"Yol boyunca binlerce insan donör oldu"

1257
Sekiz yıl önce lösemi teşhisi konan oğlu Ali Utku`yu kaybeden `Mavi Çocuk Utku Umut Işıkları Derneği Başkanı Kemal Yücel, `kök hücre ve organ bağışı konusunda toplumsal bilincin artması ve lösemi hastası çocuklara dikkat çekmek` amacı ile `Her Pedal Bir Umut Olsun, Şehitlere Saygı Bisiklet Turu` adını verdiği bisiklet turu ile Adana`dan Çanakkale`ye tam 1783 km pedal çevirerek hedefine ulaştı. Gazetemiz Çanakkale OLAY`ı ziyaret eden Yücel, yolculuğunu, amacını, Çanakkale programını ve anılarını aktardı. Ne yazık ki kök hücre ve ilik bağışı konusunda toplumun yeterli bir bilgiye sahip olmadığını belirten Yücel, ilk olarak 2017 yılında Adana`dan İstanbul`a pedal çevirmeye karar vererek, 2400 km`lik bir rota belirlemiş. 2019 yılında ise kalp şeklinde bir rota belirleyerek insanlara `kalpleriniz bir çocuğun hayatını kurtarmak ister mi?` sorusunu yönelten Yücel, `Bir Pedal Bir Umut Olsun` adını verdiği turunun Çanakkale ayağına ise `Şehitlere Saygıyla` adıyla yola çıkmış. Çanakkale`de, Adana Bayırı Şehitliği`nin şehir ismi ile anılan tek şehitlik olduğunu belirten Yücel; "Adana`dan toprak getirdim şehitliğe götüreceğim. Çünkü onlar 1915 Çanakkale Adana`dan geldiler doğdukları büyüdükleri topraklardan yurt savunması için Çanakkale`ye geldiler ve burada bir Çanakkale destanı yazdılar..." dedi. Yol boyunca çok fazla insanla bir araya geldiğini ve yüzlerce dramatik yol hikayesi oluştuğunu belirten Yücel; "İnsanlar kök hücre bağışını bilmiyorlardı anlattığımız da kök hücre bağışının bu kadar kolay olduğunu bilmiyorlardı. Gidip en kısa zamanda biz de bağışçı olacağız dediler..." ifadelerini kullandı. Yolculuğu boyunca donör olacak binlerce insana ulaştığını belirten Adana-Çanakkale rotasında ise on yedi binin üzerinde kişiye temas ettiğini belirterek; "Bun insanlar kan örnekleri verdiler, umuyorum ki bu örnekler içerisinde uyumlu örnekler çıkacaktır..." dedi. Yücel Çanakkale`nin genetik anlamda büyük bir şansı olduğunu söyledi. 
"Çocukların ölümlerine kayıtsız kalamayız"
Yücel, yolculuğa başlaması hikayesini; "Hastanelerde lösemi tedavisi gören çocuklarımıza hayatta kalabilmesi için ilik nakline ihtiyaçları var. Ne yazık ki kök hücre ve ilik bağışı konusunda toplumun yeterli bir bilgiye sahip olmadığını gözlemledik. Bunun ile alakalı çeşitli kampanyalar, sosyal sorumluluk çalışmaları yaptık. Birçok şehirde, üniversitelerde, hastanelerde, yerel yönetimlerde, bazı STK`ların içerisinde toplantılar yaptık ancak genelde yeterli değildi. Çocuklarımız her geçen gün hastanede ölüme bir adım daha yaklaşıyorlardı ve buna kayıtsız kalamazdık, ölümlerine göz yumamazdık. Bir gün aklıma bisiklet geldi, kullanmaya yeni başlamıştım. 2017 yılında Adana`dan İstanbul`a pedal çevirmeye karar verdim. İlk turumda 2400 km`lik bir rota belirledim. İç Anadolu ve batı Karadeniz bölgelerini takip ederek İstanbul`a ulaştım. Ardından 2019 yılında da Türkiye turu planı yaptım. Orada kalp şeklinde bir tur belirledim. Yani insanlara, `kalbiniz bir çocuğun hayatını kurtarmak ister mi?` diye sorduk. Bu yüzden sembolümüz kalpti. Belirlediğimiz rotanın dışına da çıktık, daha uzak bölgelere gittik zira batı da farklı şehirlerde de kampanya için talepler oldu. Nihayetinde de 10400 km pedal çevirdik. 2021 yılında da Adana-Çanakkale rotasını kullanmak istedim. Sahil bandı üzerinden Çanakkale`ye ulaştım" şeklinde aktardı.
"Çanakkale turuna ise özel bir anlam olarak `Şehitlere Saygıyla` adıyla yola çıktım"
Turuna, `Bir Pedal Bir Umut Olsun` adını verdiğini, son Çanakkale turuna ise özel bir anlam olarak `Şehitlere Saygı` adıyla yola çıktığını belirten Yücel; "Rota üzerinde ki şehirler de insanlara kök hücre bağışının nasıl yapıldığını anlattım. Gitmiş olduğum şehirler de ki bisiklet gruplarında STK`lar ile bağlantı kurduk ve kampanyalar yapılarak Kızılay`a kan örnekler verildi. Ardından da hastaneleri ziyaret ederek lösemi hastası çocuklara oyuncaklar verdik. Amacımız gene o çocukların yüzlerin de ki tebessüm olabilmekti. Her çocuk oyuncağı sever mutlu olur, biz onların bir taraftan yaşama bağlanmaları adına kök hücre bağışı kampanyaları ile destek olurken, diğer taraftan da mutlu etmek istedik. Çanakkale`ye geldik, şehitlere saygı ifadesini de ekledik. Adana için Çanakkale`nin çok başka yeri var. Adana`dan gelen askerlerin göstermiş olduğu kahramanlık tüm ülkece biliniyor. Çanakkale de, Adana Bayırı Şehitliği şehir adıyla anılan tek şehitlik. Adana`dan toprak getirdim şehitliğe götüreceğim. Çünkü onlar 1915`te Adana`dan, doğdukları büyüdükleri topraklardan yurt savunması için Çanakkale`ye geldiler ve burada bir Çanakkale destanı yazdılar. Bu yüzdendir ki Adanalılar `Allah`ın adamları` unvanını da almıştır. Adana`nın bana göre hak ettiği güzel bir unvan, gurur duyulacak bir unvan. Bana göre, şehitlerimizin ruhuna dokunabilmek için manevi değer olsun diye Adana`dan getirmiş olduğum toprağı şehitlerimiz ile buluşturacağım. Hem çocuklarımızın hayatını kurtaralım dedik hem de savaşta yapılan mücadeleyi yeni nesillerimize empoze edip unutturmamak istedik. İşgallere karşı büyük bir direniş sergilendi bu şehirde. Çok uluslu ülkelerin saldırılarına karşı direndiği bir kent burası, burada olmaktan çok mutluyum. Şehitlikleri ziyaret edeceğiz yine burada bisiklet turları ile bir araya gelerek, bisiklet turu yapacağız. Kök hücre, organ bağışı yapacağız. Umarım eşleşmeler olur bir tane lösemi hastası çocuğun hayatını kurtarırsak bu bizim için çok büyük bir başarı. Uzun yorucu bir yol. Birçok sıkıntıyla karşı karşıya kalıyorsun. Pedal çeviriyorsun, bedensel yorgunluk çok zor. Tüm bunların yanın da çocukların hayatlarını kurtarabilecek olmamız her şeyi unutturuyor" dedi. 

