Tartışan ÇTSO’yu önemsiyorum...

Son zamanlarda ÇTSO içersindeki en önemli değişimlerden biri tartışan bir ÇTSO yapısının ortaya çıkmasıdır.
Bir meslek örgütü olarak bu özellik ÇTSO ‘yu daha kaliteli bir örgüte dönüştürecektir.
Belki de yıllardır eksikliği olan bir konu olarak, yaratmış olduğu heyecan ile daha katılımcı bir performansında gelişmesini sağlayacaktır.
Son meclis toplantısındaki yaşananlar bu kapsamda okunmalıdır.

314
Önümüzdeki günlerde ÇTSO ‘da organ seçimleri olacak.
Yönetime talip olacakların bu performansı sürdürecek bir perspektif ile yaklaşımları oldukça önemli.
ÇTSO tartıştıkça üretecektir.
Suskunluğun olduğu tek sesliğin olduğu yapılardan statükoculuk çıkar ki; ÇTSO gibi örgütler için en tehlikeli gelişme budur.
Bu performans aynı zamanda şeffaf olma konusundaki gelişim içinde son derece faydalı bir öğedir.
 
Bu kapsamda Kasım ayı meclisi tartışmalarına bir göz atalım.
Çok önemli bir değerlendirme ÇTSO üyesi Şakir Oktay’dan geldi.
Şakir Oktay, yapılacak projeler ile ilgili çıtanın yüksek tutulmasının altını çizerek fizibilite çalışmalarının önemine vurgu yaptı.
Özellik ile kazandırılmış Fuar ve Kongre merkezinin kullanımı konusunun önemine vurgu yapan Oktay bu merkezin boş kalmaması için bir dizi önerilerini gündeme getirdi.
Çarşı caddesi projesi için Hayrettin Çetinkaya’nın önerileri; yapılacak projelerin gereklilik kapsamındaki doğru analizine ilişkin, aynı zamanda böylesi projelerin finansmanı bazında farklı bir bakışı gündeme taşıyordu.
 
Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Engin tüm bu öneriler ve görüşler noktasında “yüz çiçek açsın bin fikir yeşersin” mantığı ile yaklaşan bir yönetici olarak bu zenginliğin gelişimine vermiş olduğu destek ile olumlu bir görüntü vermektedir.
 
Bu gelişim ÇTSO açısından ileri bir adım olup, gözüken bu performansın içselleşerek tüm süreçlerde hakim olması ÇTSO’yu meslek örgütü olarak iyi noktaya getirir.
 
Bu yöntemsellik sonrasında; bazı grupların çıkarları temelinde şekillenecek karar ve görüşlerin yaşam bulma şansı daha da azalacaktır.
 
Bu anlamda eskiden yapıldığı gibi bazı dayatmalar Çanakkale halkının karşısına bu Çanakkale iş dünyasının iradesidir şeklinde getirilemeyecektir.
 
Tartışan bir ÇTSO iç işleyişinin, sağlayacağı katılımcılık performansı; böylesi dayatmalara izin vermez.
Tüm bunları neden yazdım diye akıllarınıza bir soru geliyor gibi hissediyorum.
 
ÇTSO’nun işleyişine ilişkin bu kadar laf etmek de nerden çıktı diye sorarsanız sadece yeni kongre sürecinde bu gelişmeyi önemsediğim için birilerinin böylesi bir vizyon üstlenmesini temenni ediyorum.
Böylesi işleyişe sahip bir ÇTSO Çanakkale için daha faydalı işlere imza atabilir.
 
Özetle tartışan bir ÇTSO’yu başarı kriteri olarak düşünüyorum.
 
ÇTSO’nun iç işleyişi itibarıyla yakaladığı bu performansı bu şekilde not ettikten sonra Çanakkale’de siyasal yaşam bu boyutu ile nasıl görüntü veriyor diye de bir gelişmelere bakalım.
 
Bu konuda CHP’li milletvekillerinin ve Belediye başkanlarının hissedilir ölçüde bir performans artışı içinde olduklarını gözlemliyorum.
 
