Sarıbaş tehlikeye dikkat çekti

CHP Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş, AKP tarafından getirilen ve tepkilere neden olan tasarı üzerine Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda konuşma yaptı. Sarıbaş, sektörü olumsuz yönde etkileyeceğini düşündüğü tasarının mutlaka geri çekilmesi ya da kendi asli Komisyonu`nda görüşülmesi gerektiğini söyledi.

607
Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda bir konuşma yapan CHP Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş, son günlerde gündemde olan ve tepkilere neden olan zeytin sektörü ile ilgili tasarıya tepki gösterdi. Sarıbaş; “Aslında daha önce 5 kez gelip bugün 6’ncı kez önümüze getirilen zeytin ve zeytinciliğin korunması yasasının temcit pilavı gibi tekrar gündem getirilmesi, konuşulması ve ıslah edilmesi konusu var. Bu konuyla ilgili ana komisyon olan Enerji Komisyonuna gittiğimde oradaki konuşmama şöyle başlamıştım: Buradaki ana konu zeytin ve zeytinciliği koruma yasasındaki değişiklik olduğuna göre –adı üzerinde- enerjiyle ilgili -hatta öyle bir madde var ki buna hayvanların girmesi de dâhil olmak üzere çok komik bir madde- ve Türkiye’de Enerji Bakanlığının bu konuda, zeytincilik konusunda artık ihtisas yaptığını görüyorum. Hükûmet adına gelmesine rağmen, niye Enerji Bakanlığı asli görevini burada, kendi komisyonunda görevden kaçmaktan imtina etmiştir, yani kendi komisyonunda ihtisas komisyonu olan, tüzükte ve Parlamentonun esas işleyişi olan kendi ihtisas komisyonunda niçin bu yasa değişikliğini Enerji Komisyonunda değiştirerek getirme gereği hissetmiştir? Burada bir soru işareti vardır. Ben buradan şunu çıkarıyorum: İçeriğine daha sonra girmek üzere KİT Komisyonunda enerjiyi inceleyen ve enerjiyle ilgili konularla birlikte sorulması gereken soru şu: Burada yerin altındaki ve yerin üstündeki değerlerin süreç içerisinde yıllara sâri, uzun yıllar içerisinde hangisinin değerli olduğuna bakmak lazım, bir. İki: Burada bu yasayla birlikte, Hükûmetin bugüne kadar teşvik ettiği ve özellikle işsizliği önleyen ve gerçekten de kamunun cari açıklarını gideren konulardan bir tanesi olarak baktığımız bu konuda niye bu kadar işsizliği ve tarımın gelişmesi ve zeytinciliğin gelişmesinin birden bu yasayla birlikte geçici yasaya uygun olmayan yönetmelikle “kamu” denen ve kamunun tarifini de başka alanlarda tarifi yapılması mümkünken bu konuyu da nasıl tarif ettiklerine bakılarak, bu kadar kısa süre içerisinde o şirketler içerisinden 26 tanesine kamu yararı görülüp ruhsat verilmiştir. Neye ihtiyaç duyulmuştur da aslında Anayasa’ya aykırı olarak yönetmelik çıkarılmıştır. Bu 26 şirkete niye bu ayrıcalık tanınmıştır? Yasaya aykırı olduğunu hepimiz biliyorduk, bununla ilgili hepimiz de uyardık ve bundan sonra da kamu yararı gözetilen bu şirketleri çok merak ediyorum. Kimlere aittir bu şirketler? Bakanlıktan da soracağım mutlaka. Bunun çok önemli bir yasa olduğunu söylemeye çalışıyorum. Şuradan, zayıf tarafından girmeyelim, diyorsunuz ki: Enerjinin buradaki yatırımlarını örnek göstererek tüm zeytinciliği ve kutsal olan bu zeytin ağacını ve insanların geçim kaynağı olan ve dinimizce de kutsallıkla, gerçekten, Peygamberimizin her söylemlerinde geçen ve ayetlerin yazıldığı zeytinliklerimizi 6’ncı kez ısrarla niçin değiştirmeye çalışıyorsunuz? Bunu gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum.” dedi.
