Pir Sultan Abdal Şenlikleri kapsamında, sanatçı ve fikir insanları, dönemin Sivas Valisi Ahmet Karabilgin`in özel davetlisi olarak kente geldi. Kültür Merkezi içindeki karşıt grupla çıkan taşlı, sopalı çatışma, polis tarafından fazla büyümeden, zor kullanılarak önlendi. Binlerce kişiden oluşan karşıt grup, Kültür Merkezinden yeniden Hükümet Meydanı’na geldi. Hükümet Konağını taşlamaya ve slogan atmaya başlayan grup ardından Madımak Oteli civarına ulaşarak, slogan atmaya devam etti. Grup, Madımak Oteli önündeki araçları ateşe verdi. Madımak Oteli tutuşturulan perdeler ve eşyalarla birlikte yakıldı. Otele sığınmış olan kişilerden, aralarında Asım Bezirci, Nesimi Çimen, Muhlis Akarsu, Metin Altıok ve Hasret Gültekin`in de bulunduğu 33 kişi yanarak veya dumandan boğularak yaşamını yitirdi. Aralarında Aziz Nesin`in de bulunduğu 51 kişi de olaylardan kendi olanaklarıyla, ağır yaralarla kurtuldu. Sivas Katliamı ya da Madımak Katliamı şeklinde anılan katliamın 26’ıncı yıldönümü nedeniyle Çanakkale Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından anma programı düzenlendi. Anma programına Kepez Belediye Başkanı Birol Arslan Çanakkale Belediye Başkan Yardımcıları Rebiye Ünüvar, İrfan Mutluay, CHP İl Başkanı İsmet Güneşhan, CHP Merkez İlçe Başkanı Ali Uyanık, Belediye Meclisi CHP Grubu Üyesi ve Belediye Encümen Üyesi Egemen Ergun ve vatandaşlar katıldı. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Yöneticisi Filiz Tekin’in yaptığı basın açıklamasının ardından, anma alanında Madımak Katliamı’nda yaşamını yitirenlerin anısına şiir ve türkü dinletisinde bulunuldu. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin yanı sıra CHP İl Başkanı İsmet Güneşhan da Madımak Katliamı ile ilgili basın açıklaması yayınladı. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Yöneticisi Tekin; “Tek adam rejimine, faşizme, ırkçılığa, gericiliğe ve baskı politikalarına karşı laikliği, özgürlüğü, eşitliği, adaleti, barışı, demokrasiyi ve halkların kardeşliğini savunmaya devam edelim. Sivas Madımak Katliamını unutmadık, unutmayacağız! Sivas’ın ışığı sönmeyecek! Madımak utanç müzesi olacak!” dedi.
“CHP Genel Başkanı’nın uğradığı linç girişimi Madımak Katliamını hatırlattı”
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Yöneticisi Filiz Tekin; “Bundan tam 26 yıl önce gençlerimizin, kadınlarımızın, çocuklarımızın, aydınlarımızın, semah dönen canlarımızın da olduğu 33 canımız, 33 aydın insanımız, Sivas Madımak otelinde, tekbirler eşliğinde, bütün devlet güçlerinin gözü önünde, yakılarak katledildi. Gericilerin haftalar öncesinden bildiriler dağıtıp ‘kıyam’ ve ‘katliam’ çağrıları yaparak hazırlandığı 2 Temmuz günü, devlet yetkilileri saatlerce gerici güruhun toplanmasını ve kalabalıklaşmasını izlediler ve daha da ötesinde teşvik edip yönlendirdiler. Toplanan güruh, ‘kahrolsun laiklik, şeriat isteriz’ , ‘şeriat gelecek zulüm bitecek’ gibi sloganlar ve tekbirler eşliğinde otele yönelip kolluk güçlerinin gözü önünde katliamı gerçekleştirdiler. Açıkça görüldüğü gibi Sivas Madımak Oteli Katliamı, Alevilere karşı organize edilen ve orta çağdan kalma gerici, katillerin tetikçiliğiyle hayata geçirilen planlı bir