CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, partisi tarafından hazırlanan 2020 Türkiye adaletsizlik envanteri raporu" nu açıkladı. Basından muhalefete, siyasi baskılarına artarak devam etiğini belirten Erkek, gazetecilik yatığı için çok sayoda gazetecinin cezaevinde olduğunu belirtti. CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu`na soruşturma açıldığını ifade eden Erkek, AİHM kararlarının Anayasa`nın 90. maddesine aykırı biçimde yok sayıldığını belirtti. Erkek yine hakaret iddiası ile on binlerce vatandaşın yargılandığını söyledi. Erkek, pandemi yasakları ile gösteri ve yürüyüşler engellenirken, iktidar tarafında kalabalık mitinglerin gerçekleşebildiğini söyledi.
"Gazetecilik yaptıkları için cezaevindeler"
Basın özgürlüğü ihlallerini sıralayan Erkek; "Evrensel, BirGün, Cumhuriyet, Sözcü ve Korkusuz gazeteleri, Basın İlan Kurumu tarafından verilen ilanların kesilmesi cezalarıyla ekonomik açıdan zor durumda bırakılmak isteniyor. 2020 yılı boyunca "yandaş" kanallara yalnızca 400 bin lira para cezası verilirken, iktidarın eleştirildiği kanallarda bunun tam 25 katına denk düşen 10 milyon liralık ceza kesildi. Gazetecilik yaptıkları için ve yalnızca haberleri nedeniyle çok sayıda gazeteci cezaevine atılıyor" dedi.
"Hakaret iddiasıyla on binlerce yurttaş yargılanıyor"
Binlerce vatandaşın hakaret suçlaması ile yargılandığını ifade eden Erkek; "CHP`nin "21 Soruda FETÖ`nün Siyasi Ayağı", "Arpalık Aile Şirketi" ve "10 Maddede Kıdem Tazminatında Fon Aldatmacası" yayınlarına basım, dağıtım ve satış yasağı getirildi. CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında seçildikten iki gün sonra soruşturma açıldı. AİHM kararları Anayasa`nın 90. maddesine aykırı biçimde yok sayıldı. AİHM ve AYM kararlarının uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması bile demokratik hukuk devletinden ne kadar uzaklaşıldığının göstergesi. AKP Genel Başkanına hakaret iddiasıyla on binlerce yurttaş yargılanıyor" dedi.
"Pandemi bahanesi ile demokratik haklar engellendi"
Pandemi yasaklarının protestoları engellemek amacı ile kullanıldığını belirten Erkek; "Haklarını savunmak için yürüyüş yapan madenciler, baro başkanları, çeşitli STK ve sendika temsilcileri aynı gerekçelerle engellenirken, bu süreçte AKP Genel Başkanı hiçbir önlemin alınmadığı kalabalık mitinglerde yurttaşların üzerine "keyif çayı" fırlatıyor. Kadınların demokratik protesto hakları, yürüyüş hakları da planlı bir şekilde engelleniyor. İnfaz düzenlemesi adı altında getirilen örtülü af düzenlemesi niteliğindeki teklifle, şiddet içermeyen eylemler kapsam dışında tutularak eşitliğe aykırı bir düzenleme yapıldı. Baroları bölerek yandaş baro yaratma amacıyla yasa değiştirildi. Dernekler ve sivil toplum kuruluşlarının başına kayyum atanmasına olanak veren yasal düzenleme yapıldı" dedi.
"Belediyelere, Anayasa`ya aykırı bir OHAL KHK ile kayyumlar aracılığıyla el konuldu"
Belediyelere kayyumlar aracılığı ile el konulduğunu belirten Erkek; "Belediyelerin başlattığı bağış kampanyalarında toplanan 15 milyon TL civarında paraya iktidar tarafından el konuldu, ücretsiz maske, ekmek, aşevinde yemek gibi yöntemlerle halka yardım edilmesi engellendi, belediye başkanlarına soruşturmalar açıldı. İktidar, seçimle alamadığı belediyelere Anayasa`ya aykırı bir OHAL KHK`sine dayanarak kayyumlar aracılığıyla el koydu. Yerelde demokrasi ağır yara almıştır" dedi.
"Hak mücadeleleri şiddetle bastırılmaya çalışıldı"
Çevre, kadın mücadelesi gibi ha mücadelelerinin çoğu zaman şiddetle bastırılmak istendiğini belirten Erkek; "10 Ekim Katliamı, Soma Maden Faciası, Çorlu Tren Katliamı gibi davalarda gerçeğin ve gerçek sorumluların üzerine 2020 yılında da gidilmedi. Kaz Dağları, Salda Gölü, Dipsiz Göl gibi örnekler, iktidarın izlediği haksız rant politikaları nedeniyle yok olmaya bırakıldı. Doğal yaşam alanlarını, ekosistemi ve geleceğimizi koruma amacıyla verilen çevre mücadeleleri hukuksuzca, kimi zaman da şiddetle bastırılmaya çalışıldı. İstanbul Sözleşmesi`ni tartışmaya açarak zayıflatan AKP iktidarında kadına şiddet ve kadın cinayetleri sürekli arttı. 2020 yılında en az 300 kadın öldürüldü. Hatta son 5 yılda haklarında koruma kararı olmasına rağmen 100`e yakın kadın cinayeti meydana geldi. Darbe girişiminden sonra kurulan OHAL Komisyonunda kamu görevinden ihraç edilenlere ilişkin incelemeler sonuçlandırılmadı. Mahkemelerin beraat kararları bu komisyonda tanınmadı" dedi.
(Eren Aşnaz)