"Yüzlerce yol hikayesi oluştu"
Yolculuğu boyunca birçok hikaye oluştuğunu belirten Yücel; "İnsanlar kök hücre bağışını bilmiyorlardı, yine kök hücre bağışının bu kadar kolay olduğunu da bilmiyorlardı. Anlattığımız da ise gidip en kısa zamanda biz de bağışçı olacağız dediler. Önce ki turlarda da bu yaklaşımlarla karşılaştık. Benden sonra kan verenler donör örneği verenler çıktı ve bunların arasında da eşleşmeler çıktı. Gerek Adana, gerek Türkiye arasında onlarca çocuğumuza uygun donöre ulaştık. Kan örneği verdiler, Kızılay`a getirdik ve onlar hayat kurtardılar. Dramlar yaşadık, mesela Kayseri`ye girerken meyve satan bir esnafın yanında istirahat etmek için oturdum, sohbet ettim. Mehmet amca ile nereden gelip nereye gidersin sorusunu yanıtladığımda cevabım lösemi hastası çocuklar için pedal çevirdiğimi duyunca duygulandı, gözleri yaşardı. Sebebini sorduğumda ise, `keşke yirmi yıl önce senin gibi biri olsaydı benim şimdi eşim hayta olabilirdi` dedi. Aksaray`a gece yarısı girerken bir araca şehir merkezini sormak istedim adam beni görür görmez gözleri doldu evladını kaybetmiş, lösemiden dolayı ilik bulamadığı için. Aynı şekilde iki gün önce ilik bulamadığı için evladını kaybetmiş biriyle daha karşılaştım. O ailelerin gözyaşları her ne kadar içimize dokunsa da yolundan asla vazgeçme. Lösemi hastası olup tedavi gören, yenen insanlarla da tanıştım, duygusal anlar oluştu. İstanbul`a gittiğimde gene duygusal anlar ile karşılaştım. Aslında bu tur çoğu zaman gözyaşları ile geçiyor. Döktüğümüz gözyaşları umuda dönüşüyor, sevince dönüşüyor çünkü insanlar yaşadıkları acıyı başka insanlar için umuda dönüştürmeyi istiyor. Maalesef bu savaşı kaybedenlerimiz oluyor. Kaybeden çocuklarımız oluyor, ben de buna seyirci kalmıyorum. İnsan olarak ve vicdan olarak da kayıtsız kalamayız. Kime sorsak bir çocuğun ölümüne göz yumar mısın? diye kimse göz yummayacaktır. Vicdanlı, merhametli bir insan göz yummaz, ben de göz yummadım" dedi. 

