Sendikalardan ÇOMÜ'de karşılıklı suçlamalar

1334

 ÇOMÜ’de mobbing, tehdit ve el çektirme iddiaları sendikaları karşı karşıya getirdi. Eğitim İş Şube Başkanı Ahmet Mantaş, ÇOMÜ Fen Edebiyat Fakültesi’nde tehditten, şiddete… üyelerine yönelik baskı yaşandığını belirtmiş ve; “Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nde neler oluyor? Neler olmuyor ki! Kadın öğretim görevlilerine yönelik şiddet, mobbing, kadrolaşma, akademik grup baskısı,  komplo, akademik kurullardan çıkarma, yönetim görevi yürütenlere karşı görevden el çektirmek için planlanmış iftira yöntemi ile yapılan tezgahlar…  Birbirinin kuyusunu kazmalar…” açıklamasında bulunmuştu. Konuyla ilgili Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Resul Demirbaş açıklamada bulundu. Fakültedeki sendika üyelerine karşı sistematik bir şekilde saldırı yapıldığını iddia eden Demirbaş,  2 yıldır saldırıların şiddetlendiğini belirtti. Bir kadın öğretim üyesinin, üyelerinden birinin ofisini basıp saldırdığını iddia eden Demirbaş, üyelerinin onlarca kişi önünde ölümle tehdit edildiğini ifade ederek; “Üyemizin bu konudaki şikâyeti de savcılık incelemesindedir...” dedi. Yaşanan olaylarla ilgili Eğitim İş Şubesine sorular yönelten Demirbaş; “Basın gücünü kendi iftiraları için kullanmaktan çekinmeyen Eğitim İş Çanakkale şube başkanı Ahmet Mantaş’ın da dahil olduğu çetenin mevcut soruşturma süreçlerini etkileme gayretlerini hayretle izliyoruz…” dedi. Demirbaş’ın açıklamalarının ardından Eğitim Şube Başkanı Ahmet Mantaş’da sosyal medya hesabından açıklamada bulundu.  Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat Bölümü’nde resmi olarak bir bölüm yönetimi varken, organize olmuş bir ekip tarafından bölüm yönetimini i•`3flevsiz kılmaya ve görevden aldırmaya yönelik girişimlerin devam ettiğini iddia eden Mantaş; “Bu organize ekip Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü babalarının çiftliği gibi yönetmek istiyor… En son bölüm başkanının geçirdiği bir soruşturmada, bölüm başkanı ile husumeti bulunan bir raportörün hazırladığı rapora dayanılarak ceza verilmiştir” dedi.  “Eğitim-İş olarak üniversite üst yönetimini tekrar tekrar uyarıyoruz” ifadelerini kullanan Mantaş; “Üniversitenin inceleme, soru•`3fturma ve Fakülte Disiplin Kurulları birilerinin ikballeri için hizmet etmemelidir. Bu kurullar mahsumiyet karinesine helal getirmeden amacına uygun kullanılmalı ve adaleti tecelli ettirilmelidir” dedi. 

 
“Üyelerimize saldıran bu grup, saldırılarını şiddetlendirmiştir”
Türk Eğitim Sen Çanakkale Şube Başkanı Resul Demirbaş konuyla ilgili açıklamasında, “15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından FETÖ’cü kadroların tasfiye edilmesinden sonra ülkemizin çeşitli üniversitelerinden Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’ne gelerek görev yapmaya başlayan sendikamız üyesi öğretim üyelerine karşı yine üniversite bünyesinde görev yapan militan ruhlu bir grup tarafından sistematik biçimde saldırılar yapılmaktadır. Yaklaşık iki yıldır iftiralar, ithamlar ve mobbinge varan eylemleriyle üyelerimize saldıran bu grup, son günlerde yerel basın kanallarını da kullanmak suretiyle saldırılarını şiddetlendirmiştir. İtham ve iddiaların aksine üniversite çatısı altındaki çalışma ofislerinde saldırıya uğrayan bazı üyelerimizin şikâyetleri idari ve adli süreçlerde soruşturulmaya devam ederken, kendi eylemlerini toplumsal algı operasyonları ile örtmeye çalışan söz konusu grubun taktikleri FETÖ taktikleriyle benzerlik göstermektedir. Yaptıkları projeler; düzenledikleri kongre, çalıştay ve sempozyumlar; yazdıkları kitaplar ve makalelerle araştırma üniversitesi olmayı hedefleyen Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’ne ciddi bir katma değer sağlayan ve sinerji yaratan üyelerimiz, söz konusu grup tarafından yapılan tacizlerle iş yapamaz hale getirilmeye çalışılmaktadır. Bu gruba mensup bir kadın öğretim üyesinin, üyelerimizden birinin ofisini basarak saldırması, onlarca kişi önünde üyemizi ölümle tehdit etmesi yaşananların ve yaşanabileceklerin vahametini ispatlar niteliktedir. Üyemizin bu konudaki şikâyeti de savcılık incelemesindedir. Akabinde üniversite yönetimi tarafından da olay idari boyutta incelenmektedir. Bölüm başkanı ve çetesi, yerel basında sözde darp edildiğini iddia ederek mağdurmuş gibi gösteren kadın öğretim üyesini üyelerimize karşı kışkırtmakta, ayrıca bölüm başkanı sıfatını kullanmak suretiyle eğitim-öğretim faaliyetlerinin yürütülmesi yolundaki her türden yönetmelik ve kanunu hiçe sayıp üyelerimize sistematik biçimde saldırılarını kamuoyuna taşıyarak üniversitemize, kanunlarımıza ve uygulayıcılarına da meydan okumaktadırlar” dedi. 
 
