Sarıbaş, “Rektör önce bilim adamı olmalı”

2012 yılında yaşama veda eden Yrd. Doç. Dr. Güran Yahyaoğlu`nun hasta iken soruşturma ve tutanaklara maruz kaldığı gerekçesi ile açtığı, ancak sonucunu göremeden hayatını kaybettiği davanın duruşması Çanakkale`de görüldü. 12 Kasım`a ertelenen dava ile ilgili açıklamaların hedefi ise Rektör Laçiner oldu. Prof. Dr. Telat Koç, “Üniversitemizde neler oluyor” derken, CHP`li Sarıbaş, “Rektör başarısızdır, bu üniversiteye yakışmıyor, gereği yapılmalıdır” şeklinde konuştu.

911

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde görevli iken ilik kanserine yakalanan 48 yaşındaki Yrd. Doç. Dr. Güran Yahyaoğlu ölmeden önce açtığı davanın duruşması dün gerçekleştirildi. İlik kanserine yakalanan Yahyaoğlu`nun mazeretsiz işe gelmediği gerekçesiyle istifa etmiş sayılmasının ardından başlattığı hukuk mücadelesi devam ediyor. Yahyaoğlu artık hayatta olmasa bile, ailesi ve Çanakkale kamuoyu bu davaya sahip çıkıyor. Dün Çanakkale Adliyesi Ağır Ceza Mahkemesi`nde görülen davaya sanıkların katılmaması dikkat çekerken, dava eksikliklerin giderilmesi için 12 Kasım tarihine ertelendi. İçeride dava görülürken dışarıda da CHP Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, CHP`li Belediye Meclis üyesi Av. Muharrem Erkek, Tüm Bel-Sen Şube Başkanı Zeki Önder ve Eğitim-Sen Şube Başkanı Prof. Dr. Telat Koç ile çok sayıda vatandaş davayı takip etti.

 
“Ünivresitede neler oluyor?”

Eğitim-Sen Şube Başkanı Prof. Dr. Telat Koç, dava sırasında adliye önündeki Mümtaz Pirinççiler Meydanı`nda yaptığı açıklamasında ÇOMÜ`de ilginç gelişmeler olduğunu ifade etti. Koç, açıklamasında “Bugün burada sorulacak en önemli soru; üniversitemizde neler oluyor? Üniversitelerin, toplumun önünde önder rolde olması gerekiyor. Bu önerliğini yapmadığı zaman ise üniversite üniversitelikten  çıkıyor. Bu kapsamda bakınca ÇOMÜ’de çok ilginç şeyler olduğunu görüyoruz. Maalesef geçen yıl Güran Yahyaoğlu hocamızı kaybettik. Olayın ilginç boyutunu hepimiz biliyoruz. Yahyaoğlu hocamız, bir yandan Ankara’da kanserle uğraşırken bir yandan da üniversiteden uzaklaştırılması, işten çıkarılması konusuyla mücadele ediyordu. Savcılık tarafından yapılan soruşturma başvurusu sonrasında, üniversite rektörlüğü hiçbir işlem yapmadı. Soruşturmacılar hakkında hiç bir şey yapmayan üniversite, bir anlamda kendi verdikleri cezayı da onaylamış oldu. Yahyaoğlu’nun avukatı konuyu üst yargıya taşıdı.  Ve dosyada, usulsüzlükler ile sahte evrak hazırlamalar gibi bir takım önemli sorunlar tespit edildi. Bugün Ağır Ceza Mahkemesi`nde konu gündeme geldi. Artık bu iş yargının konusu, tüm duyarlı kişiler olarak biz süreci izlemeye devam edeceğiz. Fakat buradan seslenmek istiyorum, Üniversite artık gerçek anlamda üniversite olacak mı?” dedi.

“ÇOMÜ bu hukuksuzluğun arkasında nasıl durur?”

“Bilindiği gibi üniversiteler hukukun egemen olduğu, hakların genişletildiği, düşünce özgürlüğünün olduğu ve hatta genişletildiği yerler olmalıdır” diyen Koç, açıklamasında şu ifadeleri kullandı; “Özetle ifade etmek gerekirse üniversiteler kavramsal olarak toplumun önünde onun geleceğini sorgulayıcı akıl ve bilimsel veri ile aydınlatan kurumlar olmalıdır. Üniversiteler bunu gerçekleştiremediğinde varlık gerekçesine ters davranmış olur. Bütün bu evrensel gerçeklerden hareketle Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’ni (ÇOMÜ) sorgulanmak bir bileşeni olarak temel görevimizdir. Konuya bu açıdan baktığımızda ilginç örnekler ile karşılaşmaktayız. Değerli basın emekçileri ve Çanakkale halkı ile paylaştığımız konuyla ilgili olarak asıl sorulması gereken soru nasıl olurda ÇOMÜ Rektörlüğü böylesi bir hukuksuzluğun arkasında durur. ÇOMÜ Rektörlüğü’nün öncelikli görevi ÇOMÜ’de hukukun egemenliğini sağlayarak bütün çalışanlarına huzurlu ve sağlıklı bir çalışma ortamı sağlamak değil midir? ÇOMÜ Rektörlüğü’nün çalışanların sağlığı, huzuru ve mutluluğundan hareketle halkımızın ve insanlığın sağlık, huzur ve mutluluğuna katkı sunmaktan başka ne gibi amacı olabilir? Bütün bu yaptıklarından hareketle ÇOMÜ üniversite olabildiğini iddia edebilir mi? Çanakkale Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) olarak bunları soruyor ve ÇOMÜ Rektörlüğünden bir an önce yanıt istiyoruz. ÇOMÜ Rektörlüğü hukuk ve insan haklarını ne zaman tanıyacak?”

