Vali Tuna ile kente dair

Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna, kente dair bir çok konuda düşüncelerini ifade ederek, merak edilenleri, cevap bekleyen soruları Çanakkale OLAY aracılığı ile paylaştı. Özelikle termik santraller konusundaki görüşleri merak edilen Tuna, “Bu kadar kente yaklaşmamalı” diyerek tavrını ortaya koydu. Tuna’nın bu açıklamaları altın madenleri ve termik santraller konusunda kaygıları giderek artan kent insanına da moral olacağa benziyor.

745
Çanakkale OLAY gazetesi olarak, kentin gelişimine dair ilgili soruları kentin en yüksek makamındaki bürokratına, Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna’ya sorduk. Göreve başlamasının üzerinden iki yıl gibi bir süre geçen Vali Tuna, iki yılda kentin değişip geliştiğini, ancak bundaki payın, tüm kentlinin olduğunu ifade etti.
İşte Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna’nın Çanakkale OLAY’a yaptığı o açıklamalar;
OLAY: Göreve başladığınızın üzerinden iki yıl geçti. 2 yıl içinde Çanakkale’deki değişimler sizce neler? Kentin değişim performansını nasıl değerlendiriyorsunuz? Çanakkale, değişime kapalı bir kent mi?
Güngör Azim Tuna: İki sene öncesine göre mutlaka gelişme var, bir değişim var. Bunda bizlerin, şu an görev yapan yerel yöneticilerin ne kadar payı var, etkisi var? Bu tabi ki tartışılabilir. Ölçülmesi de kolay değil. Birbirine bağlı faktörler de var. Ulaşım konusunda çalışmalar yaptık. Gerek deniz ulaşımı gerek karayolu gerekse de havayolu ulaşımı konusunda çalışmalarımız oldu. İl olarak tanıtıma çok büyük önem verdik. Hem yurtiçi tanıtıma, hem yurtdışı fuar katılıma önem verdik. Medyayı çok iyi kullanmaya çalıştık. Buraya gelen her kesimden insana iyi ev sahipliği yapmaya çalıştık. Bunların hepsini üst üste koyunca bir Çanakkale algısına, bir değişikliğe yol açıyor, yol açtı. Bunu devam ettirdiğimiz sürece de Çanakkale biraz daha fazla göz önünde olacak. Bu sene geçen senelere göre ilginin daha yoğun olduğunu gördük. 81 ilde Çanakkale coşkusu, Çanakkale algısı daha farklıydı tabi ki. Çanakkale’de değişime bir direnç var mı? Kısmen var. Bunu net görebiliyoruz. İsim vermeye kişi ya da kurum ismi vermeye gerek yok. Anlamak da mümkün yani böyle bir şeyi, olabilir. “Rahat, huzurlu bir şehir. Böyle kalsın” diye düşünülebilir. Ama diğer taraftan da yeni yetişen gençlik, onların beklentileri, gelişim olmasını gerekli kılıyor. Hem “Çanakkale’nin şöyle potansiyeli var, böyle potansiyeli var” diyoruz. Yatırım gerekiyor o zaman da. Yatırım yapabilmek için de yatırım yapılabilecek alanları tahsis etmeniz, alt yapısını hazırlamanız insanları teşvik etmeniz gerekiyor.
OLAY: Havaalanının yeni ve daha uygun bir yer bulunarak taşınması isteniyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Güngör Azim Tuna: Şu anda öyle bir şey düşünülmüyor. Bilmiyorum fantezi bir şey mi olur düşünmek de? O zaman bu yatırımı yaptırmamız lazımdı. Bunun avantajları da yok değil yani var, şehir içinde bir havaalanının olması. Tabi gelişmeyi de etkilememesi lazım. İyi tarafından bakarsak, belki çok katlı binalar yapamayacağız. Ama oranın zemini de zaten sıkıntılı bir bölge.
OLAY: Son yıllarda Çanakkale’ye yönelik bir algı yükselmesinden bahsetmek mümkün.Yurtdışına da zaman zaman çıkıyorsunuz. Yurtdışı izlenimleriniz neler?
