Taciz TBMM’ye taşındı

Çanakkale’de bir kamu kurumunda yaşanan taciz olayı gündemdeki sıcaklığını koruyor. Halkların Demokratik Kongresi İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel, kentte uzun süredir kamuoyunu meşgul eden taciz skandalını TBMM’ye taşıdı.

962
Çanakkale’de tüm kesimlerin tepkisini çeken taciz olayı ile ilgili TBMM’ye soru önergesi sunan Tüzel, söz konusu önergenin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay tarafından cevaplandırılmasını istedi.
 
TBMM’ye sunulan soru önergesinin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını talep eden İstanbul Milletvekili A.Levent Tüzel; “Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Çanakkale Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunda görevli N K, kendisine uzun süreden bu yana cinsel taciz ve mobbing uygulayan Kurul Müdürü hakkında suç duyurusunda bulunmuş ve suç duyurusu sonucunda kamu davası açılmıştır. Yargılama süreci Çanakkale Sulh Ceza Mahkemesinde devam etmektedir. Mahkemece olayla ilgili görüntü ve ses kayıtları hakkında bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, yargılama halen devam etmektedir. Adli yargılama süreci devam etmesine rağmen, anılan kadın çalışana yönelik idari baskı ve mobbing uygulamaları dozunu arttırarak sürdürülmektedir.
 
Tacize uğrayan N K,  06.01.2012 tarihinde hakkında şikayette bulunduğu Müdürün odasına çağrılarak Edirne’ye tayin edildiği bildirilmiş ve resmi yazı üç gün sonrasının tarihiyle (09.01.2012) kendisine zorla imzalatılmıştır. Konu ile ilgili avukatını araması ve odasından çıkması engellenmiştir. Tebliğ belgesinin altında ise hakkında şikayet olan kurum amirinin imzası bulunmaktadır. Adı geçen Müdürün, kendisiyle ilgili şikayette bulunan kadın çalışanı ve kendisi aleyhinde tanıklık edenleri “arkamda 300 milletvekili var, benimle uğraşmayın sizi buradan gönderirim” dediği de iddialar arasında yer almaktadır. Bu konu, Kültür Sanat Sen tarafından Bakanlığınız makamında görevli Bakan Danışmanı Dr.M. Abdullah AKSOY’a iletilmiştir.
 
Kadına yönelik şiddet ve taciz girişimlerinin, resmi kurumlar aracılığıyla da besleniyor olması, kadına yönelik işlenen suçların her geçen gün artmasında önemli bir etmen haline gelmektedir. Bu itibarla: Bir kamu kurumunda maruz kaldığı cinsel tacize, mobbinge ve şiddete sessiz kalmadığı için sürgün edilen, aile düzeni alt üst edilen adı geçen kadın emekçinin mağduriyetinin giderilmesine yönelik Bakanlığınızca bir girişimde bulunulmuş mudur? Kişilik haklarına ve benliğine yönelik cinsel tahakkümle yıllarca mağdur edilmiş, işyerinde ve kamuoyunda sosyal kuşatmaya maruz kalmış adı geçen kadın emekçinin, bir de isteği dışında Edirne’ye görevlendirilmesi, onun daha fazla mağdur edilmesi değil midir? Şikayetçi kadının cezalandırılması bu tür eylemleri meşrulaştırmaz mı? Benzer şekilde tacize, mobbinge uğrayan kadınların, maruz kaldıkları baskılara ve tahakküme karşı çıkmaya, teşhir etmeye yönelik cesaretlerini kırmaz mı? Tersinden de bu tür fiillere tevessül eden erkek amirleri cesaretlendirmez mi? Hakkında şikayet olan erkek Bölge Müdürü görevi başında dururken, taciz şikayetinde bulunan kadın memurun il dışına sürgün edilmesi, “kamuya güvenin zayıflatılması”na neden olmuyor mu? Bu konuda bir işlem yapılmış mıdır? Bu olaydan hareketle, kamu işyerlerinde yaşanan ve yaşanabilecek taciz, şiddet ve mobbingin önlenmesi için “taciz, şiddet ve mobbing” vb. fiillerin 657 sayılı Kanun’un disiplin hükümleri kapsamına alınması yönünde bir çalışmanız mevcut mudur?” dedi.
 
