31 Mart 2019 seçimlerinden öncesinde seçim vaadi olarak `üreticinin ve kooperatifçiliğin desteklenmesi` sunulmuş, seçim sonrası ise çalışmalar başlamıştı. Belediye Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay Gazetemiz Çanakkale OLAY`a, Tohum Sandığı`ndan başlayarak üretim alanlarının oluşturulması, kooperatiflerin kurulması ve tüketiciye sunulmasına... kadar geçen süreci, çalışmaları ve hedefleri aktardı. Yerel Kalkınma Birimi`nin kurulması ile `üretim, kooperatif ve kooperatifçiliğin desteklenmesi, danışmanlık hizmeti...` çalışmalarının hızla hayata geçtiğini belirten Mutluay, belediyeye ait alanların tahsisi ile Karakılçık buğday üretimine geçildiğini ifade etti. Elde edilen 40 kadar üretici ile paylaştıklarını belirten Mutluay, bunların bir bölümünü de una ve ekmeğe dönüştürerek Çanakkale halkına ulaştırmayı hedeflediklerini ekledi. Esenler`de yaklaşık 14 dönümlük bir alanda oluşturulan Aromatik ve Tıbbi Bitkiler ile 40`ın üzerinde çeşidin üretiminin yapıldığını ifade eden Mutluay, yetiştirilen13 bin fideyi, 14 farklı köyde, 27`si kadın üretici olmak üzere 28 üretici ile paylaştıklarını belirtti. Yine sebze üretimlerine ağırlık vererek ,` iyi tarım üretimi sertifikalı` üretim yaptıklarını ifade eden Mutluay, toprak analizlerinden başlayıp ürün aşamasına kadar her aşaması bağımsız kuruluşlar tarafından denetlenen üretimler gerçekleştirdiklerini belirtti. Çanakkale Üretim ve Pazarlama Kooperatifi ve Troya İda Kadın Üretim ve İşletme Kooperatifi ile kooperatiflere çalışma ve markalaşma yönünden yol gösterici olduklarını belirten Mutluay, bu konuda ise ciddi anlamda başarılı olduklarını söyledi. Halkın Bakkalı 2 satış noktası ile üreticilerin, il içerisinde ve dışındaki kooperatiflerin, hem de ülke dışında belirli bir standardı olan kooperatif ürünlerinin Çanakkale halkına sunulduğunu ifade eden Mutluay, yine açılan üretim pazarlama alanlarında üretici, kooperatif ürünleri ile kadın el emeği ürünlerinin satışa sunulduğunu ifade etti. Yerel yönetimlerin üretime bir yere kadar destek verebileceğini, asıl önemli olanın ise ülkede bir tarım politikasının olması gerektiğini vurgulayan Mutluay; "10-15 yıl sonra Türkiye`de tarım üretimi yapan kimseyi bulamayacaksınız. Kent yaşamına alışmış gençleri tekrar kırsala çevirmek çok olanaklı değil. Böyle giderse tarım tamamen global şirketlerin tekeli altına girecek. Bunlara bağlı olarak kent kırsalı için gerek alt yapı gerek üst yapı olanaklarının sağlanması lazım. Kentteki konforun büyük ölçüde kırsala taşınması çok önemli" dedi.
Mutluay, kooperatif ve üretim çalışmalarını Gazetemiz Çanakkale OLAY`a şu şekilde aktardı;
"31 Mart 2019 seçimlerinden önce Belediye Başkanımızın vaatleri içerisinde üretimin, üreticinin ve kooperatifçiliğin desteklenmesi vardı. Bu vaatler doğrultusunda Park ve Bahçeler Müdürlüğü altında Yerel kalkınma Birimi hayata geçti. Tabi sadece Park ve Bahçeler Müdürlüğü değil, gerek Sosyal İşler Müdürlüğü, gerek diğer müdürlüklerle entegre çalışmalar yapan bir birim. Yerel Kalkınma Birimi planla 3 aşama oluşturdu. Birincisi üretim, ikincisi kooperatif ve kooperatifçiliğin desteklenmesi, üçüncüsü ise danışmanlık hizmeti. Bizde bu aşamalarda çalışmalara başladık."