katliamdı. Kerbela`dan Madımak Katliamına zihniyet değişmemiş, Aleviler her dönem suya muhtaç edilmişlerdir. Kerbela’da Hz. Hüseyin’e su vermeyenler, Madımak’ta alevleri söndürmek için de su vermemiş, gazınız mübarek olsun diyenleri, davanın zaman aşımına uğradığında hayırlı olsun diyenleri, tarih kara sayfalarına işlemiştir. Ülkemizde mevcut iktidar olan AKP’nin, kurduğu yeni düzende farklılıklara yer yoktur. Yeni devlet, tekçilik üzerine inşa edilmiş, toplum, üzerinde inşa edilen bu yeni tekçi iktidar ilişkisine karşı güçlü bir demokrasi mücadelesi hattı örmelidir. İktidar son yerel seçim sonuçlarından da açık bir şekilde görülebileceği gibi halk desteğini hızla kaybetmektedir ve kaybettikçe daha da saldırganlaşmaktadır. Bu saldırganlığın en bariz örneğini Çubuk’ta bir asker cenazesinde yaşadık. Cenazeye katılan CHP Genel Başkanı ırkçı, faşist ve gericiler tarafından saldırıya uğramış, linç edilerek öldürülmek istenmiştir. Saldırganların içinde bulunan bir kadın Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun sığındığı evi hedef göstererek ‘yakın o evi’ diye bağırmıştır. Bu bize ne yazık ki Madımak Katliamında yaşadığımız dehşeti ve acıyı tekrar hatırlatmıştır. Devlet güçlerinin saldırının öncesinde saldırganların önünü açacak ve ötesinde onları teşvik edecek şekilde hareket etmeleri de bize ikinci Madımak Katliamının yaşanma ihtimali derin kaygı ve üzüntü duygusu uyandırmıştır. Saldırının sonrasında ise saldırganlar hızla serbest bırakılmışlar, AKP yetkilileri tarafından elleri öpülerek karşılanmışlardır. Bu da saldırının planlı ve devlet destekli Madımak benzeri bir katliam girişimi olduğunu net bir şekilde kanıtlamıştır. Bu saldırıdan sonra birçok gazeteci ve yazar saldırıya uğramış ama saldırganların hepsi serbest bırakılmışlardır. Bu da bize göstermiştir ki katliamcı zihniyet, Alevilerin acılarından beslenmiş, kendi hatalarından ders çıkarmamıştır” dedi.
“Sivas’ın ışığı sönmeyecek! Madımak utanç müzesi olacak!”
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Yöneticisi Tekin; “Bugün toplumun çeşitli görüşlerden muhalif kesimlerinin hiçbir can güvenliği kalmamış, iktidar, tehditle ve baskıyla toplumu sindirerek egemenliğini devam ettirmeye çalışmaktadır. Toplumsal yaşam mevcut iktidarın eliyle hızla gericileştiriliyor. Devletin artık şeklen kalmış olan sınırlı laik niteliği bütünüyle ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Seküler yaşam biçimleri iktidar tarafından hedef alınıyor. Eğitimde akıl, bilim, eleştiri ve sorgulamanın yerine kör inançlara ve akıldışı dogmalara dayalı gerici bir anlayış getiriliyor. Çocuklarımız sürekli taciz ve tecavüzle anılan gerici vakıflara teslim ediliyor. Ülkemizin bütün kamusal kaynakları emperyalistlere ve yandaş sermaye gruplarına peşkeş çekiliyor. Doğa, sermayenin çıkarları doğrultusunda talan ediliyor. Bunların yanında ekonomik kriz giderek derinleşmekte, krizin faturası işçilere ve emekçilere kesilmekte, işten atılmalar yaygınlaşmakta, sürekli gelen zamlar nedeniyle yaşam, halkımız için her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. Krizle mücadele adı altında gündeme getirilen programla kıdem tazminatı başta olmak üzere