Tacizci müdüre hapis cezası

Çanakkale’de bir kamu kurumunda yaşanan taciz skandalı, kadınların zaferiyle sonuçlandı. Uzun süredir görüşülen dava dün sonuçlanırken, bir bayanı taciz eden kurum amiri 3 yıl bir ay 15 gün cezaya çarptırıldı. Kentte merakla beklenen taciz davasının sonuçlanmasıyla birlikte kamu kurumunda çalışan bir bayanı taciz eden müdüre cezaevi yolu göründü.

1158
Duruşmanın ardından açıklama yapan Avukat Murat Denizer; “Çanakkale Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ve sonuçlanan dava ile müvekkilemin amiri olan sanık, esas hakkındaki beyan-larımız doğrultusunda müvekkilime karşı cinsel saldırı suçunu işlediği sabit olduğundan 2 yıl hapis cezasına çarptırılmış. Bu suçu kamu görevinin ve hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzunu kullanarak gerçekleştirdiği için cezası yarı oranında arttırılarak 3 yıla çıkartılmış, sanık bu suçu müvekkileme karşı değişik zamanlarda zincirleme bir biçimde uyguladığı için cezası 1/4 oranında arttırılarak 3 yıl 9 ay hapis cezası verilmiş ancak sanığın mahkemede iyi halli olduğu gerekçesiyle ceza 3 yıl 1 ay 15 güne indirilmiştir. Ancak bu karar tarafımızca temyiz edilecektir” dedi. Çanakkale’den Edirne`ye tayin kararının da açılan dava sonucunda Çanakkale İdare Mahkemesi tarafından yürütmeyi durdurma kararı verildiğini dile getiren Denizer, mağdure N.K’nin Çanakkale`deki işine geri döndüğünü sözlerine ekledi.
 
Kadınlar davanın takipçisi oldu
Çanakkale de bir kurumda kadına yönelik yapılan taciz olayının peşini kadın örgütleri bırakmadı. Olayın duyulduğu andan mahkemenin görüldüğü tarihlerde adliye önünde olan kadınlar mağdureye destek verdiler. Son duruşmada da adliye önüne gelen Çanakkale Kadın Platformu ve Kültür Sanat Sen üyeleri yaptıkları açıklamalarda kadına karşı yapılan uygulamalara dikkat çektiler.
 
Çanakkale 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen taciz davası sonuçlandı. Kamu kurumunda çalışan müdürün yanında çalışan bayanı taciz etmesiyle başlayan süreç sona erdi. Koruma Kurulu Bölge Müdürü Tevhit Kekeç 3 yıl bir ay 15 gün ceza aldı.
 
Tacizci müdüre cezaevi yolu göründü
Sonucun bekledikleri gibi olduğunu ifade eden mağdurenin Avukatı Murat Denizer, “Müvekkilem iş yerinde çalışmaya başladıktan sonra amiri ve amirinin yönlendirmesiyle mesai arkadaşları tarafından sistemli bir şekilde mobbing, sözlü tacize maruz kalmamıştı. İlerleyen süreçte cinsel taciz ve saldırıya da taşındı. Konu yargıya taşınınca yine müdürün yönlendirmesinde olduğunu düşündüğümüz bir mesai arkadaşı tarafından da fiili saldırıya maruz bırakıldı. Bu olaylar Çanakkale adliyesinde görüldü. Mesai arkadaşı müessir fiil suçundan cezaya çarptırıldı. Taciz davası da son duruşmada sonuçlandı. Cinsel saldırı suçundan birden fazla işlendiğine dair karar verilmiştir. Bu suçu işleyen müdüre 3 yıl bir ay 15 gün ceza verildi. Biz mahkemeden cezanın en üstten verilmesini istemiştik. Dosya Yargıtayın incelemesinden geçecek” dedi.
 