"Atalık tohumları yeniden kazandırdık"
"Üretim biriminde ilk aşamada tohum sandığımızda yerel ve atalık tohumlarımızı koruma altına aldık. 2 yıl süre ile tohum takas şenliği yaparak, tohumlara ilgi duyan kent halkı ile bun tohumları paylaştık. Çanakkale belediyesi olarak tohum varlığımızı arttırdık. 10 den fazla atalık ve yerel tohumu kendi bünyemizde barındırıyoruz. Yine fideler üretmemiz gerekiyordu. Bunun içinde sera sayımızı 3`ten 6`ya çıkarttık ve burada fide ürettik. Çanakkale Belediyesine ait belediye sınırları içerisinde arsa vasfında arazilerimiz vardı. Aynı zamanda tarımsal üretime uygun arazilerdi. Bu araziler üzerinde de bir takım projeler hayata geçirdik ve üretimler yapmaya başladık. İlk etapta karakılçık buğdaylarımızı buralarda üretmeye başladık. Bu buğday Anadolu`nun bin yıllık tohumudur. Bu elde ettiğimiz tohumları hasattan itibaren 40 kadar üretici ile paylaştık. Bunların bir bölümünü de kendi bünyemizde una ve ekmeğe dönüştürerek Çanakkale halkına ulaştırmayı hedefledik"
"Farkındalık yaratmak ve dikkat çekmek önemliydi, başardık"
"Yine üretim aşamasında Esenler`de yaklaşık 14 dönümlük bir alanda Aromatik Ve Tıbbi Bitkiler Parkı oluşturduk. Burada 28`i koleksiyon üretim parseli, 34`üde koleksiyon parseli olmak üzere 40`ınüzerinde çeşidin üretimi yapıldı. Aynı zamanda burası bir gezinti alanı. Burada yetiştirdiğimiz ürünleri üretici ile paylaşmak, katma değer yaratmak amacı güdüyorduk. İlk etapta açılışla beraber yetiştirdiğimiz 13 bin fideyi Bayramiç`teki 28 üretici ile paylaştık. Bunlardan 14 farklı köyde 27`si kadın üretici. Kadın emeğini değerlendirmek ve kendilerine bir pazar yaratma istedik. Onların ürettiği bitkiler pazarlanacak ve o köylere de ekonomik katkı sağlayacak. Bunun dışında sebze üretimlerine ağırlık verdik ve dikkat çekmek adına iyi tarım üretimi sertifikalı üretim yaptık. Toprak analizlerinden başlayıp ürün aşamasına kadar her aşaması bağımsız kuruluşlar tarafından denetlenen üretimler gerçekleştirdik. Bu yaptığımız işin ne kadar değerli olduğu da daha sonra yaptığımız denetimlerle ortaya çıktı. Belediye Başkanımızın Marmara`daki belediye başkanları ile yaptığı toplantı da alınan 22 maddelik karar içerisinde iyi tarımın teşvik edilmesi` gibi bir madde var. Dolayısı ile biz çok önceden buna başlamışız. Tabi bunlar çok küçük alanlar. Burada bir farkındalık yaratmak ve dikkat çekmek önemliydi. Bunu da başardık."
"Üretilen ürünleri tüketici ile buluşturuyoruz"
"Kooperatifler ve kooperatifleşme noktasında aslında Çanakkale çok zengin bir il. Ancak bir anlamda da kooperatifler mezarlığında dönüşmüş duruma. Bu noktada 2 örnek kooperatif kurulmasında yol gösterici olduk. Belediye şirketlerinin de küçük ortaklığı bulunan kooperatifler bunlar. Biri Çanakkale Üretim ve Pazarlama Kooperatifi diğeri ise Troya İda Kadın Üretim ve İşletme Kooperatifi. Bu iki kooperatifin ayakları üzerinde durması ve markalaşmasında yol göstericisi olduk. Üretim ve Pazarlama Kooperatifi kooperatifleşmeyi ve kooperatifleri destekleme adına Halkın Bakkalı adında 2 tane satış noktası açtı. Burada hem üreticilerin hem de ilimiz içerisinde ve dışındaki kooperatiflerin, hem de ülke dışında belirli bir standardı olan kooperatiflerin ürünlerini Çanakkale halkına sunuyor. Burada amaç diğer kooperatiflere `sizde belirli bir standardı yakalarsanız, sizin de ürünlerinizi pazarlamada belirli kolaylıkları sağlarız...` demek. Üretim ve Pazarlama Kooperatifi yine `e ticarette` ürünlerini pazarlamak üzere kendi sitesini oluşturdu. Troya İda Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifimizde de daha çok Belediye Başkan Yardımcımız Rebiye Hanım çalıştı. Bizim kooperatifimizde bu çalışmalara destek veriyor. Onlarda üretimlerine 2 yıldır devam ediyorlar. Bunun dışında Birleşmiş Milletler Dünya Göç Örgütü`nden yüzde yüz kredi sağladılar. Nakdi yardım, mutfak malzemeleri ve üretim araçları alındı."
"Yeni üretim pazar alanları açacağız"
"Bunların dışında yine Barbaros Mahallesi`nde Üretici ve Pazarlar Kooperatifini açtık. Buda 4 Eylül tarihinde hizmete girdi. Burada üreticiler ürettiği ürünü kayıt altına aldıran ürünlerini satabiliyorlar. Özellikle kadınlarımızın dar boğazdan kurtulmaları için kendi ayakları üzerinde durmaları notasında kadın el emeğini değerlendiren bir bölüm ayırdık. Üretici, kooperatifler ve el emeği ürünler her Cumartesi Barbaros`ta, Ata`m Kreşi arkasında ki alanda satışa sunuluyor. Pazardaki tezgah ve şemsiyeler Çanakkale Belediyesi tarafından verildi. Yerler süresiz tahsis edilmedi. Buraları en fazla bir yıllık olmak üzere tahsis ediyoruz. Kalıcı bir durum oluşsun ve başka şekilde devir olsun istemedik. Yıl bitiminde tekrar başvuru alacağız. Şimdi TEKZEN olarak tanımlanan İsmetpaşa Mahallesi`nin diğer bölümünde ikinci bir pazar alanı araştırıyoruz. Barbaros ile ilgili talep gelirse gün sayısını 2`ye çıkartacağız. Yine danışmanlık hizmetinde diyelim ki bir kooperatif markalaşmak istiyor. Bu konuda yol gösterici olacağız, ellerinde tutacağız ve adım adım yardımcı olacağız."