 
“Zeytinliklere ve doğa katliamına müsaade etmeyiniz”
“Burada, özellikle altın madeni, altın madeni konusunda da zeytinin faydalarından ve kamuya yararlarından bahsetmek ayrıca önemli ama altın madenlerinin özellikle burada ruhsat almak için özellikle çok uluslu şirketlerin uzun süredir mücadele ettiklerini biliyoruz” diyen Sarıbaş; “Termik santrale karşı değilim, özellikle de kömür olan havzalarda karşı değilim, bunu net söylüyorum enerji açısından ancak Türkiye’de yeni bir gelenek hâline gelen ve kıyılarda, deniz kenarlarında rantı yüksek yerlerdeki ithal kömürlere dayalı olarak geliştirilen yeni termik santrallerin bu bölgelerde, özellikle zeytinin bol olduğu, Çanakkale dâhil olmak üzere, Ege ve Akdeniz kıyılarına hücum etmiş gibi ruhsat almak üzere sırada beklediklerini biliyorum. Ancak zeytin ve zeytini koruma yasasından kaynaklanan bu maddelerden dolayı da bize Türkiye içinde faydası olmayan ve dışarıdan ithal edilen kömürlerin kirliliği ve enerjiyi de ithal olarak gören böyle bir yatırımın bu yasayla birlikte delinmeye başlayacağının çok net gördüğümü söyleyebilirim. Onun için, çok dikkat etmemiz gereken bir yasayı, değişikliği, ana komisyon olan, Bakanlığın özellikle kendisinin sorumluluk almadığı, kendi yetkisinde ve tarımla ilgili olan, vatandaşın sorumluluğunu taşıdığı asıl Bakanlık olan Tarım Bakanlığının kendi yasasını koruması gerekirken halkının zeytinliğini Enerji Bakanlığa değiştirmek üzere veriyor. Dünyada böyle bir hükûmet yönetme biçimi olmamıştır ve olamaz da. Yani Tarım Bakanlığı kendi çiftçisini, kendi üreticisini korumayan Anayasa’sını Enerji Bakanlığı delsin diye kendi sorumluluğunu üzerine almamak kaydıyla, Hükûmet adına Parlamentoda kendi asli görevi olan kanunun, Anayasa’nın, İç Tüzük’ün verdiği, özellikle Parlamentonun çalışma prensibinde ihtisas komisyonu olan ana komisyonuna vermiyor ve ihtisas komisyonu olmayan ve özellikle de Enerji Bakanlığına kendi yasasını delmesi yönünde, şirketlere vermesi yönünde bir kapı aralıyor. Bu, kabul edilebilir bir şey değildir. Bunu kimseye anlatamazsınız. Bu, Türkiye’de kendi insanımızın, tarımın, özellikle gelecek kuşaklarımız… Bir termik santralin ömrü yirmi yıldır ama bir zeytin ağacının, arsız ve her şeyi makbul olan ağacın bile yakacak olan ve hiçbir şekilde, üretilen ve ekonomiye hiçbir şekilde katkısı olmayan yaprağı dahi değerlendirilen bir ağacın ömrü en az yüz yıldır ve böylesi bir anlayışı içerisinde yirmi yıllık bir santralin buradaki gelecek kuşaklarda ve özellikle de ekolojik dengenin iki yüzle üç yüz yıl sonra geri dönüşeceğine bakarsanız, burada doğru karar vermemiş olursunuz. Bu ülkeye yazık etmeyiniz, bu ülkede yaşayan insanların zeytinliklerine ve doğa katliamına müsaade etmeyiniz” şeklinde konuştu.
