Yaşanan taciz olayındaki sorumluların cezalandırılması gerektiğini de ifade eden Erkol; “Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’a ve tüm yetkililere soruyoruz: Üyemizin Edirne’ye 76. madde uyarınca, hem de şu dönemde tayin edilmesi düşündürücü değil midir? 2,5 ay önce tayini çıkan erkek amire tayini hala tebliğ edilmemişken, üyemizin tayini aynı gün içinde nasıl tebliğ edilebilmiştir? Cinsel tacize ve şiddete karşı sessiz kalmamak suç mudur? Kuruma gelen müfettişin raporunu 10 aydır tamamlayamamasının nedeni nedir? Şubat 2010 tarihinde üyemize il içinde yapılan geçici görevlendirme usulsüz değil midir? Cinsel tacize, mobbinge ve şiddete maruz kalan, sessiz kalmadığı için sürgün edilen, aile düzeni alt üst olan üyemizin sürgün emri bir an önce iptal edilmeli ve sorumlular cezalandırılmalıdır” dedi.
Kadına yönelik taciz olayının cezasız kalmaması için bazı bakanlıklarda görüşmeler yapan Kültür Sanat Sen üyeleri, görüşmelerden sonuç alamayınca kitlesel basın açıklaması gerçekleştirdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı önünde bir araya gelen Kültür Sanat-Sen Ankara Bölge Şubesi üyeleri, düzenledikleri basın açıklamasıyla Çanakkale’de bir kamu kurumunda çalıştığı sırada tacize uğrayan kadına destek verdi.
Çanakkale’de yaşanan taciz olayını kınayan Kültür Sanat-Sen üyeleri, iddiaların odağında olan kurum amirinin cezalandırılmasını istedi. Kitlesel basın açıklamasında konuşan Kültür Sanat-Sen Ankara Şube Başkanı Hülya Eryetli Erkol, taciz olayının ardından Malatya’ya tayin edilen kurum amirinin 2,5 ay geçmesine rağmen görevinin başında olmasına tepki gösterdi.
Kültür Sanat Sen olarak, tacize uğrayan üyelerinin her zaman yanında olduklarını belirten Erkol; “Kadınlara dayak yemelerini, böylelikle sorunların çözüme ulaşacağını salık veren Bursa Müftüsünden sonra, geçtiğimiz günlerde İstanbul Küçük Çekmece Belediyesinde bir söyleşinin konuğu olan Yazar Sema Maraşlı’nın “Kadın erkekleşmemeli, teslimiyetçi olmalı, erkeğin kadınlar üzerinde üstünlüğü var” şeklindeki açıklaması, aslında iktidarın kalemşörleri vasıtasıyla kadınların haksızlığa, hukuksuzluğa karşı tepkilerini pasifize etme ve kanıksatma operasyonunun bir parçası gibi görünmektedir. Şiddeti, tacizi, tecavüzü kadının yaşamının bir parçasıymış gibi meşrulaştırmaya yönelik olan girişimlerin, erkek egemen kültür ve iktidarın resmi kurumları aracılığıyla da besleniyor olması, kadına yönelik işlenen suçların her geçen gün artmasında önemli bir etmen haline gelmektedir; üyemizin yaşadığı sorunlar da aslında bu bütünün bir parçasıdır.
Çanakkale’ de Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı bir kurumda çalışırken, amirinin tacizine uğrayan üyemiz, konunun mahkemeye taşınması, ses ve telefon kayıtlarının mahkemece bilirkişiye inceletilmesi üzerine, usulsüz olarak bakanlığa bildirilmeden valilik oluru ile Bakanlığa bağlı başka bir kurumda geçici olarak görevlendirilmiştir. Üyemiz, işyerinde maruz kaldığı cinsel tacizden önce de üç yıl boyunca psikolojik taciz (mobbing) ile mücadele etmiş, göreve başladığı ilk günlerden itibaren, Müdürün küçümseyici ve aşağılayıcı tavırlarına katlanmak zorunda kalmıştır. Bunun yanı sıra, amirinin kışkırtmaları sonucunda aynı iş yerinde geçici işçi olarak çalışan erkek mesai arkadaşından işyerinde dayak yemiştir. Olayların özellikle yerel basın olmak üzere basında bir hayli yer bulması rahatsızlık yaratmış olacak ki, tepkileri durdurabilmek için amirin tayini Malatya’ya çıkarılmış, ancak aradan 2,5 ay geçmesine rağmen bu tayin gerçekleşmemiştir” dedi.
“Sürgün emri iptal edilmeli, sorumlular cezalandırılmalı”
Cinsel tacize ve şiddete maruz kalan N.K’ye verilen sürgün emrinin bir an önce iptal edilmesini isteyen Erkol, yaşanan taciz olayındaki sorumluların cezalandırılması gerektiğini ifade ederek; “Bir yandan adli süreç devam ederken, üyemiz üzerindeki baskıların artarak devam ettiğini görmekteyiz. 2,5 ay önce hakkında taciz iddiaları bulunan müdürün tayini çıkmasına rağmen tayin belgesinin henüz tebliğ edilemediği anlaşılmaktadır. Oysa tacize uğrayan üyemiz, 06.01.2012 tarihinde müdür odasına çağrılarak Edirne’ye tayin edildiği bildirilmiş ve resmi yazı üç gün sonrasının tarihiyle (09.01.2012) kendisine zorla imzalatılmıştır. Üyemiz tayininin çıktığını o dakikada duymuş, tayin kararı kendisine zorla tebliğ edilmiş, konu ile ilgili avukatını araması bile engellenmiş ve nasıl olabiliyorsa odasından çıkması bile yasaklanmıştır. Bu tebliğ belgesinin altında, her ne hikmetse 2,5 aydır tayini gerçekleşmeyen kurum amirinin imzası bulunmaktadır.
Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’a ve tüm yetkililere soruyoruz: Üyemizin Edirne’ye 76. madde uyarınca, hem de şu dönemde tayin edilmesi düşündürücü değil midir? 2,5 ay önce tayini çıkan erkek amire tayini hala tebliğ edilmemişken, üyemizin tayini aynı gün içinde nasıl tebliğ edilebilmiştir? Cinsel tacize ve şiddete karşı sessiz kalmamak suç mudur? Kuruma gelen müfettişin raporunu 10 aydır tamamlayamamasının nedeni nedir? Şubat 2010 tarihinde üyemize il içinde yapılan geçici görevlendirme (Genel Müdürlük personeli olmasına rağmen) usulsüz değil midir? Cinsel tacize, mobbinge ve şiddete maruz kalan, sessiz kalmadığı için sürgün edilen, aile düzeni alt üst olan üyemizin sürgün emri bir an önce iptal edilmeli ve sorumlular cezalandırılmalıdır” diye konuştu.