"Siz gideceksiniz, biz kalacağız"

487
Pınar Gültekin cinayetine ilişkin davanın duruşmasında, sanık Cemal Metin Avcı önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına `haksız tahrik` indirimi uygulanarak cezası 23 yıl hapse çevrilmesine tepkiler büyüyor. Çanakkaleli Kadınlar, İskele Meydanı`nda bir araya gelerek, "İstanbul Sözleşmesi yaşatır", "Pınar Gültekin, isyanımızdır", "Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz" sloganları eşliğinde, `haksız tahrik` indirimine tepki gösterdiler. Çanakkaleli Kadınlar adına konuşan İlayda Kocabaş, "Erkek adaletin kadın katillerini ödüllendirdiği ülkemizde dün Pınar Gültekin`i katleden fail Cemal Metin Avcı ve kardeşi Mertcan Avcı `Canavarca hisle öldürmek`, failin annesi Ayten Avcı, babası Selim Avcı, boşandığı Eda K. İle ortağı Şükrü Gökhan O. İse `Suç delillerini gizlemek` suçundan yargılandı. Mahkeme 23 aydır tutuklu failin ağırlaştırılmış müebbet cezasını haksız tahrik indirimiyle 23 yıla düşürdü; aynı davada yargılanan diğerleri için ise beraat kararı verildi. Şaşırdık mı? Şaşırmadık. Karar hukuk tarihinin büyük utançları arasında yer alacaktır" dedi.
"Bu karar adaletin nasıl da rafa kaldırılabileceğini göstermiş oldu"
Kocabaş, Pınar Gültekin`in vahşice katledildiğini hatırlatarak, " Pınar`ı önce odunla, sonra kömürle, en son yakamayınca benzinle yakan bir caniye haksız tahrik indirimi uygulandı. Bunun bir hafta öncesinde Danıştay mahkemesinde İstanbul Sözleşmesi`ni savunan avukat arkadaşlarımıza bakarken kabaran göğüslerimiz bu kez öfkeyle dolup içimize sığmaz hale geldi. Gözlerimiz katilin `İstanbul Sözleşmesi`nin kaldırıldığı iyi oldu` sözlerini gördü, `Pınar namusumu kirletti, benim vicdanım rahat` sözlerini gördü. Erkek adalet bir kez daha bir avuç katilin hayatını kurtarıp, kadın cinayetleri söz konusu olduğunda adaletin nasıl da rafa kaldırılabileceğini göstermiş oldu" ifadelerine yer verdi.
"Canımıza, hayatımıza, yaşayışımıza göz dikenlerden alacaklıyız"
Kocabaş, İstanbul Sözleşmesi`nin kadınlar için önemini bir kez daha yineleyerek, sözlerini şu şekilde sürdürdü, "Bu düzende bizi öldürenin bir bıçak değil, bir silah değil adalet denilen ancak sadece için boş, keyfi biçimde uygulanan hükümler dizisi olduğunu görüyoruz. Sahip çıktığımız, peşini bırakmıyoruz, vazgeçmiyoruz dediğimiz İstanbul Sözleşmesi milyonlarca kadının, çocuğun, lubunyanın güvencesiyken onu fesh edenler bu cinayetlerin ortağı, parçası, sorumlusudur. Dün sözleşmeyi kaldıran, sözleşmeyi kaldıranların sırtını sıvazlayan, alkış tutan, sessiz kalan herkes bu hesabın parçasıdır. Bugün 6284 sayılı kanuna göz diken, saldıracak yeni yerler, yeni canlar arayan herkes bu hesabın parçasıdır. Kutsal aile diyen, bunlar ahlakımızı bozuyor diyen, katiller yerine `katledilen kadınlar isyanımızdır` diyenlere barikat kuran, dün onur haftasına saldıran kimlerse bu hesabın parçasıdır. Siz canımıza, hayatımıza, bedenlerimize, yaşayışımıza göz dikenler sizden alacaklıyız. Biz sizin katilinize dair bir şey yapmadık, yapmayacağız diyenler sizden alacaklıyız. Erkek devletin, erkek adaletin, eril düzeninizin bize açtığı savaştaysak bundan sonra, bu ne ilk oldu ne de son olacak. Siz gideceksiniz, biz kalacağız."
(Damla Yeltekin)
Paylaş