CHP’li Milletvekilleri siyasal gelişmelere karşı son derece duyarlı hareket ediyorlar, kamuoyunu bilgilendirme temelinde çabalar gösteriyorlar.
 
Buldukları her fırsatta ilgililer ile çeşitli konularda temaslarda bulunup, çeşitli inceleme ve araştırma çalışmalarına katılıyorlar.
 
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan yerel yönetim çalışmalarına önemli ölçüde hız verdiği gibi Çanakkale halkı ile iletişimini de güçlendiren bir grafik çiziyor..
 
CHP cephesinde milletvekillerinin ve belediye başkanlarının göstermiş olduğu performansa henüz CHP örgütleri uyum sağlayabilmiş durumda değil.
 
İl genel meclis çalışmaları anlamında CHP grubu genelde yükselen trendi meclis çalışmalarına yansıtmış durumda.
 
AKP cephesinde bir sessizlik hakim. Merkez İlçe Başkanı Öncü’nün çıkışları geri teptikten sonra o cephede bir hareket yok. Milletvekillerinin çalışmaları da genel programlar düzeyinde sınırlı kalmış bir görüntü veriyor. Toplumun birçok beklentisine rağmen iktidar olarak sessizliği seçen milletvekillerinin performansı önümüzdeki günler için sıkıntılar yaratacak düzeyde.
 
İktidar politikalarının ideolojik hattı başka güçler tarafından sırtlanmış durumda. Bazı öğretim üyelerinin oluşturduğu organizasyonlar ile sürdürülen, çalışmalar var ki şu anda AKP ‘nin boşluğunu dolduracak bir destek ekibi gibi bir fonksiyon oluşturuyor.
 
MHP son kurultay sonrasında kendi içindeki bazı sorunları aşarak yeniden bir toparlanma perspektifi ile bir yaklaşım gösterse de dağılmış olan parti tabanını toparlayabilmek için göstermesi gerekli çabayı henüz gösterebilecek bir görüntü vermiyor.
 
Demokrat Parti eski kadrolarını tekrar siyasi faaliyetin içine çekerek bir adım attı. Atılan bu adımın devamı nasıl olur sorusu geneldeki performansa bağlı bir gelişme olarak duruyor. Demokrat Parti genelde bir hava yakalayamadığı için; Çanakkale’de yakılan ateşin uzun ömürlü olma şansı yok gibi duruyor.
 
Sosyalist kesimler kapitalist sistemin artan sorunlarına bağlı olarak etki alanı yaratma açısından belki en avantajlı kesimler olmalarına rağmen örgütlülük adına yaşamış oldukları sorunları hala aşabilmiş durumda değiller .
 
Bu sorunlar tek tek çeşitli partilerin içinde bulunduğu sorunlar kapsamında olduğu kadar, birliktelik anlamındaki çeşitli sorunları da içermekte.
 
Halkların Demokratik Kongresi olarak başlatılan süreç genelde yaratığı olumluluğu Çanakkale’ye taşıyamadı. Bu kongre tarzı birliktelik aynı zamanda önümüzdeki seçimler için bir parti örgütüne dönüşmesine rağmen bu gelişmelerin Çanakkale yansıması ne yazık ki son derece yetersiz bir düzeyde. Fakat göz ardı edilecek bir potansiyel değil hiç bir zaman için.
 
Ülkenin siyasal iklimi sosyalistlerin gelişimi için son derece uygun. Sosyalist söylevin halk kitlelerinde destek bulma şansı sosyal demokratlardan bile daha pozitif koşullara sahip. Fakat örgütlenme ve halkla buluşma konusunda sorunlarını çözebilecek adımları atmaları ve birleşik mücadelenin bir şekilde örülmesi gerekmekte.
 
Kentin son siyasal görüntüsünün resmini böyle çizdikten sonra önümüzde daha hareketli günlerin olacağını da ayrıca belirmek gerekir.
Paylaş