Gökhan’dan Madımak mesajı
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Sivas katliamının yıldönümü nedeniyle anma mesajı yayınladı.
Ölümsüz halk ozanı Pir Sultan Abdal`ı anmak üzere Sivas’ta bir araya gelen ozan, aydın ve sanatçılardan oluşan canların vicdansızca katlinin üzerinden 21 yıl geçtiğini anımsatan Belediye Başkanı Ülgür Gökhan; “İnsanlar; birbirlerinin sahip olduğu düşüncelere, bu düşüncelerle oluşan yaşam tarzlarına ve tercihlerine saygı göstermekle yükümlüdürler, hiç kimsenin bir başkasına inançlarından, tercihlerinden dolayı zulmetmeye hakkı yoktur. Yoktur elbet ama insanlık tarihi, insanın insana ettiği nice hazin sonlu acı olaylarla doludur. Ölümsüz halk ozanı Pir Sultan Abdal`ı anmak üzere Sivas’ta bir araya gelen ozan, aydın ve sanatçılardan oluşan canların vicdansızca katlinin üzerinden 21 yıl geçti. Tamamen hümanist duygularla, değerlerini yaşatmak, sanat ve edebiyat aracılığıyla bir olmak, birlikte olmak adına bir araya gelen insanların, ateş ve dumanla kaplanmış Madımak Oteline hapsolan yaşamlarını, çaresizlik içinde yardım beklerken, göz göre göre gittikleri ölümü asla unutmamalı, daima belleklerimizde tutmalıyız. Unutursak, inandıkları yolunda tüm kaybettiklerimize, onların mücadelelerine en büyük acımasızlığı yapmış olmaz mıyız? Sevgiyle, saygıyla, hoşgörüyle, barış içerisinde bir arada kardeşçe yaşanacak günlerin gittikçe uzaklaşmaması dileğiyle, 1993 yılında Sivas’ta kaybettiğimiz canları rahmetle anıyor anıları önünde saygıyla eğiliyorum” dedi.
“İnsanlık tarihimize kara bir leke olarak geçmiştir”
Av. Muharrem Erkek, 35 kişinin yanarak hayatını kaybettiği Sivas katliamının, insanlık tarihine kara bir leke olarak geçtiğini söyledi.
Sivas katliamını; Türkiye’nin aydınlığına, çağdaşlığına, demokrasi ve laikliğine, halkların kardeşliğine, bir arada yaşayan kültürlere ve çok kültürlülüğe yapılan bir saldırı olarak nitelendiren Av. Muharrem Erkek; “Toplumların yazılı tarihi; baskıya, sömürüye, zulme ve katliamlara karşı mücadelenin tarihidir. Tarihi yaratanlar da, inandığı değerler için yaşamlarını feda edenlerdir. Bugün demokrasi, insan hakları ve özgürlükler adına sahip olduğumuz tüm değerler, bedeller ödenerek elde edilmiştir. 21. yıl dönümünü yaşadığımız Sivas Katliamı,Êinsanlık tarihimize kara bir leke olarak geçmiştir. Çoğunluğu 33 yazar, ozan, düşünür ile 2 otel çalışanı olmak üzere toplam 35 kişinin yanarak hayatlarını kaybettiği bu olay Türkiye’nin aydınlığına, çağdaşlığına, demokrasi ve laikliğine, halkların kardeşliğine, bir arada yaşayan kültürlere ve çok kültürlülüğe yapılan bir saldırıydı. Oysaki bizim coğrafyamız asırlardan buyana kültürlerin kardeşçe yaşamasıyla yükselmiş ve güçlenmiştir. Bugün komşu topraklarda her gün masum kanı akmaya, şiddeti günden güne artarak savaş rüzgarları esmeye devam ediyor. Mezhep temelli iç savaş riski giderek büyüyor. Ve hiç şüphesiz karışıklığın dindirilmesinde en büyük görev, İnsanlığa barış, adalet ve huzur getirmiş, tarihe yön vermiş köklü ve zengin bir medeniyetin kurucusu olan ülkemize düşmektedir. Türkiye geçmişte olduğu gibi bugün de Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” sözüyle taçlandırdığı dış politika stratejisini sürdürerek Ortadoğu coğrafyasında üzerine düşeni yapmalıdır. Bunun için geçmişte yaşanan katliamları unutturmayarak, katliamların yenilenmesini önleyerek, farklılıkların zenginlik olduğu bilincini beyinlere kazıyarak çağdaş, özgür, demokratik evrensel hukuk değerlerinin ve insan haklarının yükseleceği bir ülkede yaşamanın mücadelesi içinde olmalıyız. Her birey ve toplum için demokrasi temel ilkemiz olacaktır. Bu duygularla Sivas’ta yiten canları rahmetle ve saygıyla anıyorum” dedi.
