Saroz Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde, kuş göç yolları üzerinde bulunan bölge, antik çağdan bugüne Roma, Bizans, Osmanlı dönemlerinde yoğun yerleşim alanlarından biriydi. Henüz yüzey araştırmalarının bile tamamlanmadığı ifade edilen bölgede hiçbir bilimsel dayanağı olmayan ÇED dosyalarıyla Çanakkale Boğaz Köprüsü otoyolları yapımında kullanılmak üzere, Fındıklı köyündeki bu taş ocağı ile birlikte, çok sayıda taş ocağı açılmak istendiği ifade edildi. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü`ne Fındıklı köyündeki bu taş ocağı ile ilgili itirazlar yapılmaya başlandı. Söz konusu taş ocakları ile ilgili, “Fındıklı köyündeki bu taş ocağı, kuş göç yolları üzerinde ve kuş cenneti sayılabilecek bir alanda, Çanakkale’nin önemli sulak alanlarından Kavak Deltası yakınında bulunmaktadır. Yöre halkı tarımla uğraşmaktadır. Fındıklı Göletine 1200 metre mesafede ve Koca Deresi hemen yakınında bulunan, patlatmalı yöntemle çalışan taş ocağı tarım alanlarına, yoğun toz ve partikül madde nedeniyle halk sağlığına da zarar verecektir. Anayasanın 56. maddesine göre herkes sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. SNG Madencilik Çevre Müşavirlik Mühendislik Ltd. Şti. tarafından hazırlanan Çanakkale İli, Gelibolu İlçesi, Fındıklı Mahallesi (ER:3376874) 17/2019-12 Ruhsat no’lu Kalker Ocağı Kapasite Artışı dair Proje Tanıtım Dosyası tarafımızca incelenmiştir” denildi.
“Yaban hayatı tehdit altında”
İtirazda, “Proje alanı civarında yayılış yapması olası olan ve yaban hayatı bakımından önemli bazı reptil (sürüngen) türleri isimli tabloda verilen türler reptillere değil kuşlara aittir. Her ne kadar bu isimlendirme sehven hatalı yapılmış gibi algılanabilecek olsa da raporun kopyala/yapıştır mantığı ile itinadan özenden uzak yalnızca bir formalite olarak hazırlanmış olduğunu açıkça göstermektedir” dendi.
Küresel seviyede yok olma tehlikesi iddiası!
İtirazda, “Proje alanı civarında yayılış yapması olası olan ve yaban hayatı bakımından önemli bazı reptil (sürüngen) türleri listesinde yer alan Üveyik Streptopelia turtur türüne dair IUCN Koruma Statüsü LC olarak belirtilmiştir. Ancak bu türe dair IUCN Koruma Statüsü VU’dur. Yani tür küresel seviyede yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Çevrimiçi ortamda halka açık olarak yayınlanan ve erişimi gayet kolay olan bu verinin bile raporda hatalı olarak belirtilmiş olması; raporun bilimsellikten ne kadar uzak olarak hazırlandığını, gerekli literatür çalışmasının bile yeteri kadar yapılmadığını açıkça ortaya koymaktadır. Nihai Proje Tanıtım Dosyası’nda bulunan Tablo 34, 35 ve 36 incelendiğinde 2 çift yaşamlı, 6 sürüngen, 84 kuş türünün Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa Yaban Hayatı ve Yaşam Ortamlarının Korunması (Bern) Sözleşmesi’nin Ek Liste II Kesin Koruma Altına Alınan Fauna Türleri listesinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Raporun 68. Sayfasında ‘Bern Sözleşmesi Madde 6 hükümleri Her Âkit Taraf, II no.lu ek listede belirtilen yabani fauna türlerinin özel olarak korunmasını güvence altına alacak uygun ve gerekli yasal ve idari önlemleri alacaktır. Bu türler için özellikle aşağıdaki hususlar yasaklanacaktır: …. b) Üreme veya dinlenme yerlerine kasıtlı olarak zarar vermek veya buraları tahrip etmek’ ifadesine yer verilmiştir. Bu veriler ve ifadelerden kolaylıkla anlaşılabileceği gibi proje, raporda listesi verilen ve Bern Sözleşmesi’nin Ek Liste II Kesin Koruma Altına Alınan Fauna Türleri listesinde bulunan 106 türe dair üreme, beslenme, göç vb. doğal yaşam alanlarına kasıtlı olarak zarar verecek ve buraları tahrip edecektir. Bu sebeple proje uluslararası doğa koruma mevzuatına aykırıdır” denildi.
Endemik türler nasıl korunacak?
ÇED raporunda endemik türlerin nasıl korunacağına yönelik hiçbir bilgiye yer verilmediği ifade edildi. itirazda, “Raporda alanda memeli varlığına dair herhangi bir bulgu paylaşılmamıştır. Bu durumun doğru olduğu düşünülmemektedir. En azından yaygın memelilerin alanda var olacağı düşünülmektedir. Projenin 64. sayfasında; ‘Ayrıca proje alanı ve yakın çevresinde 2019 yılında çalışılmış ve alanın faunistik ve ekosistem yapısı ile ilgili gözlemlerde bulunulmuştur. Proje kapsamında yapılan faunistik değerlendirmelerde ülkemiz envanterine kayıtlı hayvanların koruma statüleri dikkate alınmıştır’ ifadesi yer almaktadır. Ancak çalışmanın kaç gün sürdüğü, hangi mevsimleri kapsadığı belirtilmemiştir. Bu ifadeden gerek ulusal gerekse uluslararası doğa koruma mevzuatı bakımından koruma altında bulunan onlarca hayvan türüne ev sahipliği yapan proje sahasında yeteri kadar gözlem yapılmadığı anlaşılmaktadır. Raporda Tablo 34. Proje alanı civarında yayılış yapması olası olan ve Yaban Hayatı bakımından önemli bazı Amphibia (İki yaşamlı) türleri listesinde türlere dair IUCN koruma statüleri verilmemiştir. Alanda başta Sklamen olmak üzere endemik türler bulunmakta, herhangi bir koruma önlemine yer verilmemiştir. Raporda bulunan Tablo 34, 35 ve 36 incelendiğinde proje sahasında başta Şah Kartal, Büyük Orman Kartalı, Küçük Kerkenez, Küçük Akbaba olmak üzere 6 adet nesli küresel ölçekte tehlike altında olan türün proje sahasını yaşam döngülerinin belirli bir döneminde kullandıkları anlaşılmaktadır. Raporda projenin bu 6 türü nasıl etkileyeceği ve bu türlerin korunması için alınan tedbirlerden bahsedilmemektedir. Bu sebeple proje ulusal ve uluslararası doğa koruma mevzuatına aykırıdır. Yaptığımız inceleme sonucunda yukarıda verilen bulgular sebebiyle Çanakkale ili Gelibolu ilçesi Fındıklı Mahallesi mevkiindeki Karayolları Genel Müdürlüğü Kamu Özel Sektör Ortaklığı Bölge Müdürlüğü tarafından yapılması planlanan (ER:3376874) 17/2019-12 Ruhsat Nolu Kalker Ocağı Kapasite Artışı projesi ile ilgili olarak başlatılan ÇED sürecinin iptalini talep ediyoruz” denildi.
(Seçkin Sağlam)