Sendika temsilcileri "Okulların açılmasında belirsizlik sürüyor"

787

 Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 31 Ağustos 2020 tarihinde okulları uzaktan eğitimle açacaklarını ve 21 Eylül`de Bilim Kurulu tarafından tavsiye edilen sınıflarda aşamalı ve seyreltilmiş şekilde yüz yüze eğitimin de başlamasına karar verdiklerini açıkladı. Eğitim Sen Çanakkale Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yasin Hacımusalar ve Eğitim-İş Çanakkale Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Mantaş, Bakan Selçuk’un açıkladığı eğitim takvimine dair görüşlerini dile getirdiler. Sendika Başkanları, Bakan Selçuk’un açıkladığı online eğitimin Türkiye koşulları düşünüldüğünde eksik kaldığını, öğrencilerin yüzde 90’ının online eğitime ulaşamadığını belirtiler.  Yüz yüze eğitim konusunda öncelikle gerekli tedbir ve alt yapıların oluşması gerektiğini belirten sendika başkanları yine açıklamada gerekli tedbirler ve alt yapı için herhangi bir ekonomik ödenekten bahsedilmediğini ve ek ödenek olmadıkça önlemlerin alınmasının imkanı olmadığını ifade ettiler.

 

“Beyaz önlük giyip bizler mi müdahale edeceğiz?”

Konuyla ilgili görüşlerini aktaran Eğitim Sen Şube Başkanı Hacımusalar;  “Şu ana kadar velilerde, öğrencilerde ve öğretmenlerde bir belirsizlik vardı. Kimse ne olacağını bilmiyordu. Bakan’ın açıklaması bu belirsizliği kısmen de olsa ortadan kaldırdı. Önümüzde azda olsa nasıl bir yol izleneceği ile ilgili bir fikir var.  Anlatılanlar biraz havada kalan durumlar. Örneğin anlatılan tedbirler ek bütçe ayrılmadan mümkün değil giderilemez. Personel ataması yapılmadan zaten yine mümkün değil. Uzaktan eğitim yapılacak ama öğrencilerin yüzde 10’u EBA’dan ve online yayınlardan ancak yararlandı. Yüzde 90’ının hala alt yapısı, bilgisayar olanakları, cep telefonu, tabletleri yok. Uzaktan eğitim yapıyoruz demekle iş olmuyor. Birinci dönem ve ikinci dönemdeki anket sonuçları ve çalışmalar kesinlikle çocukların uzaktan eğitimde yararlanma oranının yüzde 15-20’yi geçmediğini gösteriyor. Bununla ilgili ne tür tedbirler alındı? Okullara ne kadar tablet gönderdik?  Yine İnternet bağlantısı alt yapılarını oluşturduk ve öğrencilerin yüzde 80’ine ulaşmayı hedefliyoruz… şeklinde bir çalışma söz konusu değil. Bu tür eşitsizlikler giderilmeden, amaca ulaşabileceğini düşünmüyoruz. Bunların bir an önce somut adımlar atılarak bir karşılığının olması lazım. Birde eğitim ve sağlık yaşamsal bir haktır. Sağlıkla ilgili bir tedbirler yok. Yarın bir çocuğa covid teşhisi konuldu ve çocuk hastalandı. Bu çocuk hastaneye ulaştırılana kadar ne tür tedbirler alınacak? Nasıl müdahale edilecek? Beyaz önlük giyip bizler mi müdahale edeceğiz? Materyaller ve dokümanlar ne olacak? Bunlarla ilgili ciddi bir eksiklik var. Okullara gönderilmiş, şu adımları atacaksınız diye bir talimat ortada yok. Bakan biraz yol açtı ancak asli unsurlar giderilmeden, sorunlar çözülmeden bunlar ne kadar gerçekleşir. Bununla ilgili hem veli olarak, hem öğretmen olarak, hem de bulunacağım fiziki ortamla ilgili kaygım var. Öğretmenler odası, tuvaletler, kantin, servis, toplu yemek alanları… bunlarla ilgili kaygımız var. İlkokul birinci sınıf öğrencileri ne yapacak… birçok belirsizlik var” dedi.