Karagöz Madımak’ı unutmadı
CHP İl Başkanı Hamza Karagöz, Madımak katliamının yıldönümü nedeniyle yazılı açıklama yaptı.
CHP olarak dünyanın neresinde olursa olsun tüm ırkçı, etnik, inanç katliamlarını kınadıklarını belirten CHP İl Başkanı Hamza Karagöz, Sivas`ta katledilen aydın ve sanatçıları bir kez daha saygıyla andığını ifade ederek; “21 yıl önce bu gün, Sivas`ta Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında, Madımak Oteli`nin karanlık ve gerici bir güruh tarafından kuşatılıp yakılması sonucu; yazar, ozan ve aydınlardan oluşan 37 yurttaşımızı kaybetmenin acısını halen tüm sıcaklığıyla içimizde taşıyoruz. 2 Temmuz 1993 Cumhuriyet ve insanlık tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Karanlık güçlerce planlanıp yerel yöneticilerce desteklenen olaylarda aydınlarımız, aydınlık düşmanları tarafından yakılmıştır. Din ve inanç adına toplumu bölerek kamplaştırmaya çalışanlar her zaman olmuştur. Sivas olayları vahşice yapılan bir katliamdan öte laik Cumhuriyete, demokrasiye, hukuk devletine, insanlığa, barışa ve kardeşliğe vurulan ağır bir darbedir. İçlerinde barış ve kardeşlikten başka duygu olmayan ve ülkemizin aydınlık yüzünü temsil eden 37 yurttaşımızın katledilmesi, bizlere bu karanlık güçlerin ellerine fırsat geçince neler yapabileceklerini bir kez daha göstermiştir. Bu katliam, halkımızın yıllar süren aydınlanma, demokrasi, özgürlük ve eşitlik mücadelesine karşı yapılan karşı bir harekettir. CHP olarak her türlü baskı, sindirme politikalarına karşı mücadelemiz devam edecektir. Bu katliamı gerçekleştiren odaklar ve uzantıları bilmelidirler ki; her türlü baskı, engelleme ve sindirme politikalarına karşı ülkemizde barış ve kardeşlik için mücadelemiz devam edecektir. Sivas`ı unutmayacağız. Sivas katliamını unutturmak isteyenlere inat Cumhuriyet Halk Partisi olarak gelecekte de; işçilerle, memurlarla, köylülerle, gençlerle, kadınlarla, aydınlarla omuz omuza duracağız. Sivas ve Madımak`ı unutmayacağımız, ülkemizi tam bağımsızlık, eşitlik, kardeşlik ve barış inancımızla savunmak için tüm yurtsever halkımızı karanlık güçlere karşı birlikte mücadeleye çağırıyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun tüm ırkçı, etnik, inanç katliamlarını kınıyor, Sivas`ta katledilen aydın ve sanatçılarımızı bir kez daha saygıyla anıyoruz” dedi.
“Sivas olayları, insanlık ayıbıdır...”
Baro Başkanı Av. Bülent Şarlan, Sivas olaylarının bir insanlık ayıbı olduğunu söyledi.
Sivas katliamının yıldönümü nedeniyle yazılı açıklama yapan Baro Başkanı Av. Bülent Şarlan; “Sivas’ta, Pir Sultan Abdal Kültür Şenlikleri’nin gerçekleştiği esnada, çok değerli aydın, yazar ve sanatçılardan oluşan 35 kişinin yanarak öldüğü katliamın yıldönümündeyiz. 2 Temmuz; adalet bilmezliğin, hukuk tanımazlığın yarattığı büyük bir acı olarak dimağlarımızdadır ve hiç unutulmayacaktır. 2 Temmuz; ağır işleyen bir adaletin, sonuç vermez bir hukuk anlayışının, zamanaşımı gibi bahanelerin yakın dönem hukuk tecrübemizde açtığı derin bir yaradır. 2 Temmuz; adalete sığınan ve hukuku üstün tutan zihinlerde ve gönüllerde sadece adalet değil insanlık namına da taşıdığı yürek yakan bir ateştir. Bu vesileyle Sivas olaylarında yaşamını yitiren 35 kişiye Allahtan rahmet, ailelerine ve tüm halkımıza tekrar başsağlığı diliyor, bu tarz çok acı bir hadisenin artık bu olayla noktalanmış olmasını umut ediyor, gelecek nesillere insanlığın utancı olarak görülebilecek bu tarz kirli bir miras bırakılmamasını diliyorum” dedi.
“Aydınlarını yakanlar geleceğini yakarlar…”
ADD Çanakkale Şubesi Yönetim Kurulu Yrd. Doç. Dr. Necmi Akyalçın, Madımak katliamının yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada; “Aydınlarını yakanlar geleceğini yakarlar” dedi.
