havadurum

Türk Eğitim-Sen’den tehdit iddiası

Çanakkale Kamu-Sen İl Temsilcisi ve Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Resul Demirbaş, dün yaptığı açıklamada Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Numan Yaşar`a yönelik eleştirilerde bulundu. Demirbaş, “Sendika başkanı olarak Müdür mülakatına girerek kendine yüksek puan verdirip koltuk sahibi oldunuz üyelerinizin haklarını bile savunamadınız. Okul müdürlüğümü yapıyorsun yoksa sendikacılık mı? Bunun neresi ahlaki durum Numan Yaşar bey? Okula gitmeden okul nasıl yönetiliyor?” dedi.

1165
Çanakkale Kamu-Sen İl Temsilcisi ve Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Resul Demirbaş, Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Numan Yaşar`a yönelik eleştirilerde bulundu. Demirbaş, “Türk Eğitim-Sen emek, hak, adalet, kimlik, erdem, ehliyet, liyakat, sevgi, barış, huzur, birlik-beraberlik ve ahlaktan yana tavır alan; gücünü üyelerinden, haklılığından, ilkelerinden, savunduğu değerlerinden, Türkiye Cumhuriyeti Devleti kanun, yasa, yönetmelik ve genelgelerde ifadesini bulan haklarından alan bir sivil toplum kuruluşudur. Kendi sendika üyeleri başta olmak üzere, il genelindeki tüm okul idarecilerine `Koltuğunuzda oturmak istiyorsanız Türk Eğitim-Sen`den 3 istifa, bizim safımıza 3 yeni üye` parolası ile başlatılan, eğitim çalışanlarını tehdit etmekten öteye gidemeyen ve yalnızca siyasi iktidarın şımarıklığının göstergesi olanlar, sendikacılık yaptıklarını mı zannediyorlar? Sendika başkanı olarak Müdür mülakatına girerek kendine yüksek puan verdirip koltuk sahibi oldunuz üyelerinizin haklarını bile savunamadınız. Okul müdürlüğümü yapıyorsun yoksa sendikacılık mı? Bunun neresi ahlaki durum Numan Yaşar bey? Okula gitmeden okul nasıl yönetiliyor? Sendikacılık yapacaksan, okul müdürlüğünü bırak da o işi de bir üyen yapsın. Eğitim iş koluna bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapan idarecilere kendi sendikalarına üye olma mecburiyeti getiren, bizim desteklediğimiz siyasi iktidar kanadıyla Milli Eğitim Müdür Yardımcısı, Şube Müdürü, Okul Müdürü, müdür yardımcısı oldunuz, şimdi yanımızda yer almaya mecbursunuz diyen, eğitimcilerin görüş ve düşüncelerine ipotek koyarak sendika üye formlarını dayatan, zaafı olan idarecilerin zaaflarından yararlanan, eğitimci ahlakını hiçe sayanların ahlaktan bahsetmeleri abesle iştigal değil de nedir? Baskı ile zulüm ile payidar olamazsınız. Üyeniz olan okul müdürlerinin kendilerine kurdukları saltanatı ve ayrıcalıklara kılıf bulacağınıza, biraz da kamu çalışanlarının haklarını savunun. Engelli öğrenci WC’sini kendine tahsis etmenin neresi savunulabilir? Kendinizden olmayan, diğer sendika üyelerine ve sendika üyesi olmayanlara yaptığınız baskı ve mobbingi başkaları yapıyor gibi göstermeye çalışmak ise masum olmadığınızı göstermektedir. Kapalı kapılar ardında memurları pazarlayanların, ‘tarihi toplu sözleşme yaptık’ yalanı söyleyenler, Sendikacılığı hükümet yetkilileriyle çay içmek olarak anlayanlar, Türkiye Kamu-Sen, alanlarda aylardan beri memurlarımızın enflasyon farkı hakkına dikkat çekmeye çalışırken nerededirler? Öğretmenlere nöbet ücreti ödenmesi için yapılan nöbet tutmama eylemlerine daveti bile `yatma, işten kaçmaya davet` diye niteleyenlerin, ilgili kanunları iyi okuyarak, asli görevlerinin ne olduğunu anlamaya davet ediyoruz. Madem işten kaytarma olarak nitelendiriyorsunuz, neden sendikanız da aynı eyleme katılma kararı aldı? Memurların hakkı olanı gasp etmek, kul hakkı yemektir” dedi.
 
“Açık ve kapalı tehditlere meydan verilmemeli”
“Sendikacılık son derece önemli bir iştir” diyen Demirbaş, açıklamasını; “Bunu sulandırmaya çalışan, sendikacılıkla uzaktan yakından ilgisi olmayanlar, her alanda gayri ahlaki yöntemleri kullanarak insanları korkutarak, hala bu alanı kirletmeye devam ediyorlar. Mücadele iktidarın su değirmenine su taşımak olarak algılayan, adına sendika denilen yapılarla mı yapılacak? Bu mücadele terör örgütünün taşeronu olmaktan başka hiçbir işi olmayan, çalışma hayatına dair hiçbir sorumluluk almayan sendikalarla mı yapılacak? İnsanları makam ve mevki ile korkutarak teslim olmaya zorlayanlara hiç kimse prim vermemelidir. Sendikal alana leke sürmeye çalışanlara, açık ve kapalı tehditlere başta eğitim çalışanları olmak üzere, hiç bir kamu çalışanı meydan vermemelidir. Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen belli ilkelerin, belli amaçların bir araya getirdiği insanlardan oluşmuştur. Bizleri diğer sivil toplum kuruluşlarından ayıran bazı özellikler bulunmaktadır. Türk Eğitim-Sen ve Türkiye Kamu-Sen’in bir parçası olmak kamu çalışanlarının meselesini öncelikli mesele olarak kabul etmek ve bu ülkenin bölünmez bütünlüğünden yana bir duruş ortaya koymak demektir. Sendikamız ve konfederasyonumuz Edirne’de ne söylüyorsa, Kars’da, Hakkari’de de, Antalya’da da, Diyarbakır’da da aynı şeyi söylüyor. Bu ülkeyi oluşturan milli ve manevi değerlerin takipçisiyiz. Bunları söylerken de öncelikle kamu çalışanlarının ve eğitim çalışanlarının meselesini her zaman önceliğimiz kabul ediyoruz. Bizim için sendikacılıkta birinci öncelik çalışanların sorunlarıdır. Çalışanlarının sorunlarını çözemeyen, bu sorunların çözümü için mücadele etmeyen sendikacılık anlayışı bizim anlayışımız değildir. Türk Eğitim Sen; iktidarlarla büyüyen değil, eğitim çalışanları ile yürüyerek büyüyen bir sendikadır. Alnı açık başı dik çalışanların sendikasıdır. Türk Eğitim Sen, şairin ‘Bir doğrunun imanı, bin eğriyi düzeltir’ ifadesindeki bin eğriyi düzeltmeye namzet doğrulardan oluşan bir sendikadır” ifadeleri ile noktaladı.
Paylaş