Bu konuyu daha iyi anlayabilmek için ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner’in “Türkiye, Ateşle Oynuyor” başlıklı yazısını okumanızı öneririm.
Daha düne kadar AKP’nin dış politikası için övgüler düzen Laçiner, bugün Türkiye’nin ateşle oynadığını dile getirerek Ortadoğu, Suriye ve İsrail politikalarının başarısızlığına dikkat çekmiş.
Bu paralel çatışmanın getirmiş olduğu durum Laçiner’in düne kadar savunduğu düşüncelerini bugün boşa çıkaran bir sonuç yarattı.
Tıpkı Laçiner’in rektör olmadan önce vaat ettikleriyle, göreve geldikten sonraki taban tabana zıt uygulamaları arasındaki farklılıkta olduğu gibi.
Gelinen noktada artık ÇOMÜ’de Rektör Laçiner yönetimimin uygulamalarını tartışmanın anlamı yok.
Laçiner uygulamaları ile ÇOMÜ’yü bir bilim kurumu olma noktasından çok uzaklara götürmüştür.
Şimdi başta hukukun vermiş olduğu kararlar olmak üzere ortaya çıkan tüm uygulamalar ÇOMÜ Rektörünün üstlenmiş olduğu misyonu tartışılır hale getirmiştir.
Ötekileştirme, mobbing , öğretim üyelerinden çalışanlara kadar işten çıkartma, öğrencilerin sudan gerekçelerle okuldan uzaklaştırılması,personel üzerinden yapılan sürgünler derken ÇOMÜ bir bilim kurumunun yerine getirmesi gerekli uygulamaların çok uzağında kalmıştır.
Bu uygulamaların sonuçları olarak, ne yazık ki bir öğretim üyesi ve, bir üniversite çalışanın eşi gazeteci arkadaşımız yaşamını yitirmiştir.
Biraz vicdan sahibi herkes tüm bu olaylar sonrasında bu yönetim anlayışın nasıl bir anlayış olduğunu bir bilim kurumunda nasıl böylesi uygulamaların olduğunu sorgulamaktadır.
Bunun için bu kentte Türkiye’de ilk defa bir rektörün istifası için miting düzenlenmiştir.
Özetle ÇOMÜ yönetiminin başındaki Rektör Laçiner bundan böyle bilimsel temsiliyet anlamında bir değer taşımamaktadır.
Bu boyutuyla tartışılmasının da artık bir anlamı kalmamıştır.
Dış politika konusunda uzman olduğunu iddia eden Laçiner ne yazık ki bu performansını da “paralel” çatışmasının geldiği noktada zedelemiştir.
Sadece bir iki örnek vermek istiyorum.
“Türkiye ateşle oynuyor” yazısında mavi Marmara operasyonu konusunda “MAVİ MARMARA: DEĞDİ Mİ?” Arabaşlığıyla “İsrail’in kuru özrünü saymazsak Mavi Marmara’da Türkiye, İsrail tarafından silahla durduruldu ve Türk vatandaşları uluslararası sularda katledildi. Buna karşın Türkiye hiçbir şey yapamadı, olanları seyretmek zorunda kaldı” şeklinde değerlendirme yapan Laçiner bakın daha evvel neler söylemişti: “Bu, bir dış politika başarısıdır” şeklinde özetlediği mavi Marmara operasyonu için Prof. Dr. Sedat Laçiner, şu aşamada, Türkiye`nin İsrail`e karşı inatla ısrarla, devam ettirdiği bir politikanın başarı ile sonuçlandığını söyledi. İsrail`in ilk defa özür dilediğini belirten Laçiner, ilk defa bir ülkenin İsrail`e bunu yaptırdığını ifade etti. Bunun önemli bir başarı olduğunu tekrarlayan Laçiner gelişmeleri şöyle yorumlamıştı: “ABD açısında büyük bir diplomatik zafer, Türkiye açısında da çok ciddi bir dış politika kazancı diye düşünmek gerekir. ABD iki müttefikini aynı hedef doğrultusunda bir araya getirmeyi başarıyor. Türkiye ise özür, tazminat ve ablukanın kaldırılması konusundaki taleplerini İsrail`e kabul ettirmiş oluyor. Bu İsrail tarihi açısında da bir ilktir. İlk defa bir devlet talebini bu şekilde kabul ettirmiş oluyor."
Paralelleşmenin mucize dönüşleri çok keskin, tutabilene aşk olsun.
Laçiner “Türkiye ateşle oynuyor” başlıklı yazısında “SURİYE POLİTİKAMIZ ÇÖKTÜ” değerlendirmesini yaparak şunları kaydetti:
“Son olarak Türkiye’nin Suriye politikası da önemli oranda hüsran ve hayal kırıklığı ile sona erdi. 2010 yılına kadar büyük bir sabır ve gayretle inşa edilen dış politika ne yazık ki Arap Baharı’nda tarumar oldu. Türkiye uluslararası toplumun olaylara tepkisini iyi hesaplayamadı ve Suriye’de yine yalnız kaldı”
Peki “Türkiye`nin `Yeni Ortadoğu` Politikası” başlıklı yazısında aşağıdaki sözlerle yere göğe sığdıramadığı Ortadoğu politikası için daha evvel söylediklerine ne demeli?
2010 yılından sonra tarumar olduğunu söylediği dış politika için 2011 yılında övgüler düzen Laçiner’in bu tavrı herhalde ancak “paralel” uzamsal ilişkiler çerçevesinde açıklanabilir
Bakın neler kaydetmiş eski günlerde Laçiner :”Ortadoğu’da ‘değişim ihtiyacı’nı en doğru okuyan ülke Türkiye oldu. Türkiye ihtiyacı okumakla kalmadı, bu ihtiyaca cevap olabilecek ekonomik, toplumsal ve siyasi politikaları da üretmeye başladı.
Örneğin çatışanları barıştırmaya çalıştı: İsrail-Suriye, ABD-İran, Irak-Suriye, Lübnanlı gruplar, Hamas-Abbas, Afganistan-Pakistan, Iraklı Şiiler-Sünniler ve daha pek çok örnek Türkiye’nin arabuluculuk misyonuna örnek verilebilir. Bu anlamda Türkiye bölgede barışı ve istikrarı kuran ülke olmaya çalıştı.
Bugün Türkiye’nin ateşle oynadığını söyleyen laçiner “BOP Yerine Yeni Ortadoğu Projesi” başlıklı makalesinde bugün kendisinin savunduğu konuları o gün savunan muhalefet güçlerini yerden yere vuruyor ve şunları kaydediyordu.” muhalefet Türkiye’nin Ortadoğu politikalarını uzunca bir süre ABD, hatta İsrail yanlısı olmakla eleştirdi.
Muhalefet AK Parti hükümetlerini bağımsız olmamakla ve ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’ne (BOP) destek vermekle suçladı.
Diğer taraftan İsrail’de ve Batı’da bir grup Türkiye’nin ekseninin kaydığını, Batı yerine Doğu’ya ve İslamcılığa yöneldiğini iddia etti.
Birbirine taban tabana zıt iki iddiayı da bırakıp reel dünyaya döndüğümüzde ise karşımızda kendi Ortadoğu projesini geliştirmiş bir Türkiye görüyoruz.”
Böylesi bir şekilde dün söylediğini bugün inkar eden bir tarzın bilimsellikle ilgisi olmadığına göre, bu U dönüş ancak “paralel” ilişkiler bazındaki geometrik bir yaklaşım ile açıklanabilir
Sen neymişsin be “paralel” uzamsal ilişki…