 
“Ana komisyonda görüşülsün”
Atılacak her yanlış adımın ve imzanın ülkenin gelecek kuşaklarına ve zeytinciliğine yapılacak en büyük darbe olacağını kaydeden Sarıbaş şu şekilde konuştu: “Ekonomiye katkısı olan insanlara, devletin teşvik verdiği bu kanuna bu hâliyle bakarsanız, artık Türkiye’de zeytini koruma yasası diye bir yasa kalmıyor. 25 dönüm tek tapusu olmayan hiç kimse zeytinlik hâline gelemez ve itiraz hakkı yoktur. Bunun dışında, orada A, B, C diye sayılan elektrik… Kamu yararı sağlayan bunların 9 kişilik komisyon içerisinde 7 tanesi Hükûmet, vali başkanlığında kurulacak, Bakanlık yetkisini verirse kurulacaklarının içerisinde 7 tanesi devletin, Hükûmetin ve gönderdiği bürokratlardır; 2 tane sivil toplum örgütü vardır. Ancak, bu sivil toplum örgütünün de hangileri olacağı belli değildir. Bunların içerisinde kendine yakın ya da görüşlerine yakın sivil toplum örgütleri seçilebilir. Maddede öyle bir açıklık da yok. Onun için, bu 2 maddeyi birleştirdiğimizde, Türkiye’de zeytin ve zeytini korumanın hiçbir şekilde, bu yasa geçtiğinde, korumanın altında olmayacağını özellikle belirtmek istiyorum. Artık bundan sonra zeytinin tahribatı ve her türlü yatırımın zeytinlikler içerisinde, villalar da dâhil olmak üzere, altın madenleri dâhil olmak üzere, termik santralleri de, yurt dışından ithal edilecek kömürler de dâhil olmak üzere bütün madenlerin ve özellikle zeytinin Türkiye’deki yetiştirme tarzına baktığımız partiküller ve havanın kirlenmesinde hassas olan bu zeytinin de diğer çevresel etkilerle 50 kilometre çapı içerisinde kirlenerek büyümesine ve yetişmesine engel olacağını bilimsel olarak bildiğimize göre de artık bu bölgelerde, Akdeniz’den, Güneydoğu’dan başlayarak taa İstanbul’un çevresi, Yalova’nın sonuna kadar olan bir bölgede zeytinin yetişme şansı kalmayacaktır. Çünkü termik santral suyla beslenir, çünkü ithal kömür deniz kenarından güzel koylarla gelir, çünkü buradaki ucuz kömürle birlikte oradaki ülkelerin kömürleri satılacaktır ama benim ülkemdeki zeytin ve insanın… Kendi ülkemize de pisliğini bırakarak, oradaki insanlara kömürle birlikte zeytin ağacının yok olmasının önünü açacağız. Lütfen konuya siyasal amaçla bakmayınız, lütfen bütün milletvekili arkadaşlarımın hepsinin çok duyarlı olmalarını istiyorum. Buradaki atacağımız her yanlış adım ve imza ülkemizin gelecek kuşaklarına ve zeytinciliğine yapılacak en büyük darbe olacaktır. Balıkesir eski milletvekili Rahmetli Melih Pabuçcuoğlu’nu sizlerin huzurunda rahmetle anmak istiyorum. O uzun yıllar burada bu yasanın çıkması yönünde milletvekili olarak çok uzun bir uğraş vermiştir. Melih Pabuçcuoğlu’nun bu uzun uğraşları sonucunda, yasanın çıkarılmasını başararak, tarihe de imza atmıştır. Bütün zeytinciler ve tüm çiftçiler Melih Pabuçcuoğlu’nu gerçekten bu anlamda da yâd ediyorlar. Lütfen, ana Komisyonda görüşülsün, Enerji Bakanlığı bize zeytinciliği anlatmasın, bize Tarım Bakanlığı zeytinciliği anlatsın. Tarım Bakanlığı kendi halkına… Tasarı Hükûmetinse, Hükûmet kendi komisyonuna, kendi çiftçisine sahip çıkarak, tasarının buraya göndermesini sağlamalıdır. Yoksa Tarım Bakanlığına ben şu soruyu sorarım: Hükûmet de Tarım Bakanlığını kaldırmalı mıdır, Enerji Bakanlığı eşittir Tarım Bakanlığı sonucu çıkar ki bu durumun Ülkemizde hiç de hoş karşılanmayacağını belirtmek isterim. Bu tasarının mutlaka geri çekilmesini ya da kendi asli Komisyonunda görüşülmesini talep ediyorum.”
Paylaş