Denizer sözlerine şu şekilde devam etti: “Müvekkilem NK, çalışmakta olduğu kurumda, uzun zamandır amirinin ve onun yönlendirdiği bir kısım mesai arkadaşlarının sistemli bir biçimde mobbingine maruz kalmıştır. kendisine görevi dışında işler verilmiş, başkaca kurumlara geçici görevlendirilmek istenmiş ve işyerinde yalnızlaştırılmaya çalışılmıştır. amirinin bu tür davranışları zamanla cinsel boyuta taşınmış ve müvekkilem amirinin cinsel saldırılarına maruz kalmıştır. ayrıca, işyerinin çay ocağında, yine amirinin yönlendirmesinde olduğunu düşündüğümüz bir mesai arkadaşı tarafından darp edilmiştir. müvekkilem bu durumu yargıya taşımış ve kendisine darp uygulayan mesai arkadaşı Çanakkale Sulh Ceza Mahkemesince mahkum edilmiştir. Çanakkale Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ve bugün sonuçlanan dava ile, müvekkilemin amiri olan sanık, esas hakkındaki beyanlarımız doğrultusunda müvekkilime karşı cinsel saldırı suçunu işlediği sabit olduğundan 2 yıl hapis cezasına çarptırılmış, bu suçuı kamu görevinin ve hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzunu kullanarak gerçekleştirdiği için cezası yarı oranında arttırılarak 3 yıla çıkartılmış, sanık bu suçu müvekkileme karşı değişik zamanlarda zincirleme bir biçimde uyguladığı için cezası 1/4 oranında arttırılarak 3 yıl 9 ay hapis cezası verilmiş ancak sanığın mahkemede iyi halli olduğu gerekçesiyle ceza 3 yıl 1 ay 15 güne indirilmiştir. Ancak bu karar tarafımızca temyiz edilecektir. Sanığın suç işleme kastının yoğunluğu ve bu suçu işleme eğilimi nedeniyle, kendisine yasanın öngördüğü üst hadden ceza verilmesi gerektiği ve sanık hakkında iyi hal indiriminin hukuken isabetsiz olduğu kanaatinde bulunduğumuz için dosya tarafımızca Yargıtay`a intikal ettirilecektir.
 
Ayrıca, müvekkilimin, Çanakkale’den Edirne`ye tayin edilmesine ilişkin açtığımız dava da Çanakkale İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı vermiş ve müvekkilem Çanakkale`deki işine geri dönmüştür. Öte yandan müvekkilem hakkında, mesai arkadaşının kendisini darp etmesiyle ilgili olayda, anlaşılmaz bir şekilde memurluktan çıkarma istemiyle yüksek disiplin kuruluna sevk edilmiştir. Yüksek disiplin kurulunun müvekkileme göndereceği savunma isteme yazısını beklemekteyiz. İlgili yazı müvekkileme tebliğ edildiğinde, Yüksek Disiplin Kurulu`na savunmalarımızı sunacağız ve müvekkilem hakkındaki haksız isnatların Yüksek Disiplin Kurulunca kabul görmeyeceği ve kendisi hakkındaki ceza isteminin reddedileceğine inanıyoruz.”
 
 
Kadınlar Dava’nın takipçisi oldu
Çanakkaleli kadınlar ve kadın örgütleri büyük bir dayanışma içerisinde hareket ederek kurumda çalıştığı müdürü tarafından tacize uğrayan mağdureyi yalnız bırakmadılar. Son duruşmada da adliye önüne gelen Çanakkale Kadın Platformu ve Kültür Sanat Sen üyeleri yaptıkları açıklamalarda kadına karşı yapılan uygulamalara dikkat çektiler.
 
“Gerçek adalet talep ediyoruz”
Çanakkale kadın platformu adına bir açıklama yapan Hülya Okkalı; “Yaklaşık bir yıldır biz kadınlar, Çanakkale`de Kültür Bakanlığına bağlı bir kurumda görev yaparken kurum amiri tarafından mobbing`e, cinsel tacize maruz kalan, aynı zamanda kurumda çalışan bir işçi tarafından fiziksel şiddete uğrayan kadın arkadaşımız için isyandayız” dedi.
 
