Umudumuz antik kentler

Turizm Haftası kutlamaları kapsamında düzenlenen panelde antik kentler ve devam eden kazı çalışmaları konuşuldu.

498
 
Turizm haftası etkinlikleri kapsamında Prof. Dr. Türkan saylan belediye sosyal tesislerinde Antik Kentler ve kazı çalışmaları konuşuldu. Panelde arkeologların adeta bir yarış içerisinde olduğu belirtilirken yerel yönetimlerin antik kentler sayesinde turizmin gelişeceğine inandıkları ama bunun bu şekilde algılanmasının doğru olmadığı bildirildi.
 
“Buluntu fetişizmine doğru gidiliyor”
Türkiye de birçok yerde turizmin antik kentler üzerinden yürütüldüğüne işaret eden Troia kazısı Eş başkanı Doç. Dr Rüstem Aslan; “Antik kent turizm ilişkisini belediyeler daha çok gündemde tutuyor. Böylelikle turizmin gelişeceği düşünülüyor. Ama bu adeta bir yarışa dönüştü. Daha fazla buluntu olsun fetişizmine doğru gidiliyor. En kolay olan kazı yapmak ama burada asıl doğru olan ve önemli olan bunu bilgiye dönüştürebilmek” dedi.
 
Aslan şunları söyledi; “Bunun kontrollü yürümesi gerekiyor. Turizmle ilgili antik kentler sınırlıdır. Troia antik kenti kalıntının ötesinde hikayesi olan bir yer. Siz bunu doğru sunarsanız turizme katkısı olur. İnsanlar hikayenin geçtiği yeri görmek için geliyorlar. Hikayenin peşinden gidilmelidir. Kalıntının peşinden gidilerse çıkmaza gidilir. Çanakkale`de % 80-90 Troia üzerinden yürüyen kültür turizm aksı var. Yeni kazı yerleri tarihi kültürel çeşitliliği zenginleştirecektir. Arkeolojik dokunun daha sağlam olmasını sağlayacaktır. Çanakkale de arkeoloji müzesi kötü bir yerde. Adeta gidilmemesi için yapılmış. 600 bin ziyaretçi var. % 90’ı konaklamadan gidiyor. Troia müzesi turistik hacmi geliştirecek ve kente yayabilecektir.”
 
 
“Biz Müteahhit değiliz”
Arkeologlar arasında kazı yapılan antik kentlerde eser bulma yarışı olduğuna dikkat çeken Assos kazı başkanı prof. Dr. Nurettin Arslan; “Yerel yönetimler kente yakın olan antik kentler ortaya çıkarsa şehre daha çok turist geleceğine inanırlar. Ama turistin işi gücü antik kent gezmek değildir. Baktığımızda arkeologlar arasında da yarış var. Eser bulmak isterseniz mezar kazıp bulabilirsiniz. Daha ne kadar eser açığa çıkacak sorusu arkeologlara sürekli sorulur. Ama biz müteahhit değiliz” dedi.
 
Arslan şunları söyledi;  “Burada önemli olan hızlı çalışmak değil yavaş çalışıp 1000 yıllık tarihi aydınlatmak daha değerli. Kazı yapılmasından ziyade en büyük sorun ziyaretçilere yeterli bilgi verilememesidir. Aslında kazı alanları arkeolojik park olarak düzenlenmelidir. Turistin oraya ait her değeri öğrenmesi gerekiyor. Antik kent taşlardan ibaret değildir. Günlük yaşamı doğumdan ölüme anlatan eserlerden oluşmaktadır. Sosyal yaşamı anlatan eserlerde arıyoruz. Çok yer kazmak çok turist anlamına gelmez. Mevcudu çıkarıp koruyup sergilemek daha değerli. Aslında toprak eserleri koruyor ama biz çıkarınca yıpranmaması için de çalışmalıyız.”
 
“Koruyamazsak definecilerden farkımız kalmaz”
Kazı çalışmalarında önemli olanın çıkarılan eserleri korumak olduğunu bildiren Maydos antik kenti kazı heyeti başkanı Doç. Dr. Göksel Sazcı; “Maydos antik kentinde kazı yapmamızın üç ana nedeni  var. Bunların başında troia antik döneminde çok meşhur iki dönem vardır. Bir tanesi priamos hazinesi ve bir diğeri de troia savaşıdır. Bunun en önemli örneklerinden biride kilise tepe höyüğü denilen yer. İkincisi bu bölge bilinen bir yer değildi. Çok hoyratça davranılmıştı, iş makineleri toprak taşımış üzerine su deposu yapılmıştı. Tarım yapılmış, çok tahribat gerçekleşmişti. Üçüncüsü de elbette turizm. Maydos’ta merkezi yapıları ortaya çıkartmaya çalışıyoruz. Çıkarıp koruyamadığımız zaman definecilerden bir farkımız kalmaz” dedi.
 
“Hektor tümülüsü mutlaka ortaya çıkartılmalıdır”
Çanakkale’nin dünyadaki en değerli topraklar olduğunu bildiren İntepe Belediye Başkanı Alaattin Özkurnaz; “Dünyada yaşayan en şanslı insanlarız. Hazinenin üzerinde yaşamamıza rağmen biz bunun farkında olmadığımızı söylüyorduk. Ben hektor’un mezarının hektor koruluğu olarak bilinen yerde olduğuna inanıyorum. Kazı yapılıp aksi ispat edilmedikçe orada olduğuna inanıyorum. Çünkü savaşta hektor ayini için 11 gün mola veriliyor. Bu arada hektor koruluğu olarak bilinen yere gömüldüğüne inanıyoruz. Her yıl tören yapıyoruz. Bunu sürdüreceğiz. Hektor tümülüsü mutlaka ortaya çıkartılmalıdır. Oraya heykel de yaptırdık. Hektor tepesi artık kafalara kaındı. Orada kazı yapılır Tümülüs ortaya çıkarsa troas bölgesi için çok değerli olacaktır” dedi.
Paylaş