Uyanık; "Önceliğimiz sokaktaki vatandaşın, gençlerin işsizliğidir"

953

 CHP Merkez İlçe Başkanı Ali Uyanık ve Yönetim Kurulu üyeleri Süleyman Erte ve Semih Çevik gazetemiz Çanakkale OLAY’a nezaket ziyaretinde bulundular. Ziyaretinde yerel ve ülke gündemi ile ilgili değerlendirmede bulunan Uyanık, Çanakkale’de nasıl bir yol haritası çizdiklerini, Çanakkale’nin ekonomisini, son dönemde artan maden ve termik çalışmalarını ve çalışmalara karşı verilen çevre mücadelesine bakış açısını anlattı. Gazetemiz sahibi Aynur Ganiler’in sorularını yanıtlayan Uyanık, ilk olarak seçim dönemini değerlendirerek;   “Seçim dönemi parti içi dinamiklerin kendini ifade ettiği ve olabildiği kadar heyecanlı bir şekilde geçti. Bu süreci sağlıklı bir şekilde tamamladık. Artık çok oyalanma ve bekleme şansımız yok. Yüreğimiz ve aklımızla biriktirdiklerimizi, Çanakkale’nin kendi iç dinamiklerini, ‘meslek örgütlerimiz, STK’larımız, basınımız’, bu sofraya katacak değeri olan öngörü ve birikimleri olan insanlarla bu süreci hep beraber öreceğiz. Partili dostlarımızın bize verdiği bu görev bilinci ile hem heyecanlıyız, hem de biraz tecrübeli, biraz tecrübesiziz. Önümüzdeki ciddi ve yoğun dönemin farkında olmak durumundayız. 2018-2019 sürecinde kendi içimizdeki çalışma programlarımızı olgunlaştırıyoruz. Bu noktada yerel basınımız ile de ilk temaslarımızı ortaya koruyoruz. İki yıllık çalışma döneminde aramızda bir mesai arkadaşlığı gelişecek. Türkiye’de genel yapı içerisinde kafası karışmış, soğukkanlılıkla hayata bakan, bilgiyi birinci elden takip eden, kendisi ve çocuklarının geleceğinin önümüzdeki seçimlerde geçtiğini bilen bir kitle profilimiz var. Bu yurttaşlarımıza olabildiği kadar dokunacağız. Kaygılarını gidermek için CHP’nin gerçek ve tam anlamıyla iktidar alternatifi olduğunu,  ortak akılla da burada toplanma gereğini kendilerine önereceğiz. Her kesimin koyabildiği kadar kendini ait hissedeceği bir sürecin olgunlaşma ortamı sağlanacak. Bu hiç zor değil” dedi.

 
“Bugünün kurtarılma çabası yarının üstüne çıkmış”
Son çıkan KHK’ları değerlendiren Uyanık; “Bugün yaşananlarla bu ülkenin devlet olma unsurları gözden çıkartılıyor. Artık kaybetme kaygısı ile maksadını aşan KHK’lar, OHAL şartlarının gerekleri doğrultusunda bazı maddelerin hızlı karara alınması ve uygulanması ile ilgilidir. Bütün dünyada bu böyledir. Siz bunu bütün bir hayatı, olasılıkların hiçbirini geçmeden ve sorgulatmadan bir şeyleri yutturmak adına yaparsanız, en keyifli konuları bile yitirirsiniz. Taşeron işçilerin KHK ile ilgili anlaşılabilir hiçbir tarafı yoktur. Bu akılları ve vicdanları sızlatır. En keyifli konuları böyle eline yüzüne bulaştırırsan, bu gelecekle ilgili bize çok şey anlatıyor. Biz ‘bugünden itibaren yaşadıklarımızı bu ülke insanı hak etmiyor. Bu ülke insanı seçtiği vekilleri temsil eden Milletvekillerinin parlamentoda kendi inisiyatiflerini, taleplerini, ortaya koydukları kanunlarla yönetilmek ister. Bu kanunların çeşitli kesimler tarafından tartışıldığı, kamuoyunca sindirildiği ve onaylandığı buna rağmen uygunsuz bir şey olduğunda Anayasa Mahkemesi tarafından süzüldüğü bir süreci ister. Biz, bunların hepsinden bir kenara bıraktırıldık, yok sayıldık ve en son durumda yarınlar yok. Bugünün kurtarılma çabası yarının üstüne çıkmış. Çanakkale insanı bunu istemiyor. Yurttaşlarımız son derece geleceğe umutla bakan Aydınlık Türkiye’de hareket etmek isterler” dedi.
   