Okkalı şunları söyledi; “Biz kadınlar bugün bir kez daha buradayız çünkü tacize uğrayan kadın arkadaşımıza tacize sessiz kalmadığı, gerçek adalet mücadelesi verdiği için yaşatılan acıları yakından biliyoruz. Çanakkale`de bir kamu kurumunda memur olarak çalışan kadın arkadaşımız göreve geldiği ilk günlerden itibaren müdürün küçümseyici ve aşağılayıcı tavırlarına, ajan olduğu suçlamalarına, hakaretlerine katlanmak zorunda kaldı. 3 yıl boyunca mobbinge uğradı. Amirin kışkırtmaları sonucunda kurumda çalışan bir erkek işçi tarafından fiziksel şiddete uğradı. Bu da yetmezmiş gibi müdürün cinsel tacizine maruz kaldı. Tacize boyun eğmediği, olayı yargıya taşıdığı için tehdit edildi.Kadın arkadaşımız valilik oluru ile bakanlığa bildirilmeden usulsüz olarak geçici görevlendirme ile başka bir kuruma gönderildi. Şikâyeti sonucunda inceleme başlatılmış müfettiş raporunu 11 ayda ancak hazırlayabilmiş ve "Görevlendirme sehven yapılmıştır" demekle yetinilmiştir. Basında ve kamuoyunda oluşan tepkiyle birlikte müdürün görev yeri değiştirilmiş, başka bir ile gönderilmesi kesinleşmişken nasıl olmuşsa müdüre tebliğ belgesi iki buçuk ay boyunca İmzalatılamamıştır. Kadın arkadaşımıza yönelik taciz ses kayıtlarından açık seçik anlaşıldığı halde, ve kayıtlardaki sesin amire ait olduğu adli tıptan gelen raporla belgelenmesine rağmen, amirin iddianameye konu eylemleri gerçekleştirirken temasın bulunduğu mahkeme tarafından kabul edilerek amir hakkında dava açıldığı halde kurum amiri açığa alınmamış, başka bir ilde müdür olarak görevini sürdürmeye devam etmiştir. Kadın arkadaşımıza tacize sessiz kalmadığı ve mücadele ettiği için bir ceza da Edirne`ye sürgün edilerek verilmeye çalışılmıştır.
 
Konu ile ilgili olarak bağımsız bir milletvekili Kültür Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlıklarına soru önergesi vermiştir. Gelen cevap kadına yönelik ayrımcılığı belgeler nitelikte olmuş; kadın arkadaşımızın davanın selameti açısından Edirne`ye gönderildiği iddia edilmiştir. Arkadaşımızın sürgün kararı ile ilgili olarak bakanlığa açtığı dava neticesinde Çanakkale İdare Mahkemesi adaletin gerçekleşmesinde ilk adımı atarak bakanlığın "davanın selameti Edirne`de görevlendirilmesi" ifadesinin somut olmadığı hükmüne varmış; uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğurabileceği gerekçesiyle yürütmeyi durdurma kararı vermiştir.
 
Biz kadınlar bugün bir kez daha buradayız çünkü bu gidişata artık yeter diyoruz.Tacize sessiz kalmadığı için kadınların cezalandırıldığı eril hukuk sistemini değil; tacizcilerin cezasız kalmadığı gerçek adaleti talep ediyoruz. Yaklaşık bir yıldır Kültür Bakanının, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanının ve konuyla ilgili hukukçuların sesimizi duyması ve gereğini yapmaları için isyan ediyoruz ve soruyoruz. Biz yaklaşık bir yıldır erkek adalet değil gerçek adalet için, tacizcilerin cezasız kalmaması için Çanakkale`de adliye önündeyiz. Siz nerdesiniz? Adaletiniz nerde?Kadınların aile içinde şiddete maruz kaldığı, ücretli işlerde çalışmasının desteklenmediği, boşanmaların kadınların ölümüne neden olduğu ülkemizde, son 8 yıl içinde kadın cinayetleri yüzde 1400 arttı, bilmiyor musunuz? Her gün 5 kadın kocaları, ağabeyleri, babaları gibi yakınları olan erkekler tarafından öldürülüyor. Kadın katillerine tahrik indirimi adı altında erkeklik indirimi uygulanıyor. Taciz/tecavüz engellenmediği gibi "Tecavüze uğrayan kadın kendini öldürsün", "kadın isterse tacize uğramaz" gibi insanlığa sığmayan laflarla en üst mevkiden meşrulaştırılıyor. Tacizciler/tecavüzcüler mahkemelerden salıveriliyor. Bu ataerkil kısır döngü kadınları eziyor, korku salarak baskı altına alıyor, kişiliklerini tahrip ediyor, onurlarını zedeliyor, travma yaşatıyor, kadınları öldürüyor, görmüyor musunuz?”
 