 
Bu nasıl başarı?

CHP Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş ise açıklamasında ÇOMÜ`nün ilk 50 üniversite içinde yer alamadığını ifade ederek, bu durumun ÇOMÜ rektörlüğü tarafından açıklanması gerektiğini ifade etti. Sarıbaş, “Bu mahkemeyi CHP milletvekili olarak izlemek için buradayım. Çanakkale, ÇOMÜ`deki sayın rektörün göreve seçilmesi ile birlikte Türkiye`nin gündemine oturdu. Gündeme gelmesi Çanakkale halkı için olumlu yönde gelişmedi. ÇOMÜ, çağdaş, demokratik bir bilim yuvası olması noktasında hızla ilerlerken, bu dönem içinde yayınlanan ilk 50 ünivresite içinde maalesef yerini alamadı. ÇOMÜ`nün bu durumu açıklamasını istiyoruz. Neden böyle bir başarı göstergesine sahip olamadıklarını kamuoyu ile paylaşmalıdırlar. Biliyoruz ki üniversite sadece inşaat yapmak değildir, üniversite, sadece çiçek-böceği bahçesine dikmek değildir. Üniversite inşaat yapmanın dışında genç beyinlerin ve bilim adamlarının araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin yapıldığı, bilim insanı yetiştiren bir kurumdur” dedi.

“Hocalarımızın hepsini kaybettik”

“Dünya artık bilim ve tekneloji ile gelişiyor” diyen Sarıbaş, “Böyle bir zamanda, böyle bir yaklaşım içindeki dünyada hala bizler geriye doğru giderek, bugün üniversite içinde gelir gelmez tüm bilim adamlarının gitmesi sağlayan, tarifi olmayan, adrese dayalı bir şekilde eleman alınması düşündürücüdür. Yıllırdır tıp fakültesi hızlı bir şekilde ilerlerken, iyi bir kadro oluşmaya başlarken, ilk altı ay içinde bu hocalarımızın da hepsini kaybettik. Kimisi yurtdışına gitti, kimisi başka yerlere. Özgür bir ortamı olmayan, baskının hakim olduğu bir yerde hiçbir zaman güzel sanatlar da bilim insanları da gelişmez. Ne kadar özgür ve demokratik bir ortam olursa orada bilim adamı yetişir” şeklinde konuştu.

“Gaddarca bir yaklaşım”

Sarıbaş, “İnsanın ölümle pençeleştiği bir dönemde, tamamen farklı bir yaşam tarzına sahip olması, farklı bir dünya görüşüne sahip olması gibi nedenlerle üniversiteden atılması, bu dava ile ilgili bir sürü olumsuz şeyin yaşanması, belgelerin değiştirilmesi ve sahtekarlığa kadar gidebilecek bir durumun olması üzücüdür. O insanın hasta yatağında can çekiştiği bir dönemde işten atılması kadar gaddarca ve zulüm ve bir yaklaşım tarzını bilim yuvasında görmek üzüntü vericidir” dedi.

“Rektörle ilgili dosyaları paylaşmaya devam edeceğiz”

Sarıbaş, üniversitede açılan davaların çok fazla olduğunu ifade ederek, rektör Laçiner ile ilgili dosyaları kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceklerini ifade etti. Sarıbaş “CHP olarak, CHP`nin bir milletvekili olarak biz, nerede bir insan haksızlığa uğramışsa, nerede demokrasi çiğnenmişse, orada oluyoruz, olmaya da devam edeceğiz. Benim burada bulunma nedenim, bu mahkemeyi izleyerek, burada alınacak kararlara yönelik izlenimlerini rapor haline getirip, bunu takipçisi olmaktır. Sonuna kadar da takip edeceğim. Çünkü burada bir bireyin değil, tüm insanların, hepimizin başına gelebilecek örnek bir olay var. bu olayın takip edilmesi gerekiyor. Bu olayın sonuna kadar takip edilmesi Çanakkale adına, üniversitemiz adına, gençlerimiz adına bir sorumluluktur. 240`tan açılan bu davanın farklı boyutlara gelmesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü gidişat o yönde. Adalet mülkün temelidir ve inşallah adalet bizleri yanıltmaz. Ünivresitede açılan davalar çok olduğu için rektör ile ilgili olarak tuttuğumuz dosyaları kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceğiz” dedi.

“Laçiner, ÇOMÜ`ye yakışmıyor”

Sarıbaş, Laçiner`in başarısız olduğunu ifade ederek gereğinin yapılması gerektiğini vurguladı. Sarıbaş, “Şunu söylüyorum; rektör, sadece basında yer almaktansa önce üniversitesine sahip çıksın, önce bilim adamı olsun. Şunu söylemesin; `Ben çok iyiyim, üniversitem çok gelişiyor` demesin. İki yıl içinde bu kadar hızlı bir düşüş sağlıyorsa şapkasını önüne koyup düşünmelidir. Bence rektör başarısızdır, bu üniversiteye yakışmıyor, gereği yapılmalıdır” dedi.

 

Paylaş