“Öncelik gençlerin işsizliği”
Uyanık “Çanakkale’de il ve ilçe örgütlerimizin yerel yönetimlerimizin Çanakkale’deki havanın daha sert olamaması adına duruşları ile çok önemli katkıları var. Ancak bu yeterli değildir. Önümüzdeki sürecin daha sert ve daha az hata kaldırılması da bizi bir noktada toplanmaya itiyor. Öncelik ekonomidir. Sokaktaki insanın, gençlerin işsizliğidir. Öncelikle bir durum tespiti yapmak lazım. Domatesi kumar oynar gibi her sene değiştirildiği bir ekonomideyiz. Ziraat Odası’ndaki arkadaşlarımız dahi domates fiyatlarının önümüzdeki yılla ilgili bir öngörüsü yok kendileri de bilmiyorlar. Milli piyango bileti alır gibi tarım ürünü dikip sonrada onun ne olacağını beklerseniz. O topraklar bir an önce satılıp kurtaracak angarya olarak görürsünüz. Sonrada oradaki gençlerimiz burada ucuz iş gücü olurlar. Bunlarla başlayacağız. Bu ülkede Kadırga’da Asos’da Türkiye’nin en güzel sahillerinden bir tanesi orada insanlar pırıl pırıl bir denizde yüzdüklerini düşünürler. Artık o sularda bir sürü boğulan insanın çığlığı var. Artık o kadar temiz değil. Bunları dert eden insanlar olmamız lazım. Günü kurtarmak adına yapılan her şeyin aslında yarınları yok ettiğini bildiğinizde bugünleri kurtaranlara alkış çalmayı bırakacağız” dedi.
 
“Tarıma dayalı sanayinin yerleşmesi gerekiyor”
Son dönemde Çanakkale’de artan maden çalışmaları ve bunlara karşı verilen çevre mücadelesinide değerlendiren Uyanık; “Çevre savaşı insanın da içinde yaşadığı bir çevre savaşı olmanın dışında insanın içinde ekolojik yaşamın bir bütünüdür. Su, hava, toprak bitki örtüleri. Bunların varlığı ve korunması, üzerinde yaşayan insanların karnını doyurması ile gerçekleşir. Yapılan, madenler, binalar ve termiklerle bir dönem verim alırsınız ancak ondan sonra orayı yok edersiniz. Her değişim sancılıdır. Çanakkale özellikle nüfus olarak bir sahil kasabası formundan ağır sanayinin hiç olmadığı bir kent. Bunun için kanyak fabrikasına bakmamız yeterli. Tarıma dayalı sanayinin yerleşmesi gerekiyor. Çanakkale küçük ama huzurlu bir kent yaşamına sahipti. Ne zamanki kapitalizm geldiğinde bize bir ev yetmez ikinci, üçüncü eve doğru gidip markalar gözümüze sokulduğunda Çanakkale gibi illerde bundan nasibi aldı. Bir emekli, kendi köyünden yaşayan insanların olduğu bir kentten herkesin gözünü diktiği bir kente dönüştü. Kaz dağlarının, Biga yarımadasının olduğu bölgede maden elbette var. Yok da sayılmamalıdır, bir katma değer oluşturulabilir. Bir şartla. Yan etkisi olan durumları bütün paydaşlarla, özellikle orada yaşayan vatandaşlarla paylaşacak ve ondan sonra ortaya koyduğunuz şey neyse onu yapacaksınız. Biz, madenlerinden insanları gömen bir ülkeyiz. Bu durum Çin’de bile kalmadı. 301 insanımızı Soma’da diri diri gömdük. Türkiye’deki bir yıllık kömür üretiminde bir ton kömüre düşen gözyaşı hesaplanmış mıdır? Madenlere verilen ruhsatlar ve bunların karşılığı bütün kent. Midilli’ye kadar olan bölgenin yok sayılamayacağı aşikar. Oralar bu bölgenin son bakir naif bölgesidir. Köprüler havada uçuşuyor. Ama Çanakkale halkının çok büyük rakamlarla oynanan dünyalarla işi yok. Çanakkale halkının öncelikle huzura ihtiyacı var. Gelecek kaygısı olmayan bir hayata ihtiyacımız var. Ancak son dönemde çok gerildik. Önceliğimiz bütün farklılıkları ile Çanakkale’nin bütün değerlerine sahip çıkmamız lazım” dedi.
(Eren Aşnaz)
Paylaş