 
“Kadınlar korunmuyor, korunmaları da engellenmeye çalışılıyor”
Kültür sanat-sen genel merkez yönetimi adına açıklama yapan Nesrin Tatlıoğlu; “Kadına yönelik işlenen suçları münferit olarak nitelendiren böylelikle sorumluluktan kurtulabileceğini sanan AKP`nin kadın politikalarının yansımasıdır. Süreklilik arz eden durumlar münferit olamaz bu herkesçe bilinen bir gerçektir. Biz yaşamın her alanında kadına yönelik her türlü ayrımcılığa, tacize, tecavüze, şiddete ve kürtaj yasağı gibi kadını özgür iradesini tamamen yok edecek uygulamalara dur demek için örgütlü gücümüzle mücadeleye devam edeceğiz. Hükümet bu konuda gereğini yapasıya kadar her gün Türkiye`nin her yerinden isyanımızı haykırmaya devam edeceğiz” dedi.
 
Tatlıoğlu şunları söyledi; Yaşamımızın diğer birçok alanında olduğu gibi eril iktidar ve güçleri bedenimize de hükmetmeye çalışıyor. Doğurup doğurmama hakkımız dahi elimizden alınmak isteniyor. Tecavüz mağduru kadınların bile doğurmasını istiyor, çocuğa biz bakarız diyorlar. Nasıl bakacaksınız sokaklarda yaşayan yüzlerce çocuğa baktığınız gibi mi? Yoksa sağlıkta dönüşüm programlarınızla, sağlıksızlığa mahkûm ettiğiniz çocuklar gibi mi? Yoksa deprem sonrası Van da baktığınız gibi mi? Yoksa cezaevlerinde taciz ve tecavüzlerine göz yumduğunuz gibi mi? Yoksa üzerine bombalar yağdırdığınız gibi mi? Zehirleyen süt dağıtarak mı nasıl bakacaksınız?
 
Şubat ayında gözaltına alınan KESKLİ 9 kadın arkadaşımız, dört aya yakın bir süredir tutuklu. Daha gün ağarmadan apar topar çocuklarının korkulu gözleri önünde evlerinden alındılar. Neyle suçlandıklarını halen bilmiyoruz. Bildiğimiz bir şey varsa oda; kadınlar daha güzel bir ülke yaşamak ümidiyle açlığa, yoksulluğa, sağlıksızlığa, eğitimsizliğe, kadına yönelik işlenen suçlara karşı mücadele ettikleriydi. Aslında verdikleri demokrasi mücadelesi Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılarının "özel yetkileriyle" terörist faaliyetler haline dönüştürülmüştür. Bu tutuklamalar haksız ve hukuksuzdur başta kadın arkadaşlarımız olmak üzere tüm KESK`li tutuklular serbest bırakılmalıdır.
 
Üyemiz, memur olarak çalıştığı kurumun amiri tarafından 3 yıl boyunca mobbinge ve cinsel taciz ve saldırıya uğramış, yine amirin kışkırtmaları sonucunda erkek mesai arkadaşından dayak yemiştir. Dayak öncesinde de yine aynı kişinin aşağılamalarına maruz kalmış amirine bildirmesine rağmen şikâyetleri dikkate alınmamıştır. Bu da yetmezmiş gibi müdürün cinsel tacizine uğramasıyla birlikte olaylar tahammül sınırını aşmış ve üyemiz olayı yargıya taşımak istediğini söyleyerek sendikamıza başvurmuştur. Bu süre zarfında tehditler almış, üzerine araba sürülmüş, evi soyulmuş, takip edilmiş ve bütün bunlar polis tutanaklarıyla kaydedilmiştir. Arkasından valilik oluru ile bakanlığa bildirilmeden usulsüz olarak geçici görevlendirme yapılarak başka bir kuruma gönderilmiştir. Yapılan soruşturma sonucunda görevlendirmenin usulsüzlüğü sebebiyle işlem iptal edilmiş üyemize sadece sehven yapılmış denmiştir. Taciz davamız devam ederken üyemiz; her ne demekse "davanın selameti açısından" Edirne`ye sürülmüş Çanakkale İdare mahkemesinin olumlu tavrı ve yürütmeyi durdurma kararı ile tekrar görev yerine dönebilmiştir. İdare üyemizin yaşadığı ve yıllarca süren sıkıntıları yetersiz görmüş olacak ki; erkek mesai arkadaşından dayak yediği olayda bile suçlu görülerek yüksek disiplin kuruluna sevk edilmiştir. Fevziye Cengiz hatırlarsınız İzmir de karakolda sille tokat dayak yiyen kadını; dayak yerken polisin kolu çizilmiş ve hâkim 6 yıla kadar ceza istemişti. Bu olaylar benzer olaylar değildir bir bütünün parçası yani AKP`nin kadına bakış açısının yansımalarıdır.”
Paylaş