 
Güngör Azim Tuna: Şimdi işadamlarımızın, yani turizmcilerin ya da tarımla ilgili işadamlarının bir takım bağlantılar yaptıklarını duyuyoruz. Bunlar sevindirici şeyler. Yani asıl amaç o. Biz turizmle tarımı birleştiriyoruz. Yani tarım için gittiğimizde turizmi de anlatmaya çalışıyoruz. Yeni pazarlar, yeni destinasyonlar üzerinde çalışıyoruz. Çin var mesela, Rusya St.Petersburg var. Amerika’da bir Türk günü, Türk yürüyüşü var, orada bir Çanakkale tanıtımı olabilir. Hazır önümüzde 2015 fırsatı da varken bu değerlendirilebilir. Bu sene ilk defa nisan ayında 34-35 ülkenin katılımı ile bu törenler yapılacak. Biz belki onlarla ilişkileri bundan sonra daha da geliştirebiliriz diye düşünüyorum. Çanakkale ile bu ülkeler için bir gönül köprüsü oluşturursak, geliş gidişi artırır, bir hareket başlatır. Balkan ülkeleri ile bir ilişki başladı zaten. Hem Şeb-i Aruz etkinliklerine hem de o bölgelerden gelip Çanakkale Savaşları’nda şehit olanların anısına o bölgeden gelip, gidiyorlar. Bosna, Kosova vs. Tabi bu geliştirilebilir.
OLAY: Son katıldığınız Valiler toplantısından alınan mesajlar nelerdir? Bu anlamda kentin önümüzdeki süreçteki görevleri nelerdir?
Güngör Azim Tuna: Geçen sene yapılan valiler toplantısında söylediklerini tekrarladı sayın başbakan ağırlıklı olarak. Hizmetkar olan bir devlet anlayışla hareket etmek gerektiğini ifade etti. Mutlaka,ulaşamadığımız kimsenin kalmaması, özellikle fakir, muhtaç vatandaşlara yönelik olarak. Biz zaten geldiğimizden beri onu yapmaya çalışıyoruz. Çanakkale’nin de öyle çok şükür, fazla elinden tutacağımız vatandaşımız yok. Sadece burada insanlar iş istiyorlar. O da tabi niteliksiz vasıfsız olduklarından yapacak çok da fazla bir şey yok. Ama biz yine de bir şeyler yapmaya çalışıyoruz, ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyoruz. Onun dışında vizyonu olması lazım tabi ki yöneticilerin. Geldiği, çalıştığı şehre bir şey katabilmesi, farklı bir şey sunabilmesi, ileriye yönelik bir vizyon sahibi olması lazım. geride kalmayacak, önde olması lazım. Geride kalırsanız o şehir de ha varsınız ha yoksunuz.
OLAY: Sizin çevreye olan hassasiyetinizi biliyoruz. Ancak son dönemde hem altın madenleri hem de termik santraller konusunda gelişmeler var. Bu konuyla ilgili değerlendirmeleriniz nelerdir?
Güngör Azim Tuna: O konuda aslında milletvekillerimizle farklı düşünmüyoruz. Bu konuda çok hassaslar. Onların mesela termik santraller konusundaki çabalarını biliyorum. Bir tane var, o yasal süreçlerini tamamladı ama bir tane de lisans alan var. Yani iki tane dışında başka termik santrale izin verilmemeli diye ümit ediyoruz. Daha fazla olmasına da çok fazla sıcak bakılmıyor diye düşünüyorum. Adatepe’de düşünülen santral, sanıyorum olmayacak. Altın madenleri ile ilgili olarak bir yasal düzenleme var deniyor. Devlet bazı şeyleri yeniden gözden geçiriyor bildiğim kadarıyla.
OLAY: Sizin önderliğinizde Çanakkale, 2015’e hazırlanıyor. Çanakkale Savaşları’nın yüzüncü yılı olan 2015’e hazırlık konusunda kentin performansını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Güngör Azim Tuna: Şimdi bu işle ilgili profesyonel bir yapı, bir ajans veya bezeri bir yapının olmasında bir fayda görüyoruz. Bunu sayın başkana da arz ettik. Önümüzdeki günlerde çalışmamızı da götüreceğiz. Bu noktada bir gelişme bekliyoruz. Böyle olursa iyi olacak, çünkü kendi bütçesi olacak, bu konuyla ilgili personel olacak. Yani bu Eskişehir’de oldu gibi. Ama tabi ki bütçe olacak, vergi muafiyeti olacak ki insanlar buraya yardım ettiklerinde vergilerden muaf olabilsinler. Buna sıcak bakılıyor şu anda. Önümüzdeki günlerde ben de Ankara’ya gittiğimde çalışacağız. Onun dışında şehirde 2015’e yönelik maalesef destek, yani fazla bir katkı yok. Biz bir koordinasyon merkezi kurduk, 100’üncü yıl. Orada bir yapı oldu, yürütme kurulu var, danışma kurulu var. Ama birilerinin oturup bir şeyler yapması lazım, çalışması lazım. Sıkıntı da oradan kaynaklanıyor, o yüzden profesyonel bir yapının olması gerekiyor. Herkesin bir sürü işi var, bu ilave iş oluyor, böyle olunca da olmuyor. İstiyoruz ki insanlar en azından mesailerinin yarısını bu işe harcasın. Zaman geçiyor, zaman kaybediyoruz. Bu arada bakanlıkların bütçelerine koyup yatırımlarına aldıkları işler var. Onlar yapılıyor. Onlar da önemli ama bir taraftan da hangi etkinlikler yapılacaksa şimdiden o büyük organizasyonların hazırlıkları başlamalı. İlin hazırlanması, alt yapısı ile sokağı ile. Hazırlıkların şimdiden başlaması lazım. 18 Mart törenlerini organize ediyoruz, onun bile hakkından gelmek o bile baya bir zor ve birkaç kişinin üzerine kalıyor bu işin sıkıntısı. Biraz da kendinden bir şeyler katmayla, bir sevgiyle, bir ruhla olacak.