“Türkiye Cumhuriyeti bundan 21 yıl önce 2 temmuz günü en karanlık günlerinden birini Sivas’ta yaşamıştır” diyen ADD Çanakkale Şubesi Yönetim Kurulu Yrd. Doç. Dr. Necmi Akyalçın; “Oysaki Sivas ilimiz, 1919 yılının Eylül ayında “Ya İstiklal Ya Ölüm” parolasıyla bağımsızlık ateşinin yakıldığı ve manda fikrinin yok edildiği Kongrenin ev sahipliğini yapmıştı. Yakılan bağımsızlık ateşinin Cumhuriyetle taçlanışından 70 yıl sonra Madımak Oteli’nden yükselen kara dumanlar Cumhuriyet’in ışığını, aydınlığını boğmaya Yeltenen yobazlarca çıkartılmıştır; ancak o gün başarılı olamadılar, bugün de olamayacaklar! 95 yıl önce bağımsızlık aşkı ile yola çıkan Mustafa Kemal ve bir avuç arkadaşını bağrına basan Sivas halkına ihanet eden kundakçılar, 2 Temmuz 1993 günü Anadolu aydınlanmasının ışığını tazelemeye gelenleri konuk etmek yerine ölüme göndermişlerdir. “Cumhuriyet Sivas’ta Kuruldu, Sivas’ta Yıkılacak” haykırışlarıyla saldırıya geçenler, bugün enkaz haline getirilmeye çalışılan Cumhuriyeti kundaklamaya çalışanlar, ihanetin ilk ateşini 21 yıl önce yakmışlardır. O gün katliamcıların avukatlığını üstlenenler bugün iktidardadır. Katillerin avukatlarının önemli bir kısmı milletvekilliği ile ödüllendirilmiştir. Cumhuriyet yıkıcılarının ihaneti ve geçici başarıları kimseyi ürkütmemelidir. Bu savaş karanlıkla aydınlığın yüzyıllardır süren savaşıdır. Uzun süreli bu tür savaşlardaki geçici geri çekilişler sonucu değiştirme-miştir, değiştirmeyecektir. Cumhuriyetimiz, Bağımsızlık Savaşımız’da olduğu gibi Polatlı önlerine çekilse de er geç İzmir’e ulaşacaktır. Vücutlarıyla 21 yıl önce aramızdan ayrılsalar da düşünceleriyle yüzyıllarca yaşayacak olan, Sivas’ta yitirdiğimiz aydınlarımızı saygıyla anıyor ve anıları önünde eğiliyoruz. ADD Sivas şubemiz, Onları anmak isteyen yakınları ile dostlarını Sivas’ta kucaklamayı beklemektedir. Sivas, 95 yıl önce Mustafa Kemal ve arkadaşlarını nasıl bağrına bastıysa bugün de yaralı, acılı konuklarını bağrına basacaktır. Sivas yeniden birliğin, dayanışmanın, bağımsızlığın ve mücadelenin simgesi olacaktır” dedi.
“Ne gerçekler ortaya çıktı, ne katiller cezalandırıldı”
Emek Partisi Çanakkale İl Başkanı Kenan Erkul, dün yaptığı açıklamada Sivas katliamına değin. Erkul, açıklamasında “Sivas katliamının üzerinden 21 yıl geçti. Bu süre içinde koalisyonlar, Hükümetler geldi geçti. Mahkemeler görüldü. Ancak ne katliamın arkasındaki gerçekler ortaya çıkarıldı, ne de vicdanlarda mahkum edilen katiller mahkemece cezalandırıldı” denildi.
