ve zeytincilik yapan vatandaşlarca açılan Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı`na; 1 Mart yönetmelik değişikliğinin hukuki kararlara, Anayasa`ya ve Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı olduğuna vurgu yapıldı.
"Tasarruf yetkisi Tarım ve Orman Bakanlığında"
Maden Yönetmeliği ile Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı tarafından, 3573 sayılı "Zeytinciliğin Islahı, Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun" adıyla özel bir kanunu olan zeytinliklerle ilgili düzenleme yapılmasının kanun/yönetmelik yapma tekniğine ve usule aykırı olduğu dile getirildi. Kanun tarafından zeytinlik alanlarla ilgili her türlü tasarruf yetkisinin Tarım ve Orman Bakanlığı uhdesinde olduğu ifade edilerek, "Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan yönetmelikle zeytinlik alanların taşınması, ıslahı gibi düzenlemeler yapılması öncelikle yetki bakımından hukuka aykırıdır" denildi.
"Anayasaya aykırı"
Dava dilekçesinde, Anayasası`nın 44`üncü maddesi ve 45`inci maddesindeki, toprağın verimli kullanımı, tarım arazileri, çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribi, tarımsal üretim planlaması gibi ilkelere yer verilen hükümlere atıfta bulunuldu. Dava dilekçesinde; "Dava konusu yönetmelik, öncelikle zeytinlik gibi önemli bir tarım alanının tahribine yol açan düzenlemesi ile Anayasa`nın yukarıda yer verdiğimiz düzenlemelerine aykırıdır" denildi.
"Yönetmelik, kanun hükümlerine aykıdır"
3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı, Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun`un 1`inci, 2`nci, 3`üncü, 17`inci ve 20`nci maddelerine yer verildi. Kanunun, zeytinliklerin korunmasının ve amaç dışı kullanılması ile tahribinin önlenmesinin Devletin görevi olduğu, bu alanların kullanım koşullarının Kanun ile saptanması gerektiği gibi hükümlere atıfta bulunularak, "Dava konusu yönetmelik hükmü, bu nedenle 3573 sayılı Kanun hükümlerine aykırıdır" ifadelerine yer verildi. Ayrıca, "Herkes için bağlayıcı nitelikte olan Anayasa Mahkemesi`nin kararlarını dava konusu yönetmelik ile yok sayan davalı idare, hukuk devleti ile bağlı idare ilkesine aykırı davranmıştır" denildi.
2012`de Danıştay tarafından iptal edilmişti
Dava dilekçesinde, "Zeytinciliğin Islahı, Yabanilerin Aşılattırılmasına Dair Yönetmelikte 2012 yılında yapılan değişiklikler"in, Danıştay Sekizinci Dairesinin kararları ile, bu değişikliklerin yönetmelikle yapılamayacağı gerekçesiyle iptal edildiği de hatırlatıldı. Yönetmelik değişikliğindeki, "Ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara denk gelmesi..." ifadesine de dikkat çekilen davada, davalı idarenin taşıma, rehabilite etme ve bu konuda taahhüt alma koşullarını sadece tapuda zeytinlik olarak kayıtlı alanlarla sınırlı tuttuğuna işaret edilerek, "Zeytinlik sahaların sadece tapuda bu niteliğiyle kayıtlı alanlardan ibaret olmadığı düşünüldüğünde tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olmayan ancak fiilen zeytinlik olarak kullanılan sahalar için dava konusu düzenlemenin bu haliyle büyük tehlikeler barındırdığı anlaşılmaktadır. Dava konusu yönetmelik bu yanıyla da açıkça hukuka aykırıdır" denildi.
"Yönetmelikte, bir bakanlık diğer bakanlığa görev veriyor"
Davada dilekçesinde ayrıca, Akdeniz ve Ege denizine kıyı bölgelerde, zeytin tarımına özel iklim koşullarının hakim olduğu, alternatif alan olmadığı için de korunmak zorunda olduğunu vurgu yapıldı. Yönetmelik değişikliğinde, mevzuat hazırlama tekniğini alt üst eden bir düzenleme yapıldığı ifade edilerek, "Kanunla yapılması gereken bir düzenleme yönetmelikle yapılmış olmakla kalınmamış, bir bakanlık tarafından diğer bakanlığa görev atfeden bir düzenleme yapılmıştır" denildi. Dava dilekçesinde, "İptale konu değişiklikle zeytinlik sahalarının yok edileceği, telafisi imkansız zararların ortaya çıkacağı kuşkusuzdur. Günümüzde toprak ve su kaynaklarının önemi, korunması gerekliliği, kaybının küresel ısınmaya, sağlıklı gıdaya erişim hakkına etkileri konusunda dünya ölçeğinde bilimsel çalışmalar yapılmış bir konuda zeytinliklerin kaybına neden olacak bir düzenleme yapılmıştır" denilerek, yürütmenin durdurulması ve iptali istendi.
(Seçkin Sağlam)