"Yaşamı yok etmeyin"

1421

 Kirazlı Atikhisar Havzası’nda altıncı şirket Kanadalı Alamos Gold’un yerli ortağı Doğu Biga Madencilik A.Ş tarafından ormanlık alanda yapılan katliamın görüntülerine tepkiler artarak devam ediyor. Çanakkale Kent Konseyi, Ege ve Marmara Belediyeler Birliği öncülüğünde Çevre Örgüt ve STK’ların katılımı ile 19 Temmuz saat 18:30’da İskele Meydanı’nda protesto eylemi yapılacağı açıklanmış, birçok çevre örgütü ve STK tarafından vatandaşlar eyleme katılmaya ve Atikhisar’a sahip çıkmaya çağrılmıştı. Siyasiler Atikhisar’da yaşananlara tepki göstermiş, CHP İl Binasında yapılan açıklamaya İyi Parti ve Saadet Partisi İl Başkanları da katılarak, 19 Temmuz 18:30’da İskele Meydanı’nda olunacağı belirtilmişti. “İda Dayanışma Derneği tarafından 19 Temmuz’da düzenlenecek kitlesel eyleme tüm güçleri ile destek verileceği belirtilen açıklamada; “Türkiye’de mücadele veren tüm ekolojik haklar platformlarını, insan hakları derneklerini, hayvan hakları derneklerini, tüm siyasi oluşumları, partileri ‘yaşam adına ortak mücadeleye’  davet etmekteyiz” denildi. Çanakkale’de 10 yılı aşkın süredir Kazdağı ve yöresinde yapılması planlanan maden projelerine karşı eylem ve etkinliklerin sürdüğü belirtilen açıklamada Doğu Biga Madenciliğin hukuk süreci devam etmesine rağmen ağaç kesimlerine devam ettiği belirtildi. Atikhisar’da bu zamana kadar verilen hukuk mücadelesinin aktarıldığı açıklamada, Yaşamı savunmaya devam edileceği belirtilerek; “Yapılan yanlışlardan bir an önce vazgeçilsin” denildi. 

 
“Doğu Biga Madencilik, hukuksal sürecin sonuçlanmasını beklemeden ağaç kıyımına başlamıştı”
Kazdağları’nda yapılmak istenen maden projelerine karşı 10 yıldan bu yana mücadele edildiği belirtilen açıklamada; “Çanakkale Kirazlı Balaban Mevkiinde 04.12.2017 tarihinde İda Dayanışma Derneği’ne gelen ‘ağaç kesim’ ihbarı sonrası İda Dayanışma Derneği üyeleri alana gidip tespitlerde bulunmuş, fotoğraflar çekip, açıklamalı hali ile basına ve ilgili kurum temsilciliklerine başvuruda bulunmuştur.  Çanakkale’de 10 yılı aşkın süredir Kazdağı ve yöresinde yapılması planlanan maden projelerine karşı eylem ve etkinlikler devam etmektedir. Şirketler dönem dönem çalışmalarını durdurmuştur. 2017 yılında tekrar çalışmalarına başlayan Alamos Gold şirketinin Türkiye şirketi Doğu Biga Madencilik hukuksal sürecin sonuçlanmasını beklemeden ağaç kıyımına başlamıştı. Orman Bölge Müdürlüğü’ne dilekçe ile başvurarak hangi amaçla bu alanda kesim yapıldığının sorusu sorulmuştur. Ayrıca kaç ağacın kesileceği de yine dilekçede sorulmuştur. İda Dayanışma Derneği’nin sorularına ciddi bir yanıt kurumdan gelmemiştir. İlerleyen tarihler de alanda milletvekillerinin, belediye başkanının ve halkın katılımı ile basın açıklaması yapılmış, hukuksal sürecin bitmeden şirketin çalışmaya başlamasının suç olduğu dile getirilmiştir” denildi.
  
“İdare Mahkemesi kendi bilirkişi raporunu kabul etmiş ve yapılan itirazları dikkate almamıştır”
Hukuk sürecinin aktarıldığı açıklamada; “Bu dönemde Danıştay’dan ÇED itirazı için gerekli bilirkişi incelemesinin tekrar yapılması gerektiği şeklinde halk lehine,  İdare Mahkemesi kararı bozulmuş ve 2018 Temmuz ayında tekrar bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Ancak bilirkişilerin atanması dahi kanuna uygun olmamış, bölgeden uzman kişilerin görüşleri alınmamıştır. Aynı dönem, Tarım Orman İş Sendikasının organize ettiği bilim heyeti bölge ile ilgili düzenlenmesi gereken bilirkişi raporunu mahkeme heyetine sunmuştur. İdare Mahkemesi kendi bilirkişi raporunu kabul etmiş ve yapılan itirazları dikkate almamıştır. Davacı kurumlar, Çanakkale Belediyesi ve Ziraat Mühendisleri Odası Danıştay’a tekrar temyize gitmiştir” denildi.  
 
“Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’ndan son izin verildi”
Projenin son izni olan ‘işletme izni’nin de verildiği belirtilen açıklamada; “Tüm bu hukuksal süreç işlerken şirkete gayri sıhhi müesseseler ruhsatı onayı verilmiş, ayrıca şirketin websitesinden yapılan açıklamaya göre Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’ndan son izin verilmiştir. Hukuk süreci sürerken devlet kurumları bu izinleri nasıl vermektedir? Hukuk bir anlam ifade etmemekte midir? Eğer yaşam için haklı mücadelemizi hukukta kazanırsak yok edilmiş ormanın cezası kime kesilecektir? Yerinden yurdundan edilmiş hayvanların hesabı kime sorulacaktır? Yoksa Göcek’teki orman yangını gibi insan ölümünün olmaması yeterli bir sonuç mudur? Eğer bunu yeterli bir sonuç olarak görüyorsanız hatırlatalım, yapılması planlanan Maden İşletmesi Çanakkale ve yöresinin içme, kullanma ve sulama suyu kaynağıdır. Yani tek sonuç insanlığın yaşaması ise sizler için bu maden işletmesi sahası insanlık için “yavaşlatılmış soykırım” olacaktır. Bunu öngörememek mümkün değildir” denildi.
 
“Çanakkale halkı haklı mücadelesine devam edecek” 
Çanakkale halkının haklım mücadelesine devame dileceği belirtilen açıklamada; “19 Temmuz 2019 Cuma Günü Saat 18:30’da Çanakkale İskele Meydanı’nda Ege Marmara Belediyeler Birliği’nin organize ettiği kitlesel basın açıklamasına tüm gücümüzle destek vereceğiz. Bu yaşam hepimizin. Tüm üyelerimizi, gönüllülerimizi, Türkiye’de mücadele veren tüm ekolojik haklar platformlarını, insan hakları derneklerini, hayvan hakları derneklerini, tüm siyasi oluşumları, partileri Yaşam Adına Ortak Mücadeleye  davet etmekteyiz. Yapılan yanlışlardan bir an önce vazgeçilsin” denildi.   (Eren Aşnaz)
Paylaş