Slogan cezası

26 Nisan tarihinde gerçekleştirilen "Milli Eğitim Temel Kanununda Yapılan Değişiklikler" ile ilgili yürüyüşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik atıldığı ileri sürülen bazı sloganlar gerekçesiyle Eğitim-Sen Şube Başkanı Prof. Dr. Telat Koç`un da aralarında bulunduğu 4 kişiye 11 ay 20 günlük hapis cezasının karşılığı olarak 7`şer bin lira ceza verildi. Hükmün açıklanması 5 yıl süre ile geri bırakıldı.

1047
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Çanakkale Şube Başkanı Prof. Dr. Telat Koç`un da aralarında bulunduğu 4 kişi dönemin Başbakanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`a hakaret ettikleri gerekçesi ile ceza aldı. 26 Nisan tarihinde gerçekleşen ve eski Salı Pazarı`ndan Cumhuriyet Meydanı`na yapılan yürüyüşte hakaret içeren sloganlar nedeniyle yapılan yargılamada dün karar açıklandı. Davanın iddianamesinde, “Yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı Telat Koç başkanlığında, oluşturulan düzenleme kurulu sorumluluğunda ve 2911 Sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde 26 Nisan 2014 günü 12:00 - 13:30 saatleri arasında `Milli Eğitim Temel Kanununda Yapılan Değişiklikler` adı altında, ilimiz Cevatpaşa Mahallesi Salı Pazarı mevkii Bahriye Üçok Caddesi, İnönü Caddesi, Mehmetçik Bulvarı, Muammer Aksoy Sokak ve Lise Caddesi üzerinden Cumhuriyet Meydanına kadar gösteri yürüyüşü ve Cumhuriyet Meydanında açık yer toplantısı düzenlendiği, söz konusu gösteri yürüyüşü ve toplantı esnasında şüphelilerin slogan atarak mağdurun gıyabında hakarette bulundukları” iddiası yer aldı.
 
İddianamede “hakaret var” dendi
İddianamede, “5237 Sayılı TCK`nın 125 maddesinde düzenlenen gıyapta hakaret suçunun cezalandırılabilmesi için suça konu fiilin mağdurun gıyabında ve en az üç kişi ile ihtilat edilerek işlenmesinin gerektiği, yani en az üç kişinin muhatap alınarak hakaret eyleminin gerçekleştirilmesinin şart olarak arandığı, olay yerinin kalabalıklığı ve dosya kapsamında bilgi sahibi olarak ifadelerine başvurulan tanıklarında anlatımlarından anlaşılacağı üzere mağdura yönelik hakaret suçuna ilişkin ihtilat unsurunun gerçekleştiği, olay yerinin TCK`nın 125/4. anlamında aleniyet unsurunu taşıdığı, Bu suretle şüphelilerin toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere mağdura yönelik görevinden dolayı gıyabında hakarette bulundukları anlaşılmakla, Şüphelilerin yargılamasının mahkemenizce yapılarak eylemlerine uyan yukarıda yazılı sevk maddeleri uyarınca cezalandırılmalarına karar verilmesi kamu adına talep ve iddia olunur” denildi.
 
Koç, tepkili; “Ceza değil, teşekkür bekliyoruz”
Dün Çanakkale Adliyesi 5`inci Asliye Ceza Mahkemesi`nde görülen duruşmada dört sanık hakkında karar verildi. Buna göre, sanıkların hakaret ettikleri gerekçesi ile 11 ay 20 gün karşılığında adli para cezası ile cezalandırılmalarına karar verildi. Mahkeme hükmün açıklanmasını 5 yıl süre ile geriye bıraktı. Mahkeme çıkışı açıklamada bulunan Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Prof. Dr. Telat Koç, açıklama yaparak, kimseye hakaret etmediklerini ve demokrasi mücadelesi verdiklerinin altını çizdi. Koç açıklamasında “Hem bireysel olarak hem de Eğitim-Sen olarak, emek, haklar ve özgürlükler, konusunda çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu çalışmaları yürütürken, hiç kimsenin bu konuda mağdur olmaması için uğraşıyoruz. Bizim hedefimiz, dil, din, cinsiyet ayırmaksızın herkesin emeğinin karşılığını, haklarını ve özgürlüklerini sınırsız alması, adaletli bir dünyada yaşamasıdır. Bu çabalarımız ve etkinliklerimiz, Çanakkale`de ve Türkiye`de gerçekleştirildi. Devleti zarara uğrattığı iddialarından hareketle, kimsenin hakkının yenilmemesi, vergilerimizle var ettiğimiz devletimizin kaynaklarının herkese eşit olarak paylaştırıldığı bir düşünce ile yaptık. Biz, hiç kimseye hakaret etmedik. Çünkü, biz nasıl ki kendimiz için, haklar, özgürlükler ve adalet temelinde mücadele ediyorsak, aynı şekilde bize dava açan kişilerin, hakları, özgürlükleri ve adaletli bir dünyada yaşamaları için de mücadele ediyoruz. Ancak, kim olursa olsun, emeğinin karşılığından fazlasını almış ise, yasalardan, hukuktan ve evrensel değerlerden gelen haklarımızı da sonuna kadar kullanırız. Bu hakları bugüne kadar kullandık, bundan sonra da kullanacağız. Bu hakları kullanma noktasındaki çabalarımızın takdir edilmesi, hatta teşekkür edilmesi gerekirken, ülkemizde faşizan uygulamalar yapılıyor. Bu da bizim gibi, demokrasi ve özgürlük mücadelesi veren kişi ve sendikaların mücadelesinin bastırılmaya çalışıldığını göstermektedir. Bugün böyle bir uygulama ile karşı karşıyayız. Biz haklarımızın savunucusu olacağız. Herhangi bir kişi bizim vergilerimizle oluşmuş kaynaklardan haksız bir kazanç elde ediyorsa, bunun hukuki yollarla da takipçisi olacağız. Bu konudaki yöntemimiz de bizim, kamuoyu oluşturmak, bu konuyu topluma mal etmektir. Bu noktada demokratik hakların sınırsız kullanılmasına imkan sağlanması gerekirken, soyut kavramlarla emek sesinin, demokratik talepleri içeren seslerin kısılmaya çalışılması bir insanlık suçudur. Bu uygulamayı yapan kimselerin bu insanlık suçundan vazgeçmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü, insanların düşüncelerini açıklaması temel bir haktır. Bu düşüncelerini açıklarken bir iddia da dile getiriyorsa, hukuk bu iddianın doğru olup olmadığını araştırması gerekir, kişileri suçlaması gerekmez. Şu çok iyi bilinmelidir ki, yasalar hukukun önüne geçemez. Evrensel hukuktan gelen haklarımızı kullanıyoruz, bu haklar bize değişik kanallardan bize baskı yapmaya çalışan kişilere de lazım olacak. Çünkü, ülkemizde demokrasi mücadelesinin kazanacağını düşünüyoruz. Bu noktada insan hakları ve laiklik ekseninde demokrasinin oturacağı bir ülke olacağımızı düşünüyorum. Karar ne olursa olsun, uygulama ne olursa olsun, bu mücadelemizi ülkemizin bağımsızlığı, insanların haklarını sınırsız kullandığı bir ülkenin oluşturulacağına inanıyoruz” dedi.
Paylaş