Yargı “dur” dedi
Eğitim Sen Çanakkale Şube Yürütme Kurulu’ndan yapılan açıklamada, “Eğitim biliminin gerekleri, ülkenin ve çocukların ihtiyaçlarından çok, AKP`nin siyasal ve ideolojik hedefleri doğrultusunda yasalaşan eğitimde 4+4+4 düzenlemesi ile hayata geçirilen uygulamalar, pek çok konuda öğrenci ve öğretmenler açısından açık bir dayatma haline getirilmiştir” denildi.
Eğitimde 4+4+4 düzenlemesinin uygulanmaya başlanmasından itibaren özellikle zorunlu seçmeli hale getirilen din dersleri ile ilgili olarak pek çok sorun yaşandığı vurgulanan Eğitim Sen Çanakkale Şube Yürütme Kurulu açıklamasında “Öğrenciler istemediği halde bu dersleri seçmeye yönlendirilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı her ne kadar bu derslerin seçmeli olduğunu iddia etse de, özellikle taşrada söz konusu derslerin `zorunlu seçmeli` hale geldiği görülmüştür. Tamamına yakını AKP çizgisinde olan İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri`nin yönlendirmesiyle hatta kimi illerde okul müdürleriyle yapılan toplantılarda doğrudan verilen talimatlarla, öğrencilerin Kuran-ı Kerim, Hz. Muhammed`in Hayatı ve Temel Dini Bilgiler derslerini seçmeye yönlendirilmesi istenmiştir. Öğrencilerin farklı dersleri seçme yönündeki talepleri öğrenci azlığı nedeniyle geri çevrilirken, aynı şartın söz konusu seçmeli dersler için uygulanmaması açık bir çifte standart olarak uygulanmıştır. Kocaeli`nin Karamürsel ilçesinde bir öğrenci velisi, Eğitim Sen`in de desteğiyle, çocuğunun seçmeli olması gereken bir dersi fiilen `zorunlu seçmeli` hale getiren uygulamaya karşı Kocaeli 2. İdare Mahkemesine dava açmıştır. Mahkeme, öğrencinin seçme hakkının kısıtlandığı ve dersi seçmeyen öğrenci ve ailelerin seçme özgürlüklerinin ellerinden alındığı gerekçesi ile açılan davayı reddetmiştir. Öğrenci velisinin Sakarya Bölge İdare Mahkemesine itiraz etmiş ve Bölge İdare Mahkemesi Kocaeli 2. İdare Mahkemesinin kararında hukuka uygunluk bulunmadığını ve öğrencilerin kendi iradeleri dışında bir dersi seçmeye zorlanamayacağına hükmetmiştir. Öğrencilerin kendi istekleri dışında bir dersi seçmeye zorlanamayacağı anlamına gelen bu karar, eğitimde zorlama ve dayatmalarla öğrencileri yönlendirmek isteyenlere yönelik önemli bir yanıt niteliği taşımaktadır. Söz konusu karar aynı zamanda, yıllardır çocuklarımızı kendi siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda yetiştirmek için her türlü baskı ve tehdide başvuranlara yönelik somut bir adım olması açısından önemlidir” görüşlerine yer verildi.