Ural "Halk ölüme terk edilerek büyük devlet olunmaz"

571
CHP Çanakkale İl Başkanı Metin Ümit Ural, ülke gündemine dair açıklama yaparak İktidara eleştirilerde bulundu. Lozan ve Montrö anlaşmaları ile dönemin hükümetinin dış siyasette devletin saygınlığının arttırıldığını belirten Ural, "AKP iktidarı ise Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, Osmanlı döneminden bu yana iktidarlar değişse dahi istikrarla devam ettirdiği dış politika anlayışını ortadan kaldırmıştır. Bedelini hem bu ülkenin vatandaşları olarak bizler, hem de komşu coğrafyamız ödemeye devam ediyor" dedi. Covid sürecinde tedavi ve aşı olmasına rağmen hükümetin üzerine düşeni yapmadığı eleştirisinde bulunana Ural; "Neden toplumu hızlıca aşılamıyorsunuz da Ülkemizde insanlar aşı beklerken bu milletin aşısını milletten kaçırıp kafanıza göre dağıtıyorsunuz? Bu nasıl bir sorumsuzluk?" ifadelerini kullandı. Kamu personelleri başta olmak üzere, vatandaşların aşı beklerken Libya`ya 150 bin aşı gönderilmesini eleştiren Ural; "Öğretmenin, polisin, işçinin, akademisyenin, hakimin hakkını alıp Libya`ya verme yetkisini kendinizde bulacak kadar mı şaşırdınız pusulanızı? Kendi vatandaşının hakkını çalıp, kafanıza göre dağıtmak dış politikada size itibar getirmez!" dedi. 
 
Montrö anlaşması tartışmaları sürerken, hükümetin dış ilişkilerine dair eleştirilerde bulunana Ural; "Ülkemizin diplomasi tarihi, gerek masa başında Lozan`dan Montrö`ye, gerekse ihtiyaç sahibi ulusların yaralarını saracak desteklerle, kamu diplomasisi ile başarılarla doludur. Büyük Türkiye Cumhuriyeti Devleti, salgında, depremde, afette ya da başka her türlü sıkıntıda, ihtiyaçta başka ulusların yanında olacak kudreti göstermiştir. Yerinde ve ölçülü bir tavırla, diplomasi geleneğini bilen bir anlayışla devletimizin ve vatandaşımızın saygınlığını artırmıştır. Fakat bir şeyi yapmamıştır. Kendi vatandaşını zorda bırakmamıştır. Yardım elini dünyanın farklı coğrafyalarına uzatırken, kendi vatandaşının hakkını gasp etmemiştir. AKP iktidarı ise Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, Osmanlı döneminden bu yana iktidarlar değişse dahi istikrarla devam ettirdiği dış politika anlayışını ortadan kaldırmıştır. Bedelini hem bu ülkenin vatandaşları olarak bizler, hem de komşu coğrafyamız ödemeye devam ediyor. AKP iktidarı ise ısrarla ders çıkarmamaya, yanlışlarından dönmemeye devam ediyor! Yanlış kararlarına her geçen gün yenisini ekliyor! Soruyoruz: Ülkemizde milyonlarca vatandaşımız aşı beklerken, Libya`ya 150 bin doz aşı göndermek hangi akla hizmettir? Bu nasıl bir iş bilmezliktir? Mübarek Ramazan ayına girdiğimiz şu günlerde iktidara hatırlatmak isteriz: Eve lazım olan camiye haramdır!" dedi. 
 
"Ülkemizin aşılama yapabilecek kapasitesi var. Ama yapılmıyor"
Aşı çalışmalarını eleştiren Ural; "Altını çizerek belirtmek gerekir ki, COVID19 salgınında bilim üzerine düşeni yaptı. Hastalığın tedavisi de aşısı da var. Ülkemizin fedakâr sağlık personeli, bir yılı aşkın süredir adeta cephede düşmanla savaşırcasına salgınla mücadele ediyor. Gerekli tedbirleri almayan, üzerine düşeni yapmayan ise siyasi iktidardır. Yani bizi virüs değil; AKP iktidarı öldürüyor! Aşı olsa hastalığı hafif bir şekilde atlatacak olan, fakat aşı beklerken hastalığa yakalanıp yaşamını yitiren her bir vatandaşımızın sorumlusu AKP iktidarıdır! Türk Tabipleri Birliği uyarıyor. "Ülkemizde aşılama, gerçekleştirebileceğimiz kapasitenin çok altında ilerliyor. Bu hızla gidersek 60 milyon kişinin her iki dozu da alarak aşılanması 2022 sonunu bulabilir" diyor. Ülkemizin aşılama yapabilecek kapasitesi var. Ama yapmıyor. Soruyoruz: Neden? Neden toplumu hızlıca aşılamıyorsunuz da Ülkemizde insanlar aşı beklerken bu milletin aşısını milletten kaçırıp kafanıza göre dağıtıyorsunuz? Bu nasıl bir sorumsuzluk?" dedi. 
 
"Libya`ya 150 bin doz aşı göndermek neden?"
Ülkede aşılama çalışmaları tamamlanmazken, farklı ülkelere aşı gönderilmesini eleştiren Ural; "Türkiye`de yüz binlerce öğrenci eğitim hakkından mahrum kaldı. Çocuklarımızın geleceği çalınıyor. Tek bir örnek vermek yeterli Ülkemizde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı görev yapan okul öncesi öğretmen sayısı 56 bin. Libya`ya 150 bin doz aşı göndermek demek, hemen bugün, iki saat içerisinde Ülkemizdeki tüm okul öncesi öğretmenlerini aşılamaktan vazgeçmek demek! Öğretmenlerimizi hastalığa mahkûm etmek; evlatlarımızın geleceğini karartmaya devam etmek demek! Öğretmenlerimiz görevleri başında virüs kaparak hayatını kaybediyor. Polislerimiz, kamu çalışanlarımız, taşımacılık, gıda sektörlerinde çalışan insanlarımız aşı bekliyor. Öğretmenin, polisin, işçinin, akademisyenin, hakimin hakkını alıp Libya`ya verme yetkisini kendinizde bulacak kadar mı şaşırdınız pusulanızı? Kendi vatandaşının hakkını çalıp, kafanıza göre dağıtmak dış politikada size itibar getirmez! Kendi vatandaşının hakkına sahip çıkmayan bir devletin, dünya siyasetinde itibarı kalmaz! Ancak taviz üstüne taviz veren bir noktaya sürüklenir!" dedi.
(Haber Merkezi)
Paylaş