OLAY: Sizce kentte acil olarak adım atılması gereken konular nelerdir? Sizce, öncelikli olarak yerine getirilmesi gereken işler hangileri?
Güngör Azim Tuna: Ulaşım konusu yavaş yavaş oluyor. Ben o konuda bir sıkıntı görmüyorum. Problemler giderilebilir. Bu sene yağış biraz fazla aldık, heyelan tehlikesi oldu. Ama onların hepsini telafi edilebilecek şeyler olarak görüyorum. Havaalanı büyütülüyor, deniz yolu, kurvaziyer konusun da bizim çalışmalarımız sürüyor. Onla ilgili bir gelişme olabilir. Yat limanı, tabi o tartışılıyor. Zaman gösterecek onu da. Esas bu şehri biraz güzeleştirmemiz lazım. Kentsel dönüşüm çalışmaları çok yetersiz, biraz daha hızlanmalı ve kapsamı genişletilmeli. Bir plan dahilinde bütün yapılarımızı değiştirmemiz düzenlememiz lazım. Daha güzel, estetiği olan binalar. Buraya kurvaziyer turisti geldiğinde ona iyi vakit geçirtemiyorsan, iyi restoranlarda iyi yemek yiyemiyorsa, iyi alışveriş yapacağı yerler yoksa buraya gelmesinin bir anlamı yok. Biraz böyle bakmak lazım. Ne yaparsak yapalım. Buranın bir gerçeği var. Burada savaşlar yaşandı şimdi ‘barış’ diyoruz. Savaşı simgeleyen, onları hatırlatan sembollerin de bu şehirde olması gerekiyor, barışa vurgu yapan semboller de olacak. Kongre turizmi için burası ideal bir yer. Her türlü kongre yani, tıp kongreleri de olmalı, diğer kongreler de onun için altyapı şart, acilen. Yerel yönetimin yerinde olsam ben hemen otel yapılacak yerler, kongre merkezileri buna benzer, bunları teşvik edecek düzenlemeler yapardım. Bunların yapılacağı yerleri ayırmaya bakardım. Şehri biraz daha nasıl yayabilirim, çok sıkıştı çünkü yani. Yeni yerleşim alanları, işte kentsel dönüşüm şehrin içinde belli bir bölgede olan malum sıkıntıyı, o insanları da üzmeden birlikte kabul edilecek bir çözüm içinde taşıma, oraları turizme kazandırılacak yerler haline getirmek, bunların yapılması çok önemli, otopark sorunu gibi. Üniversite bir taraftan büyüyor. Sosyal mekanlar olmalı. Kongre, kültür merkezi, sineması olan yerler olmalı. Öğrencilerin bu ihtiyaçları tatmin edilmeli.
OLAY: Çanakkale’de kurumlar arası iletişim de sorunlar var mı? Siz bu iletişimi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Güngör Azim Tuna: Kurumlar arası iletişimde sorun yok. Uyumlu çalışıyoruz. Aslında, Çanakkale için neyin iyi olduğuna dair yüzde yüz bir mutabakat olmayabilir, açık açık söylenmese bile ama farklı görüşler olabilir. Biz yani burada koordine etmeye çalışıyoruz. Devletin hizmetlerinin aksamadan yürütülmesi için çalışıyoruz. Burada TSO ve borsa var, il genel meclisi var, belediye var yani seçilmiş kurumlar. Bunlar tabi ki birbirleri ile daha uyumlu, istişareli çalışmalılar, birlikte yön vermeliler şehrin geleceğine. Yani iş adamlarını gözardı etmemek lazım. İl genel meclisi, belediye meclisi, meslek örgütleri bunların hepsinin görüşleri önemli. Biraz daha fazla diyalog, iletişim gerekebilir. Çanakkale’de de bu zor değil diye düşünüyorum ama biraz rehavet var. Toplumdan gelen, halktan gelen bir baskı yok, şunu yapın, bunu yapın diye. Böyle bir baskı olmadığı için bu da tabi karar mekanizmasını ve uygulayıcıları etkiliyor.