Emek Partisi Çanakkale İl Başkanı Kenan Erkul, 1993 yılında gerçekleşen Sivas katliamına değindi. “Yavuz Sultan Selim’den bu yana süren zihniyet bu gün hala ayaktadır ve başta Alevi yurttaşlarımız olmak üzere, Sünni-Hanefi İslam’ın, Türk-İslam sentezinin dışında sayılan tüm yurttaşlarımız ayrımcılığa uğramakta yok sayılmakta, saldırı ve katliamlara maruz kalmaktadırlar” diyen Erkul, “Bugün Cumhurbaşkanı adayı olarak sahnede yerini alan R. Tayyip Erdoğan 12 yıllık Başbakanlığı döneminde Alevi yurttaşlara yönelik hakaret, ayrımcılık ve yok sayma tutumunu sürdürdü. Alevilerin eşit yurttaşlık talebi, din derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılması, Cem evlerinin ibadet yeri olarak kabul edilmesi, 35 Alevi, ve farklı dil ve kimlikten aydın yazar ve sanatçının diri diri yakıldığı Madımak Oteli’nin ‘utanç Müzesi’ yapılması da gerçekleşmedi. Ders kitaplarında Alevi/Kızılbaş yurttaşlarımıza yönelik hakaret ve ayrımcılık ayıklamakla bitmiyor. Daha iki ay önce Uğur Kurt Okmeydanı Cemevi’nde polis kurşunuyla öldürüldü. Gezi Direnişi boyunca polis kurşunlarına, gaz fişeklerine, panzerlere, Toma’lara hedef olup hayatını kaybeden gençlerin çoğunun Alevi olması ve Başbakan Erdoğan’ın 14 yaşında polis fişeğiyle vurulan Berkin Elvan’ı terörist ilan etmesi, annesini, düzenlediği mitingde yuhalatmış olması, Sivas katliamını gerçekleştiren zihniyetin hala Türkiye’nin üzerinde bir tehlike olarak dolaştığını göstermektedir. MHP ve CHP’nin bir süreden beri oluşturdukları ittifakın da Alevi yurttaşlar ve farklı inanç ve kimliklerden halklarımız için güzel bir gelecek vaat etmediği geçmişte yaşananlardan biliniyor. Dersim katliamı, Malatya, Maraş, Çorum, Sivas , Gazi, Ümraniye katliamları ve bu katliamlardaki devletin ve devlet partilerinin rolü akıllardadır. MHP ile CHP’nin ittifak halinde belirledikleri Cumhurbaşkanı adayı ve onların platformu, Alevileri, Ermenileri, Kütleri, yani farklı dil, kimlik ve kültürleri yok sayan, eşit haklara, demokrasi ve özgürlüğe karşı bir platform halindedir. AKP karşıtı olmakla beraber, Türk İslam Sentezci, statükocu ve devletçi mantığıyla aynı kulvardadır. Doksan yıllık Cumhuriyet tarihi, inkar ve asimilasyon, emek ve demokrasi düşmanlığı üzerine bina edilmiş bir tarihtir. Buna karşı tutum alınmadan, eşitlik, özgürlük, barış ve demokrasi için birleşmeden Sivas’ın ve tüm katliamların hesabı sorulamaz” şeklinde konuştu. “İnanç ve kimlik eşitliği demokratik bir Türkiye ile mümkündür”
“Başta Alevi yurttaşlarımız olmak üzere, yok sayılan, inkar ve asimilasyona tabi tutulan her kimlikten ve inançtan halklarımıza ve işçi sınıfına çağrımız şudur” diyen Erkul, “Yeni Sivas katliamlarının yaşanmaması her şeyden önce tüm ulusların, tüm kimliklerin, halkların ve tüm inançların eşit ve özgür olduğu demokratik bir Türkiye ile mümkün olacaktır. Cumhurbaşkanlığı seçimi bu yolu büyütmek için tüm halklarımıza bir fırsat yaratmaktadır. 301 maden işçisinin katledildiği yeni Soma’ların yaşanmaması, yeni Lice katliamlarını, yeni Gezi katliamlarını engellemenin yolu, Roboski, Reyhanlı, Sivas katliamlarının hesabın sormanın yolu, her renkten tüm düzen partileri karşısında, halkların, işçi ve emekçilerin birliğini sağlamak, demokrasi cephesini büyütmek ve halk iktidarı hedefiyle örgütlenmekten geçiyor. Türkiye’de ve Bölgede demokrasinin, barışın ve kardeşliğin inşası işçiler ve ezilen halkların ortak mücadelesi ile gerçekleşecektir” ifadelerini kullandı.
“2 Temmuz 1993 kara bir gündür”
Madımak katliamının yıldönümü nedeniyle açıklama yapan CHP Kepez Belde Başkanı Birol Arslan; “2 Temmuz 1993 Sivas-Madımak Katliamı ülkemizde toplumsal hafızamıza işlenmiş kara bir gündür” dedi.
Madımak katliamında hayatlarını kaybeden tüm aydınları saygı ile andığını belirten CHP Kepez Belde Başkanı Birol Arslan; “Toplumların yazılı tarihi; baskıya, sömürüye, zulme ve katliamlara karşı mücadelenin tarihidir. Tarihi yaratanlarda, inandığı değerler için yaşamlarını feda edenlerdir. Bugün, demokrasi, insan hakları ve özgürlükler adına sahip olduğumuz tüm değerler, bedeller ödenerek elde edilmiştir. 2 Temmuz 1993 tarihinde, Pir Sultan Abdal’ı anmak üzere Sivas’a giden 33 insanın Madımak Oteli’nde yakılarak katledilmesi, Türkiye’nin aydınlığına, çağdaşlığına, demokrasi ve laikliğe, halkların kardeşliğine, bir arada yaşama kültürüne ve çok kültürlülüğe yapılan bir saldırıydı. Bu duygu ve düşünceler ile katliamda hayatlarını kaybeden tüm aydınlarımızı yürekten, sevgi, saygı ile anıyor, yakınlarının acılarını yeniden paylaşıyor, sabırlar diliyoruz” diye konuştu.