"Türkiye`de de bir tedarik zinciri kurmak istiyoruz"
"Türkiye`de de bir tedarik zinciri kurmak istiyoruz. Burada ne var; örneğin Bayramiç Beyazı ve bu Türkiye`de başka bir yer yok. Bizde, Çanakkale Bayramiç Beyazı`nın tedarikçisi olsun istiyoruz. Bunun gibi kooperatifler üzerinden bir tedarik zinciri kurabilirsek ki bu çok kolay bir şey değil ancak yavaş yavaş adımları atılıyor. Dolayısı ile arz talep eksikliği veya fazlalıktan kaynaklanan sorunlarda yaşanmamış olacak. Bu zaman alacak bir şey. Bu noktada özellikle Büyükşehir Belediyeleri, metropoller... gibi hedef alanlar var. Buralara ürünler göndererek kooperatiflere pazar alanı açılması ve yardımcı olunması fikri son dönemde ağırlık kazanıyor. Yine halkın alım gücü çok düştü. İnsanlar sağlıksızda olsa fiyatı düşük ürünleri talep etmeye başladılar. Bu iyi bir durum değil. Yine Halkın Bakkalları`nın ve dağıtım alanlarının artmasını hedefliyoruz. Çünkü ne kadar çok pazar alanı yaratırsanız o kadar çok üreticiye ulaşırsınız. Yine aynı standartta sürdürülebilir ürünü sağlamak önemli. Burada da gelinen nokta iyi. Tabi tarımsal üretim olarak bunlar kısa süreler."
"Üretimdeki en büyük sorun tarım politikasının olmaması"
"Devlet politikalarının dışında yerel yönetimlerle büyük şeyler yaramak çokta kolay değil. Bunlar küçük dokunuşlardır. Farkındalık yaratmak ve dikkat çekmek adına yapılan çalışmalardır. Türkiye`nin asıl sorunu bir tarım politikası olmamasıdır. Bununla ilgili CHP`li Belediyelerin bir tarım buluşması oldu. Biz buna katıldık ve iki kooperatifimiz de ürünleri ile burada yer aldılar. 160 belediye 300 kooperatif zirveye katıldı. Bu zirvede sadece kooperatifler ve belediyeler ürünlerini tanıtmadılar. Aynı zamanda sunumlar oldu. Çanakkale Belediyesi olarak bizde sunum yaptık ve çalışmalarımızı paylaştık. Burada gerek yerel yönetimler gerek merkezi hükümet neler yapmalı? Konusunda önermelerde bulunduk. Özellikle yerel yönetimlerin saydığımız çalışmaları yapmasını önerdik. Tabi bunları yaparken herhangi bir kamu zararı oluşmadan yapmak lazım. Çünkü biz kamu kaynağı kullanıyoruz. Ulusal politikalar konusunda önerdiğimiz şeyleri başlıklar halinde sıralarsak, öncelikle üretimin planlanmasını istedik. Ülkenin tüketeceği miktar bellidir. Buna bağlı olarak çok rahat üretim alanlarınızı planlayabilirsiniz. Bunun için bir üretimin desteklenmesi lazım, iki üretilen ürünün planlanmasının desteklenmesi lazım. Buda gerek tarımsal girdi desteği gübre, ilaç, mazot, su kullanımı...vs. neyse bunların planlanması demek. Yine üretilen her üründe bir taban fiyatın oluşturulması, ürün maliyeti çıkartılarak bir kar marjı olması ve bir alım garantisi olmasını önerdik. En önemli önerdiğimiz şeyler bunlar."
"Böyle giderse tarım tamamen global şirketlerin tekeli altına girecek"
"Tarım kesiminde çalışanların yaş ortalaması 56. 10-15 yıl sonra Türkiye`de tarım üretimi yapan kimseyi bulamayacaksınız. Kent yaşamına alışmış gençleri tekrar kırsala çevirmek çok olanaklı değil. Böyle giderse tarım tamamen global şirketlerin tekeli altına girecek. Kendi topraklarınızda dahi üretim yapamayacak duruma gelebiliriz. Bunlara bağlı olarak kent kırsalı için gerek alt yapı gerek üst yapı olanaklarının sağlanması lazım. Örneğin internet, okulların arttırılması, kanalizasyonların giderilmesi, spor salonları, yaşlı bakımevleri, kreşler... vb. gibi kentteki konforun büyük ölçüde kırsala taşınması çok önemli."