"Yüzlerce yol hikayesi oluştu"
Yolculuğu boyunca birçok hikaye oluştuğunu belirten Yücel; "İnsanlar kök hücre bağışını bilmiyorlardı, yine kök hücre bağışının bu kadar kolay olduğunu da bilmiyorlardı. Anlattığımız da ise gidip en kısa zamanda biz de bağışçı olacağız dediler. Önce ki turlarda da bu yaklaşımlarla karşılaştık. Benden sonra kan verenler donör örneği verenler çıktı ve bunların arasında da eşleşmeler çıktı. Gerek Adana, gerek Türkiye arasında onlarca çocuğumuza uygun donöre ulaştık. Kan örneği verdiler, Kızılay`a getirdik ve onlar hayat kurtardılar. Dramlar yaşadık, mesela Kayseri`ye girerken meyve satan bir esnafın yanında istirahat etmek için oturdum, sohbet ettim. Mehmet amca ile nereden gelip nereye gidersin sorusunu yanıtladığımda cevabım lösemi hastası çocuklar için pedal çevirdiğimi duyunca duygulandı, gözleri yaşardı. Sebebini sorduğumda ise, `keşke yirmi yıl önce senin gibi biri olsaydı benim şimdi eşim hayta olabilirdi` dedi. Aksaray`a gece yarısı girerken bir araca şehir merkezini sormak istedim adam beni görür görmez gözleri doldu evladını kaybetmiş, lösemiden dolayı ilik bulamadığı için. Aynı şekilde iki gün önce ilik bulamadığı için evladını kaybetmiş biriyle daha karşılaştım. O ailelerin gözyaşları her ne kadar içimize dokunsa da yolundan asla vazgeçme. Lösemi hastası olup tedavi gören, yenen insanlarla da tanıştım, duygusal anlar oluştu. İstanbul`a gittiğimde gene duygusal anlar ile karşılaştım. Aslında bu tur çoğu zaman gözyaşları ile geçiyor. Döktüğümüz gözyaşları umuda dönüşüyor, sevince dönüşüyor çünkü insanlar yaşadıkları acıyı başka insanlar için umuda dönüştürmeyi istiyor. Maalesef bu savaşı kaybedenlerimiz oluyor. Kaybeden çocuklarımız oluyor, ben de buna seyirci kalmıyorum. İnsan olarak ve vicdan olarak da kayıtsız kalamayız. Kime sorsak bir çocuğun ölümüne göz yumar mısın? diye kimse göz yummayacaktır. Vicdanlı, merhametli bir insan göz yummaz, ben de göz yummadım" dedi. 


"Çanakkale de ki arkadaşlar ile pedal çevirmekten gurur duyacağım"
Yücel, Çanakkale programını; "1 Ağustos`ta Adandan yola çıkmıştım, 23 Ağustosta Çanakkale`de oldum. 30 Ağustosa kadar programlar yapacağız. Çanakkale bisiklet platformu ile bir bisiklet turu gerçekleştireceğiz. 30 Ağustos`a Zaferi`nin yıldönümü ile özel bir tu yapacaklar. 30 Ağustos`ta karşı kıyıda şehitliğin olduğu bir bölgede bisiklet turu gerçekleşecek. O turlara katılacağım Adana`yı temsilen özel turda Çanakkale de ki arkadaşlar ile pedal çevireceğimden gurur duyacağım" şeklinde aktardı.

 

Paylaş