Şarlan "Yargının bağımsızlığını yok edecek bir tasarı"

1155

 Avukatlık Kanununda yapılacak değişikliğe ilişkin, avukatların meslek örgütü olarak baroların ve baro başkanlarının görüşlerini ifade etmek istediklerini dile getiren Çanakkale Barosu Başkanı Avukat Bülent Şarlan, TBMM önündeki bekleyişleri sırasında gazetemize açıklamalarda bulundu. Şarlan, iki günlük süreç ile ilgili olarak, “Avukatlık Kanunu Değişikliği Yasa Teklifi TBMM’ye sunuldu, Meclis Başkanlığı da teklifi, görüşülmek üzere Adalet Komisyonu Başkanlığına iletti. Adalet Komisyonu, dün (Perşembe) saat 16:00 itibariyle mecliste toplandı ve bu teklifi görüşmeye başladı. Biz de 16’da, TBMM’ye giderek, ‘Komisyonun görüştüğü konu; Avukatlık Kanunu Değişikliği teklifidir, dolayısıyla Avukatlık Kanunu ile ilgili Baro Başkanlarının da görüşleri vardır, bu görüşlerimizi komisyonu iletmek, anlatmak istiyoruz’ dedik. Onun için de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Çankaya Kapısının önüne gittik, oradan içeriye bizim geldiğimiz iletildi, ama iletilmesine rağmen, komisyon bizi içeriye aldırmadı. Toplantı odasına komisyon üyelerinin dışında birilerinin katılmasına izin verecek olan komisyon başkanlığıdır. İzin verilmemesi üzerine, biz de Baro Başkanları olarak, meclisin önünde hazır olduğumuzu, her aşamada görüşlerimizi aktarabileceğimizi, bizi almıyorlarsa, dışarıda da bu görüşlerimizi aktarmak istediğimizi söylememize rağmen bu konuda da bir gelişme olmadı. Meclise alınmadık, biz de Meclise giremeyince, Meclisin kapısındaki bekleyişimizi devam ettirdik. Bu bekleyişimiz, komisyon toplantısının yapıldığı sabah 4’e kadar devam etti. Sonrasında da bugün (dün) saat 14:00’da komisyon yeniden toplanacak. Bizim Meclis önündeki bekleyişimiz ise aralıksız sürüyor. Burada Baro Başkanlarımızla birlikte Komisyona, Avukatlık Kanunu ile ilgili görüşlerimizi aktarabilmek için bekliyoruz. Şuan buradaki tablo bu…” dedi.

 

“Türkiye’nin hukuk devleti olma özelliği zarar görecek”

“Türkiye’de, 80 tane baro var. Baroların çatı örgütlenmesi Barolar Birliğidir. 80 baro ve Barolar Birliği, yasa değişikliğini doğru bulmadığını her platformda ifade ediyor” diyen Şarlan, “Çünkü yasa değişikliğinde ‘çoklu baro’ var. ‘Çoklu baro’ bir ilde birden fazla baronun kurulması demektir. Bir ilde, birden fazla baro kurulursa, baroların siyasallaşması demektir. Yargının kurucu unsuru olduğu için, savunma, avukatlık ve onların meslek örgütü barolar, bu bölünmeye bağlı olarak siyasallaşırsa, yargı da siyasallaşmış olacaktır. Yargının siyasallaşması ise, ülkemizdeki ‘bağımsız yargı’ anlayışını zedeleyecek ve yok etme sürecine sokacaktır. Bu durumda da üç erk; yasama-yürütme-yargı güçleri üzerine kurulan ülkede, yargı unsuru çökme noktasına gelecektir. Dolayısıyla Türkiye’nin hukuk devleti olma özelliği de çok büyük zarar görecektir. Hepsi birbirine bağlıdır” ifadelerini kullandı.

 

“İktidara yakın baroların oluşturulması planlanıyor”

Şarlan, açıklamasında; “Bizim mücadelemiz, tek başına, sadece ‘Avukatlık Kanununda bazı şeyler değiştiriliyor’ mücadelesi değil. Biz, ülkedeki hukuk devleti yapısının, bağımsız yargı yapısının devamını sağlamak için bu mücadeleyi veriyoruz. Avukatlık Kanunundaki değişiklikte ısrar etmelerinin sebebi, bir ilde birden çok baronun kurulması halinde, dolayısıyla iktidara da yakın baroların oluşturulması planlanıyor. Arkasından, baroların yapısı değiştiğinde, barolar birliği yapısına da etki edecektir. Bizler şimdi, Ekim ayında genel kurullarımızı gerçekleştireceğiz. Onun arkasından da Barolar Birliği seçimleri olacak. Yani, barolardaki yapısal değişiklik ve delegasyon değişikliği yaratılarak, barolar birliğinin de dizaynı söz konusudur ki, bu da sürecin başka bir boyutudur. Bir ilde birden fazla baro olması, yarın o barolarla alakalı siyasi bir yapılanmayı getirdiğinde, yargı açısından da sıkıntılar olacaktır. Örneğin vekalet verme sürecinde, ‘Çanakkale Barosu’ yazarken, bu değişikliğin ardından, ‘1 Nolu Çanakkale Barosu’, ‘2 Nolu Çanakkale Barosu’ yazacak. O vekalet nameler adliyede hakim önünde dosya içerisinde geldiğinde, belki bazı hakimlerde, o vekaletten, o siyasi düşünceden dolayı, o dosya ile ilgili tarafsız, objektif, evrensel hukuk kurallarına uygun, mevzuata uygun karar verme ihtimalini başka boyutlara çekebilecektir. Çok uzun bir süreç gibi duruyor ama, yargının bağımsızlığını, baştan sona, temelleri ile yok edebilecek bir anlayış doğacaktır. Ne yapacak hakim? Dosyaya bakacak hangi barodan vekalet sunmuş avukat? Kendisinin de siyasi düşüncesi benzer nitelikteyse, o dosyada adaletli bir karar verme ihtimali yok olabilir” dedi.

(Seçkin Sağlam)

Paylaş