Tüketim kültürü ve alıştırdıkları

Uluslararası Çanakkale Bienali bünyesinde oluşturulan Bienaldeyiz Grubu tarafından organize edilen etkinliklerde “Son yüzyılda tüketim kültürü ve alıştırdıkları” konulu söyleşi gerçekleştirildi.

467

Uluslararası Çanakkale Bienali bünyesinde oluşturulan Bienaldeyiz Grubu tarafından organize edilen etkinliklerde “Son yüzyılda tüketim kültürü ve alıştırdıkları” konulu söyleşi gerçekleştirildi. Kapitalist sistemin en önemli özelliklerinden biri olan tüketime dayalı toplum modelinin son yüzyılda daha çok hissedildiği ifade edilerek, dünya kaynaklarının sınırlı olmasına dikkat çekildi.

 
Bu yıl 51`incisi gerçekleştirilen Uluslararası Troia Festivali kapsamında son yüzyıldaki tüketime dayalı toplum modeli konuşuldu. Uluslararası Çanakkale Bienali bünyesinde oluşturulan Bienaldeyiz Grubu tarafından organize edilen etkinlikler kapsamında “Son yüzyılda tüketim kültürü ve alıştırdıkları” konulu söyleşiye Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve eşi Hale Gökhan ile çok sayıda vatandaş katıldı. Etkinliğe konuşmacı olarak ise Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı Rebiye Ünüvar, Kemalpaşa Mahalle Muhtarı Şebnem Kumtepe ve Çanakkale Bienali Genel Direktörü Seyhan Boztepe katıldılar.

Panelde ilk sözü olan Kemalpaşa Mahalle Muhtarı Şebnem Kumtepe, Bienaldeyiz Grubunu tanıttı. Ardından söz alan Çanakkale Bienali Genel Direktörü Seyhan Boztepe, tüketim toplumuna dair 20`nci yüzyıl ile birlikte başlayan dünya genelindeki devasa üretim ile insanların tüketime itildiğini söyleyerek, “Temel ihtiyaçlarımız üzerinden, bunları karşılamak için bir tüketim biçimi içine gireriz. 19`uncu yüzyılın sonlarından ve 20`nci yüzyılın başlarından itibaren dünyada seri üretime geçiş dönemi başladı. Arz fazlası doğduğu için, kapitalist sistemin de yerleşmeye başlamasıyla hızla tüketime doğru yönelindi. Teknolojinin gelişmesiyle de gereğinden fazla üretimler gerçekleşmeye başladı. Fiyat, kalite, moda gibi konular üzerinden şekillenen seri üretim, insanları seri bir tüketime doğru yönlendirdi. Aslında tüketime kadınların daha yatkın ve onlar eliyle tüketimin devam ettiği söylenir, ama bunun böyle olmadığını, toplumun her alanında ve herkesimin, neredeyse herşeyi tüketir hale geldiğimizi söylemeliyiz. Bu insanlığın kendi çıkmazı olarak karşımıza çıkıyor. Sadece temel ihtiyaçları değil, herşeyi, çevreyi de tüketiyoruz. Ancak dünyanın kaynakları sınırlı ve son 20 yıldır bunun üzerine kafa yoruluyor. Dünya kaynaklarının tükenme hızı çok daha arttı. Bizim burada konuşuyor olmamız bile bunun için önemlidir. Bu tüketim çılgınlığını durdurmak veya en azından duraklatmak amacıyla herkese düşen bir görev vardır. En azından herkesin ihtiyacı kadar tüketmesi gerekiyor” dedi.
 
 
 
 
 
“İnasana dair ne varsa tüketiyoruz”
“İnsan yaşamını devam ettirebilmesi için bir takım ihtiyaçları var” diyen Belediye Başkan Yardımcısı Rebiye Ünüvar, “Olmazsa olmaz yeme içme gibi ihtiyaçları var. bunların dışında sosyal olarak eğlenme gezme tatil yapma gibi ihtiyaçları da var. Özellikle sanayileşme ve seri üretime bağlı olarak bol miktarda üretim, insanları tüketime itti ve biz herşeyi tüketmeye başladık. İhtiyaçlarımızdan yola çıkarak, zorunlu olmasa bile artık tamamen tüketime yöneldik. Kapitalist sistem kitle iletişim araçları ile insanlar üzerinde tüketim baskısı kurarak, onların daha çok tüketmelerini ve tükettikçe mutlu olunacağı algısını yarattı ve yaratmaya devam ediyor. Kullan-at pratiği de girdi hayatımıza; insan yaşamına dair ne varsa bunların hepsini tüketme anlayışının bir yansıması olarak gelişen popüler kültür ile bize `tüketmek özgürlüktür` bakış açısı yerleştirildi. Artık insanlar alışveriş yapmadan rahat edemez hale geldi ve tabiri yerinde ise bu toplumda bir bağımlılık oluşturdu. Gelir düzeyi ne olursa olsun alışveriş yapmak toplamda artık birçok insanın yaşam biçimi haline geldi. Çünkü her gelir grubuna yönelik tüketilecek birçok ürün bulunuyor ve bu insanlara sunuluyor. Bu aynı zamanda kapitalizmin sınırsız özgürlük biçimi olduğu algısı yerleştiriliyor. Yiyeceği, giyeceği birçok çeşidi ile tüketiyoruz, zamanı tüketiyoruz, aşkı ve doğayı tüketiyoruz. Aklınız gelebilecek herşeyi tüketiyoruz” şeklinde konuştu.

“Fedakarlıklar etmeliyiz”
“Gördüğümüz gibi artık herşeyi tüketir hale geldik ve biz bazı şeylerden fedakarlık edemezsek, ileride çocuklarımıza fedakarlık etme şansı bırakmayacağız” diyen Kemalpaşa Mahallesi Muhtarı Şebnem Kumtepe ise “Bu nedenle pet şişe yerine elimizde küçük su termoslar taşıyabiliriz, naylon poşetler yerine geri dönüşümlü file torbalar kullanabiliriz. Bunlar küçük şeyler ama bence buralardan başlayabiliriz. En azından hayatımızda pet şişe ve naylon   torbayı çıkardığımızda ciddi bir ilerleme sağlayabiliriz. Kozmatik ürünler konusunda da daha doğal olanlara yönelmeliyiz. Kullandğımız sabundan, kreme kadar çok dikkatli olmalıyız. Özellikle çevrenin tüketilmemesi ve onunla barış içinde yaşamak için bu tür adımlar atmalıyız” şeklinde konuştu.
Paylaş