işçi sınıfının tarihsel kazanımlarının kaldırılması hedeflenmektedir. Bunca yaşanan kötü politikalar ile birlikte Alevi halkı ciddi sıkıntılarla karşı karşıya bırakılmaktadır. Bu sebeple, Aleviler üzerindeki binlerce yıllık asimilasyon ve yok etme politikalarından derhal vazgeçilmesini, Cemevlerimizin tanınmasını ve çocuklarımıza zorunlu din derslerinin dayatılmamasını istiyoruz. Dersim, Maraş, Çorum, Sivas ve Gazi Katliamlarını gerçekleştirenlerin adalet önünde yargılanmasını, Kamuda ayrımcılığa uğramamak ve gençlerimizin Alevi kimliklerinden dolayı işsizliğe mahkum edilmemelerini istiyoruz. Birçok insanımızın baskı ve ayrımcılıktan dolayı toplumsal yaşamda Alevi kimliğini gizlemek zorunda bırakılmamasını, bizler Alevi olduğumuzu söylediğimizde ‘olsun’ kelimesini duymak istemiyoruz!!! İnsanın varlık nedeni olan toplumsal eşitliği, vicdan özgürlüğünü, demokrasiyi, insanların dinleri, milliyetleri, cinsiyetleri yüzünden ayrıma uğramadığı bir ülkede, dünyada yaşamak istiyoruz. 2 Temmuz 1993 Sivas Madımak Katliamı dahil ülkemizde gerici, yobaz, faşist güruhlar tarafından gerçekleştirilen tüm katliamlara sessiz kalmayıp bu davaların peşinde olacağımızı haykırıyoruz. Ezilen, ötekileştirilen, dışlanan ve yok sayılan herkesi zulme karşı ortak mücadeleye çağırıyoruz. Tek adam rejimine, faşizme, ırkçılığa, gericiliğe ve baskı politikalarına karşı laikliği, özgürlüğü, eşitliği, adaleti, barışı, demokrasiyi ve halkların kardeşliğini savunmaya devam edelim. Sivas Madımak Katliamını unutmadık, unutmayacağız! Sivas’ın ışığı sönmeyecek! Madımak utanç müzesi olacak!” dedi.
“Bu ülkenin, iyiden, doğrudan, hak hukuk ve adaletten yana olmaya ihtiyacı vardır”
CHP İl Başkanı İsmet Güneşhan; “Bugün, Sivas`taki Madımak Oteli`ne 1993 yılında düzenlenen saldırının 26. yıldönümü… 26 yıl önce büyük bir katliamın yaşatıldığı 2 Temmuz; karanlık yüzlerin cumhuriyetimize, aydınlığa, bilime, sanata, özgür düşünceye düşmanlıklarını ortaya çıkardıkları en acı günlerimizden biri… 26 yıl önce bugün, Sivas Madımak’ta ülkemizin 33 aydını katledildi. 2 Temmuz 1993 Sivas Katliamı sadece ülkemizin değil insanlık tarihine kara bir sayfa olarak yazılmıştır. Sivas’ta Yazar ve düşünürler katledilirken; yüreğimizi dağlayan bu yangını çıkaranlar, insanları diri diri yakanlar ve yakılmasına göz yumanlar ne acıdır ki hala cezalandırılmadı aksine ödüllendirilip üst düzey görevlere getirildi. 2 Temmuz, toplumsal belleğimizden izleri silinmeyecek derin yaralar açtı. Toplumsal ayrışma ve kutuplaştırmanın nelere yol açacağını 2 Temmuz 1993’te hep birlikte gördük. Geçmişteki acılarımızdan ders çıkaracağız. Bu ülkenin, iyiden, doğrudan, hak hukuk ve adaletten yana olmaya ihtiyacı vardır. Tüm baskılara, caydırmalara, gücü ve zoru kullanmaya çalışanların girişimlerine rağmen bizler bu ülkeye katkı sağlamaya, aydınlıktan yana tavır almaya, Atatürk Cumhuriyeti’nin ışığında yürümeye, huzur ve barış içerisinde yan yana mücadeleye etmeye devam edeceğiz. Cumhuriyet düşmanlarının sistematik saldırılarının bedelini ödeyen 33 insanımızın anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Yaşamak, bu yangın yerinde her gün insan kalarak…” dedi.
(Baykal Sağlam)