Unutulan; ‘Sitedeki ağaçlarınızı kesin!...’

Çanakkale Kent Konseyi Genel Kurulu’nda Çevre Meclisi’nin sunduğu raporda bir şey unutulmuş!
Sitelerdeki ağaçların da kesilmesi eklenmeli, hatta bununla da yetinilmemeli site yönetimleri sitelerine en yakın parklardaki ağaçların kesilmesini site genel kurullarında oylamaya sunmalı.
Barışkent 1 Sitesi Genel Kurulu bir kez daha toplanarak, yaşamak istiyor musunuz, yoksa istemiyor musunuz içeriğinde bir oylama daha yapmalı; ancak o zaman ağaçların kesilmesi için yapılan oylama bir anlam kazanacaktır.
Yaşamsal değerler için bir oylamanın yapılarak karar verilmesi gibi henüz ‘zihni sinir’ bir proje üretilmemiştir.
Temel insan hakları oylanamaz
Su, toprak, hava, ağaç yaşam demektir, kim nasıl oylayarak yaşam hakkında karar verebilir ki?
Sakın ola, o ağaçları kesmek gibi bir girişimde bulunmayın.

434
Barışkent 1 Sitesi Genel Kurulu’nda ağaçların kesilmesine onay verenlere bir önerim var; verdikleri kararın “mükemmelliğini” anlamaları için kafalarına bir naylon torba geçirsinler ve oksijensiz kalmanın dayanılmaz zevkini yaşasınlar da, ne kadar yüce bir karar verdikleriyle bir kez daha onurlanmış olurlar.
Zamanları kalırsa tabi…
Kent Konseyi Çevre Meclisi raporuna, unutulan bu konuyu da ilave edip tekrar bir dikkatinize sunmak istiyorum.
Böylece içinde bulunduğunuz tehlikeyi daha iyi anlayabileceğiz.
Çevre Meclisi raporunu öyle bir düzenlemiş ki son derece çarpıcı olmuş.
Belki böyle daha anlaşılır olabilir, ne diyelim; çareler tükenmez…
“ Canımız ciğerimiz termik; her köşe başına isterik
Akkuyu, Sinop, İğneada sana yazık, nükleere Çanakkale lâyık
100.yılda en az 100 termik istiyoruz.
Kazdağı dümdüz olsun üstüne toplu konut dolsun
Termikler diyarı Çanakkale geçilmez
Siyanüre canımız feda
Nükleerimiz, termiğimiz, siyanürümüz engellenemez
Boğazımıza kadar köprü istiyoruz
Getirin, özgür Çanakkalemizde termikler, nükleerler, özgür özgür tüttürsün...”
Bende bu çarpıcı sonuçlara önerimi eklemek istiyorum;
‘Sitelerin bahçelerindeki ağaçlar kesilsin ayrıca site genel kurulları kendilerine en yakın parklardaki ve yeşil alanlardaki ağaçların kesilmesini de gündemlerine alarak harekete geçsinler’.
Buradan hareketle bir gerçeğin altını çizmemiz gerekecek.
Çanakkale ciddi bir şekilde çevre tehdidi altındadır.
Kazdağları’nda altın madenciliği, termik santral yatırımları, 1/100000 lik plan ile ekolojik dengenin bir bütün olarak yok edileceği sözde kalkınma stratejisi, Çanakkale’nin geleceğini risk altına sokacak gelişmelerdir.
Böylesine topyekun saldırıların doğal olarak vatandaşlar üzerindeki etkisi de olumsuz olmaktadır.
Havasını, suyunu, toprağını, ağacını, börtü böceğini yok eden sermayenin bu saldırıları ne yazık ki vatandaş üzerinde konformist(uymacı) görüşlerin etkisiyle ‘görüntümü engelliyor’ gerekçesiyle ağaçların kıyımına varacak kadar etkili olabiliyorsa geldiğimiz noktadaki gelişmeleri bir masaya yatırmak gerekecektir.
Bunun için Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü, Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı,gazetemiz yazarı, ÇÖMÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Türker Savaş’ın “Çevre talanına yönelik saldırıları artacak” başlıklı yazısını bir kez daha okumanızı önerim. (http://www.canakkaleolay.com/yazi.asp?id=5966)
Türker Savaş’ın işaret etiği gibi Çanakkale’yi  çevresel değerler itibarıyla ciddi riskler beklemektedir.
Bu risklere karşı yaşamsal değerlere sahip çıkmak geleceğimize sahip çıkmak demek olduğundan, sermeyenin doğamızı bir rant aracı olarak kullanarak kar elde etme girişimine karşı yaşamı savunmak hepimizin sorumluluğu olmalıdır.
Bir avuç para babasının ceplerini doldurması için doğamızın yok edilmesine izin veremeyiz.
Bu değerler çocuklarımız için emanet aldığımız değerlerdir, bu emanete sahip çıkmak insan olmanın bir gereğidir.
İşte bunun için Çanakkale’de süren çevre mücadelesinin kazanımlarını korumak adına bu mücadele de önemli fedakârlıklar göstermiş ve bu mücadelenin birleştirici gücü Çevre Platformunu her noktada destekleyerek bu mücadeleye güç vermek görevi ile karşı karşıyayız.
Çevre Platformu kazanımlarını yok etmeye çalışmak; çevre talanında bulunan sermayenin ekmeğine yağ sürer. Çanakkale’nin tüm duyarlı insanları, sivil toplum örgütleri sendikaları, siyasi partileri, yerel yönetimleri Çanakkale Çevre Platformu’nun destekçisi olmalıdır.
Bu birliktelik ve örgütlülükle hareket etiğimiz sürece sermayenin saldırılarını boşa çıkarabiliriz.
Paylaş