"Sistemin başarısızlığı öğretmenlere yükleniyor"

643

 Çanakkale Eğitim İş Yönetim Kurulu tarafından Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 9 Haziran tarihinde Resmi Gazete ’de yayınlanan “Öğretmen Strateji Belgesi” ile açıklama yaptı. Açıklamada, yapılan düzenlemede 4 yılda bir öğretmenlere yeterlilik sınavı uygulanacağı belirtilerek; “Strateji belgesinde, öğretmenlerin gelişim ihtiyacının tespiti için periyodik olarak performans değerlendirme sisteminin hayata geçirilmesi, bu süreçte okul müdürü, meslektaşı, öğrenci ve velilerin de değerlendirme sürecine katılacağı, bu değerlendirme sonuçları ile kariyer basamakları oluşturulacağı, görevde yükselme, yurtdışına görevlendirme, ödüllendirmenin bu sonuçlara göre yapılacağı, 4 yılda bir öğretmenlerin “öğretmen yeterlilikleri” çerçevesinde sınava alınacağı ifade edilmiştir. Bu kapsamda Öğretmen Performans Değerlendirme Kriterleri adı altında 12 ilde (Ankara, Antalya, Balıkesir, Erzurum, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Kayseri, Malatya, Mardin, Samsun, Trabzon) pilot seçilen okullarda (toplantıya katılan idarecilerin istekleri doğrultusunda) öğretmenlerimiz, yine bir angaryanın, objektiflikten uzak bir değerlendirmenin ve ayrıca huzurlu bir çalışma ortamı yoksunluğunun içine sürüklenmektedir” denildi.

 
“Sistem, öğretmenlik mesleğini değersizleştirmenin geldiği noktayı gösteriyor”
Düzenlemede sistemin başarısızlığının sorumluluğunun öğretmenlere yükleneceği ifade edilen açıklamada;  “2016 yılında yapılan performans değerlendirme analizleri baz alınarak öğretmenlerin yüzde 81’inin 80 ve 100 arası puan aldığı saptanmış ve üzerinde defalarca oynanan, yap boz tahtasına dönen eğitim sistemindeki başarısızlığın sorumluluğu öğretmene yüklenmek istenmiştir. İdarenin objektif davranmadığı kanısına varılıp bu kez de değerlendirme kısmına sırasıyla zümre, diğer öğretmenler, veli ve öğrenci ayrıca öğretmenin kendi öz değerlendirmesi dahil edilmiştir. Bu değerlendirmeler de kaç velinin ya da öğrencinin değerlendirmesinin kabul edileceği net olarak belirtilmemiş, sadece ‘barajın altındaysa yapılan değerlendirme dikkate alınmayacaktır’ ya da ‘bu sadece taslak’ denilip geçilmiştir. Ayrıca kimin ne not verdiğinin sistemde değerlendirilen tarafından görülemeyeceği belirtilmiş, öğretmenlerden performans değerlendirmesinin bir hafta içinde bitirilmesi istenmiştir. MEB tarafından 2016 yılında devreye sokulan ve Eğitim-İş olarak dava konusu da yaptığımız, performans değerlendirme sistemi, öğretmenlik mesleğini değersizleştirmenin geldiği noktayı göstermektedir. Bu değerlendirmelerin bütünüyle “yandaş-muhalif” çerçevesinde gerçekleştiği ve MEB’in amacının eğitimde ücretli, sözleşmeli ve güvencesiz istihdamı yaygınlaştırmak olduğu herkesin malumu olmuştur. Türkiye’de eğitimde yaşanan nitelik sorununun nedeni öğretmenlerin “sözde düşük” olan performansları değildir. Öğretmen eğitimin temelidir ancak öncelikli olan eğitime yaklaşım anlayışının ulusal olması, siyasi değil ulusal hedeflerin ön plana çıkarılmasıdır” ifadelerine yer verildi. 
 
“Hiçbir öğretmen arkadaşımızın performansını ölçmeyeceğiz”
Ülke genelinde eğitimde verilen kararların tamamen siyasal olduğu vurgulanan açıklamada;  “Kariyer ve liyakatin hiçe sayılarak yandaşlık temelli kadrolaşmanın hakim olduğu, okulların ihtiyaca ya da talebe göre değil siyasi iktidara, siyasetçilere, vakıflara, derneklere göre dönüştürülüp şekillendirildiği, ihtiyaç olmasa da imam hatipleşmede ısrar edildiği, eğitimin temel unsurlarından olan müfredatın dahi içinin boşaltıldığı, sınav sistemlerinin bilimsel veriler ve istatistiklerin değerlendirilmesi ile değil talimatla değiştirildiği, en temel değerimiz olan Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün silinmeye çalışıldığı, kadrolu öğretmen atamasının durdurularak mülakat ile sözleşme öğretmen alımının hakim kılındığı bir anlayışın terk edilmemesi halinde başarının yakalanması mümkün değildir. Ayrıca öğretmen yeterliliğinin, performansın ölçülmesi gibi uygulamaların öğretmeni okula, öğrenciye değil yeterlik sınavına, performansa odaklayabileceği sürekli bu sürecin stresine maruz kalabileceği, olası yeterlik sınavı başarısızlığında “bu öğretmen başarısız sınavı geçemedi” algısının her şeyi alt üst edebileceği ortadadır. Eğitim-İş olarak, Bakanlığın eğitimde yaşanan sorunlara kalıcı çözümler üretmek ve okullarda bilimsel, laik, ulusal, demokratik ve nitelikli bir eğitim anlayışını yerleştirmek yerine, öğretmeni itibarsızlaştıracak, iş güvencesini ortadan kaldıracak bir eğitim anlayışını yerleştirmesine izin vermeyeceğiz. İş güvencesini ortadan kaldıran bu uygulamaya karşı, hiçbir öğretmen arkadaşımızın performansını ölçmeyeceğiz” denildi.
(Eren Aşnaz)
Paylaş