“Eğitim-İş adlı sendikaya mensup bir grupla ilgili şunları merak etmekteyiz”
Eğitim İş Sendikasına cevaplaması istem, ile sorular yönelten Demirbaş; “ÇOMÜ Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü başkanı ile aynı bölümde Eğitim-İş adlı sendikaya mensup bir grupla ilgili şunları merak etmekteyiz: 1. Siyasi parti üyesi olduğu halde YÖK Kanunu’nda açıkça yasaklanmış olmasına rağmen bu bölümde idari görev alan bir sözde öğretim üyesi, bir siyasi partinin belediye başkanlığı aday adaylığı açıklamasını üniversite çatısı altında kendi ofisinde yapmış, öğrencilere kendisi lehinde sosyal medyada propaganda yapmaları telkininde bulunmuştur. Çeyrek asırdır akademik olarak yükselemeyen, ancak her türlü siyasi propagandayı okul ortamında yapmaya devam eden bu öğretim üyesinin soruşturma dosyasını kim ya da kimler hangi gerekçelerle kapatmıştır? 2. Üyelerimiz tarafından düzenlenen kongrelere giden öğrenciler tehdit edilmekte, yönetmelikler ve kanunlarla tanınan her türden eğitim-öğretim haklarına dönük talepleri yerine getirilmemektedir. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü başkanının hukuka aykırı ve keyfi olarak üyelerimizin danışmanlığını üstlendiği öğrencilerin dilekçelerini işleme almamakta, bu öğrencilerin okuldan atılmaları için her türlü hukuksuz girişime başvurmaktadır. Sosyal Bilimler Enstitüsünün yönetim organlarını işlemez hale getiren bu bölüm başkanı aynı zamanda Enstitü Müdürünü çeşitli yerlere hangi hak ve unvanlarla şikâyet ederek tacizlerine devam etmektedir? Bu bölüm başkanı kimden ya da kimlerden cesaret almaktadır? Bu bölümde orman kanunları mı geçerlidir? 3. Bölüm başkanı, bir doçent üyemizi kendi dersinin sınavına hem de mesai saatleri dışında yetkisi olmadığı halde kanunsuz biçimde gözetmen olarak nasıl yazabilmektedir? Üstelik, muhakkik olmadığı halde üyelerimizden hangi yetkiyle savunma istemektedir? Bölüm başkanı Ali kıran baş kesenlik mi yapmaya soyunmaktadır? 4. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü başkanı eğitim-öğretim faaliyetleriyle meşgul olması gerekirken kendine bağlı üniversite merkezlerinin resmi sosyal medya hesaplarından imzacılıktan atılan Kürtçülerin reklamını hangi hakla yapabilmektedir? Siyasi derneklerin üniversite dışı faaliyetleri nasıl oluyor da bölümün resmi sitesinde yer alabilmektedir? Burası bir derneğin, bir sendikanın arka bahçesi midir? 5. Üyelerimize karşı iki yıldan beri şiddeti giderek artan yıldırma eylemleri en sonunda yerel basın organları üzerinden açık bir linç girişimine dönüşmüş; kamuoyu manipüle edilmek istenmiştir. Basın gücünü kendi iftiraları için kullanmaktan çekinmeyen Eğitim İş Çanakkale şube başkanı Ahmet Mantaş’ın da dahil olduğu çetenin mevcut soruşturma süreçlerini etkileme gayretlerini hayretle izliyoruz. Her türlü yol ve argümanla üyelerimize saldıranlar, yerel basın organları yoluyla üniversite yönetimi üzerinde baskı kurmaya mı çalışmaktadırlar? Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, şehrimizin en önemli değeri ve kazanımıdır. Bu değerin çalışkan, ilkeli, ahlaklı ve vatansever öğretim üyeleriyle yükseleceğine inancımız tamdır. Üniversitemiz Rektörü Sayın Prof. Dr. Sedat Murat’ın Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesini saygın bir araştırma üniversitesi yapma projesi 28 Şubat zamanlarından kalma bu hastalıklı zihniyetle maalesef sekteye uğratılmak istenmektedir. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde yuvalanmış, meslek barışını bozan, eğitim-öğretim düzenini sabote eden, üyelerimize iftira ve linç kampanyası başlatan organize bir çeteye karşı üniversite yönetimini ve Yükseköğretim Kurulu’nu uyarıyor ve derhal önlem alınması için harekete geçmeye davet ediyoruz. Türk Eğitim Sen Çanakkale Şube Başkanlığı olarak sürecin takipçisi olacağımızdan ve üyelerimizin her türlü hukuki haklarını sonuna kadar savunacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın” dedi. 
 
“Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlük makamı bir akademik hizmet makamıdır”
Eğitim İş Şube Başkanı Mantaş ise açıklamasında;  “ÇOMÜ, Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat Bölümün de resmi olarak bir bölüm yönetimi varken, organize olmuş bir ekip tarafından bölüm yönetimini i•`3flevsiz kılınmaya ve görevden aldırmaya yönelik girişimleri devam etmektedir… Bu organize ekip Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü babalarının çiftliği gibi yönetmek istiyor… En son bölüm başkanının geçirdiği bir soruşturmada, bölüm başkanı ile husumeti bulunan bir raportörün hazırladığı rapora dayanılarak ceza verilmiştir. Bir soruşturmada husumeti bulunan bir raportörün, soruşturma geçiren hakkında hazırladığı rapor ne kadar tarafsız ne kadar sağlıklı ve objektiftir. Özel üniversitelerde bile mümkün olmayan bu uygulamalar ÇOMÜ gibi bir kamu üniversitesinde soruşturma mekanizmalarını kendi ikballeri için ele geçirmiş ve bu mekanizmaları kullanarak bölüm de hakkaniyetçilik yaratmak istiyorlar. Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü bazı yüksek Lisans ve Doktora öğrencilerin danışman hocalarının, danışmanlık görevlerini neden değiştirme ihtiyacı duyduğu gerekçelerini açıklamak zorundadır. Birileri istedi diye veya ben istedim oldu mantığı ile bu işlerin yapılmadığını kanıtlamak zorundadır. Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlük makamı bir akademik hizmet makamıdır, keyfiyetçiler ve özel isteklerin yerine getirildiği bir makam değildir. Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü kamusal hizmet anlayışı ile tüm bölüm ve akademisyenlere eşit yaklaşmalıdır” dedi. 
 
“Fakülte Disiplin Kurulları birilerinin ikballeri için hizmet etmemelidir”
ÇOMÜ Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat Bölümü Halk Edebiyatı Ana Bilim Dalı Başkanının yönetimsel sorumluluğu gereği kendisine bağlı tüm akademisyenlere karşı bütünlüğü sağlayıcı bir yaklaşım göstermesi gerektiğini belirten Mantaş; “Bölümünün hocalarını ‘şucu – bucu’ diye sınıflandırıp ötekileştirmek ve etiketleyip hedef göstermek hiç kimsenin haddi değildir. Türk Dili ve Edebiyat Bölümü Halk Edebiyatı Ana Bilim Dalı Başkanlık kapısı kendisine bağlı bulunan tüm herkese açık olmalıdır. O kapı devletin hizmet kapısıdır. Halk Edebiyatı Ana Bilim Dalı Ba•`3fkanı Kamusal hizmeti gereği ya kamusal görevini yasal mevzuatta göre tam yapmalı ya da yapamıyorsa o görevinden derhal istifa etmelidir. Üniversitede Eğitim-İş üyelerimize yaşatılan sorunların ve zorlukların çözüme kavuşturulması için tüm örgütsel gücümüzle mücadelemize devam edeceğiz. Eğitim-İş olarak üniversite üst yönetimini tekrar tekrar uyarıyoruz. Üniversitenin inceleme, soru•`3fturma ve Fakülte Disiplin Kurulları birilerinin ikballeri için hizmet etmemelidir. Bu kurullar mahsumiyet karinesine helal getirmeden amacına uygun kullanılmalı ve adaleti tecelli ettirilmelidir” dedi.
(Eren Aşnaz)
Paylaş