OLAY: Fuarlar yada kongreler nedeni ile zaman zaman yurtdışına çıkıyorsunuz. Dışarıdan Çanakkale nasıl görülüyor? Dışarıdan Çanakkale algısı nasıl?
Güngör Azim Tuna: Dışarıdan bakanlar içini pek görmüyorlar. Güzel taraflarını görüyorlar, kötü tarafı da pek yok da diğer taraflarını görüyorlar. Bu noktada imajımız iyi ama gelince aynı şeyi düşünürler mi? Bilemiyorum. Çok dağınık tabi. Baktığınızda Edremit Körfezi’nden Marmara Denizi’ne Saroz Körfezi’ne uzanan bir coğrafya. Adalar var, her birinin ayrı önceliği var. Çanakkale kent merkezinin sorunları sadece öncelikli değil ilçelerin de sorunları var. GMKA’nın bir vizyonu var mesela; “Yaşanacak bölge.” Yani işte çevre ile uyumlu, tarımsal önceliği olan, ufak çaplı sanayi ile doğal dokuyu muhafaza ederek doğal kalkınma stratejisi güdülmese lazım. Tarım hayvancılık ve su ürünleri. Bunların dışında, sağlık turizmi, kongre turizmi ve inanç turizmi. Burası gelecekte belki, Çanakkale dışında gelenlerin hakim olduğu bir yer haline gelecek. Burasını Çanakkaleliler`e bırakmazlar. Yaşanacak bölge olduğu için, ulaşılabilir oldukça insanlar gelecek. Zaten şimdiden böylesi bir ilgi var.
OLAY: Lapseki-Biga bölgesine kurulacak termik santraller, kent gelişimini hangi ölçüde etkiler sizce?
Güngör Azim Tuna: Temennimiz, planlamanın iyi yapılıp, santrallerin belli bir bölgenin sınırlarını aşmaması, diğer tarafları etkilememesinin sağlanması. Ben Lapseki’ye müsaade edileceğini zannetmiyorum. Şevketiye’ye kadar gelmemesi lazım. Adatepe’ye kadar gelmemesi lazım. Yani burada tamamen siyasi, ideolojik yaklaşımlardan arındırıp, bilimsel ve reel, yani vatandaşın taleplerini dikkate alarak, burada kurumlara çok iş düşüyor, çalışmalar yapılmalı. Buranın diğer türlü kazanımlarının daha fazla olacağını göstermek lazım. Saroz Körfezi, bu tarafta Gelibolu, sağlık turizmi noktasında çok önemli bir bölge. Termik santrallerle çok fazla iyi bir görüntü olmaz diye düşünüyorum. Çanakkale hepimizin ortak değeri, dışarıdan da destek almak lazım bu konuda. Konuyu iyi anlatıp, duyarlı kurum ve kuruluşlardan destek almak lazım.
OLAY: Vakıf Üniversitesi konusunda çalışmalar ne düzeyde?
Güngör Azim Tuna: Vakıf üniversitesi konusunda fizibilite çalışmamız bitti. Kurulduğu anda hangi fakülteleri açacağımız belli. Ama iki konu var. Bir tanesi, üniversitenin fiziki mekan olarak hangi binalarda olacağı konusundaki çalışmalar ve ikincisi de akademisyen sıkıntısı. Ona bir bakmamız lazım; onu sağlama almadan dosyalarımızı YÖK’e teslim etmeyelim diyoruz. Temennimiz, biz buradan gitmeden temelini atabilmek. Bunu gerçekleştirirsek çok iyi olur diye düşünüyorum. Kanun çıkar mı? Ne zaman çıkar? Belki siyasi irade veya YÖK bu kadar üniversite fazla oldu der. Bilemiyoruz tabi. Belki üniversite kurma kriterlerini de zorlaştırırlar diye düşünüyorum.
OLAY: Son olarak Expotroia konusu var. Çok kısa fuar organizasyonu süreci nasıl gidiyor?
Güngör Azim Tuna: O konu iyi gidiyor. Tüm ilçelerimizde teknik toplantılar yapılıyor. Geniş katılım sağlamaya çalışacağız. Destek oluyoruz elimizden geldiğince.
Paylaş