'Savaş bir halk sağlığı sorunudur'

889

 Türk Tabipler Birliği (TTB) Çanakkale Şubesi Yönetim Kurulu, TTB Merkez Konseyi üyelerine ‘Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur’ başlıklı açıklama dolayısıyla açılan davada verilen cezalara tepki gösterdi. TTB Çanakkale Şubesi’nde yapılan açıklamaya parti, sendika ve Demokratik Kitle Örgütü temsilcileri de katıldı. Çanakkale Tabip Odası Yönetim Kurulu adına Tabip Odası Başkanı Dr. Etfal Yıldırım tarafından yapılan açıklamada, TTB tarafından yapılan ‘Savaş bir halk sağlığı sorunudur’ açıklaması ile ülkede ve dünyada sağlığı tehdit eden bütün durumların ortadan kaldırılmasının talep edildiği belirtilerek, açıklamanın bunun doğal bir sonucu olduğu ifade edildi.  “Savaşa karşı barışı savunan hekimlere ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek’ iddiasıyla verilen ceza hukuka açıkça aykırıdır” ifadelerini kullanan Yıldırım; “Bu karar üst mahkeme tarafından kaldırılmalıdır. TTB ve Tabip Odaları bugüne kadar idama da savaşa da karşı çıkmışlardır ve karşı çıkacaktır” dedi. Yıldırım; “TTB’nin 2016 -2018 dönemi Merkez Konseyi üyelerinin ‘Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur’ başlıklı açıklama dolayısıyla yargılandığı davada, Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi; 1 Eylül 2016 tarihli ‘Bu Topraklarda Eşitlik ve Barış İçinde Yaşamamız Çok Mümkün’ başlıklı açıklamayı da karara dâhil ederek, her iki açıklama dolayısıyla dönemin 11 Merkez Konseyi üyesine ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme’ suçundan 2’şer kez 10’ar ay hapis cezası verilmesine. Dr. Hande Arpat’ın, 2016 yılındaki bazı sosyal medya paylaşımlarında ‘terör örgütü propagandası’ yaptığı gerekçesiyle ayrıca 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, Dr. Şeyhmus Gökalp’in ise ‘terör örgütü propagandası’ suçundan beraatine karar vermiştir” dedi.

 
“Hekimlerin birincil görevi halkın sağlıklı yaşamasını sağlamaktır”
Sağlık alanında çalışan her hekim ve sağlık personelinin birincil görevinin halkın sağlıklı yaşamasını sağlamak olduğunu belirten Yıldırım; “Çünkü hekimlik etiği yaşamı savunmayı, sağlık sorunlarının nedenlerinin ortadan kaldırılması için mücadeleyi zorunlu kılar. Halk sağlığının bozulmasının en önemli etkenlerinden biri, belki de birincisi savaş ve çatışma koşullarıdır. Türk Tabipleri Birliği tüm siyasal tutumlardan bağımsız olarak, ülkemizde ve dünyada sağlığı tehdit eden bütün durumların ortadan kaldırılmasını talep etmektedir. Bu doğrultuda toplumu bilgilendirme sorumluluğunu da yerine getirmektedir. ‘Savaş bir halk sağlığı sorunudur’ açıklaması da bu sorumluluğunun doğal bir gereğidir” dedi. 
 
“Tabipler yaşamı tehdit eden tüm sorunları sorumluluk alanında görür”
6023 sayılı yasası gereği Türk Tabipleri Birliği’nin yaşamı ve halkın sağlığını tehdit eden tüm sorunları sorumluluk alanında gördüğünün altını çizen Yıldırım; “Türkiye`de yaşanan bütün depremlerde, maden facialarında, iş cinayetlerinde, salgınlarda bu sorumluluğu defalarca göstermiş ve halkın sağlığının yanında yer almıştır. Bir mahkemenin bu gerçeği ifade eden hekim örgütü yöneticilerini cezalandırması ile savaş bir halk sağlığı sorunu olmaktan çıkmayacaktır. Bu ceza ile hekimlere; ‘mesleğinizin gereklerini tıbbi etik kurallarına uygun olarak yapmaktan vazgeçin, siyasi iktidarın isteklerine uygun tavır alın’ denmektedir. Hekimlik etik değerleri bu türden isteklere biat etmeyi değil, gerçeği anlatmakta direnmeyi gerektirir. Hekimlik meslek etiği gereği takınılan tutumun ve yapılan açıklamaların suç olarak nitelendirilmesi ve ceza uygulanması, ülkemizin uluslararası camiada itibar kaybetmesinden başka bir sonuç doğurmayacaktır” dedi. 
 
“Verilen ceza hukuka açıkça aykırıdır”
Yıldırım; “Savaşa karşı barışı savunan hekimlere ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek’ iddiasıyla verilen ceza hukuka açıkça aykırıdır. Bu karar üst mahkeme tarafından kaldırılmalıdır. TTB ve Tabip Odaları bugüne kadar idama da savaşa da karşı çıkmışlardır ve karşı çıkacaktır. İnsan olmak da bunu gerektirir. Savaşın Halk Sağlığı sorunu olduğunu söylemekten vazgeçmeyeceğiz. TTB MK üyeleri yalnız değildir” dedi. 
(Eren Aşnaz)
Paylaş