 

“Ciddi bir bütçe gerekiyor”

Eğitim İş Şube Başkanı Mantaş, “Yaz döneminde hükümetin normalleşme adımları ile birlikte pandemi sayısında bir patlama yaşandı. Biz bunu ön görüyorduk. Okullar tatil yerleri gibi değil kapalı bir alan içerisinde. Bir sınıfta 30 öğrenici yüz yüze eğitim görüyor. Yine Sağlık Bakanlığı ile Türk Tabipleri Birliği’nin verdiği var sayılar da pek uyuşmuyor. Tüm bunlar düşünüldüğünde eğitimin büyük zorluğa düşeceği belliydi. Bakanlıkta bu riski göze alamadı. Bu yüzden 24 Ağustos’ta öğretmenlerin seminerleri, 31 Ağustos’ta da telafi eğitimleri başlayacaktı. Çıkan sayılar korkunç bir noktada olmalı ki, Bakanlık 21 Eylül’e kadar, online eğitim üzerinden okulların açılacağını duyurdu. Biz, bu dönem Eğitim İş olarak okulların açılacağını düşünmüyoruz. İsmine ne derlerse desinler yaklaşık 15 Milyarlık bir bütçe ile 250 Bin öğretmen ihtiyacını karşılanması ile hizmetli kadrolarının her okula verilmesi ile sağlanabilecek stratejik bir çalışma ile ancak her sınıfta sosyal mesafe gözetilerek, okulların havalandırma sisteminin tam ve iyi olması ile, teneffüste ki öğrencilerin sosyal mesafe kurallarına uyması ile yani tüm bunlar gerçekleştikten sonra belki yönetilebilen bir kriz olabilir. Ancak bunun için ciddi bir bütçe gerekiyor. Ancak Bakanlığın bununla ilgili bir ek bütçe ayırması konusunda ekonomik dar boğazdan dolayı olumlu bir yaklaşımı yok. Bundan kaynaklı bu süreci birinci dönemin sonuna kadar uzaktan eğitim online sistem üzerinden yapılacaktır. Bu yeterli mi? değil” dedi.

 

“Türkiye internet eğitiminde sondan ikinci sırada”

OECB ülkeleri arasında Türkiye’nin internet kullanımında sondan ikinci sırada olduğunu belirten Mantaş; “İnternet ortamında der yapma konusunda Türkiye’deki öğrenciler 70 ülke arasında 68’inci sırada yani sondan ikinci. Geçen yıl online sitem ve EBA uzaktan eğitim derslerinde 18 milyon öğrencinin yaklaşık 5,5 milyonu katılmış. Bu çok düşük bir rakam. Zaten bu 5,5 Milyon öğrencinin de bilgisayarı yok. Olanlarında fazla ilgi göstermediğini, yalnızca yüzde 35’inin uzaktan eğitime katıldığını görüyoruz. Önce sağlık ve önce eğitim olması gerekiyor. Böyle giderse bu ve birkaç kuşak, özellikle ‘Z’ kuşağı dediğimiz kuşak ciddi bir sorun yaşayacak. Mutlaka gelecekte bunun olumsuz etkilerini göreceğiz. Hükümetin özellikle Bakanlığın okulların yüz yüze örgün eğitim yapacağı ile ilgili argümanı kullanmasının sebebi öğrencilerin özel okullara yönlendirilmesi ve özel okul patronlarının karlarına kar katması şeklinde bir algoritma yürütmesi. Bunu da bir nebze başarmış oldular. Eğitim İş olarak biz hep şunu söylüyoruz. Pandemi tehlikesi ortadan kalkmadığı sürece, gerekli koşullar, şartlar  yerine getirilmediği sürece yüz yüze eğitim çocukları hayati tehlikesine neden olur diyoruz” dedi.

(Eren Aşnaz)

Paylaş