Günay’a sunulan soru önergesi
İstanbul Milletvekili A.Levent Tüzel, taciz olayı ile ilgili soru önergesini Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını istedi. Tüzel, TBMM’ye sunduğu soru önergesinde şu ifadelere yer verdi: “Bakanlığınıza bağlı Çanakkale Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunda görevli N K, kendisine uzun süreden bu yana cinsel taciz ve mobbing uygulayan Kurul Müdürü hakkında suç duyurusunda bulunmuş ve suç duyurusu sonucunda kamu davası açılmıştır. Yargılama süreci Çanakkale Sulh Ceza Mahkemesinde devam etmektedir. Mahkemece olayla ilgili görüntü ve ses kayıtları hakkında bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, yargılama halen devam etmektedir. Adli yargılama süreci devam etmesine rağmen, anılan kadın çalışana yönelik idari baskı ve mobbing uygulamaları dozunu arttırarak sürdürülmektedir. Tacize uğrayan kadın çalışan,  06.01.2012 tarihinde hakkında şikayette bulunduğu Müdürün odasına çağrılarak Edirne’ye tayin edildiği bildirilmiş ve resmi yazı üç gün sonrasının tarihiyle (09.01.2012) kendisine zorla imzalatılmıştır. Konu ile ilgili avukatını araması ve odasından çıkması engellenmiştir. Tebliğ belgesinin altında ise hakkında şikayet olan kurum amirinin imzası bulunmaktadır.  Adı geçen erkek bölge müdürünün, kendisiyle ilgili şikayette bulunan kadın çalışanı ve kendisi aleyhinde kadın emekçi lehinde tanıklık edenleri “arkamda 300 milletvekili var, benimle uğraşmayın sizi buradan gönderirim” dediği de iddialar arasında yer almaktadır.  Kadına yönelik şiddet ve taciz girişimlerinin, resmi kurumlar aracılığıyla da besleniyor olması, kadına yönelik işlenen suçların her geçen gün artmasında önemli bir etmen haline gelmektedir. Bu itibarla: Bakanlığınıza bağlı bir işyerinde maruz kaldığı cinsel tacize, mobbinge ve şiddete sessiz kalmadığı için sürgün edilen, aile düzeni alt üst edilen adı geçen kadın kamu emekçisinin mağduriyetinin giderilmesine yönelik Bakanlığınızca bir önlem alınmış mıdır, usulsüz ve haksız görev yeri değişikliği emri iptal edilmiş midir, bu hukuk dışı görevlendirmede sorumluluğu olanlar hakkında hangi müeyyide uygulanmıştır? Bakanlık müfettişinin anılan kurumda yaptığı soruşturma raporunu 10 aydır tamamlayamamasının nedeni nedir? Bir kadın kamu çalışanının üç yıl boyunca, işyerinde maruz kaldığı cinsel tacize ve mobbinge karşı sessiz kalmayıp konuyu Mahkemeye taşıması suç mudur ki görev yeri değiştirilmiştir? Kişilik haklarına ve benliğine yönelik cinsel tahakkümle yıllarca mağdur edilmiş, işyerinde ve kamuoyunda sosyal kuşatmaya maruz kalmış adı geçen kadın emekçinin, bir de isteği dışında Edirne’ye görevlendirilmesi, onun daha fazla mağdur edilmesi değil midir? Şikayetçi kadının cezalandırılması bu tür eylemleri meşrulaştırmaz mı? Benzer şekilde tacize, mobbinge uğrayan kadınların, maruz kaldıkları baskılara ve tahakküme karşı çıkmaya, teşhir etmeye yönelik cesaretlerini kırmaz mı?  Tersinden de bu tür fiillere tevessül eden erkek amirleri cesaretlendirmez mi? Hakkında şikayet olan erkek Bölge Müdürü görevi başında dururken, taciz şikayetinde bulunan kadın memurun il dışına sürgün edilmesi, “kamuya güvenin zayıflatılması”na neden olmuyor mu? Bu konuda bir işlem yapılmış mıdır? Bu olaydan hareketle, kamu ve özel işyerlerinde yaşanan ve yaşanabilecek taciz, şiddet ve mobbingin önlenmesi için “taciz, şiddet ve mobbing” vb. fiillerinin 657 sayılı Kanun’un disiplin hükümleri kapsamına alınması yönünde bir çalışmanız mevcut mudur?”
Paylaş