Sarıbaş’tan Laçiner’e yaylım ateşi

CHP Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş, TBMM’de yaptığı basın toplantısında ÇOMÜ Rektörü Sedat Laçiner’i eleştiri yağmuruna tuttu. Laçiner’in rektör olarak atanmasından itibaren gelişen olayları irdeleyen Sarıbaş; “Sayın rektörümüzü uyarıyor, sağduyulu olmaya, aklını başına toplamaya çağırıyorum. Ucuz politikalarla kahramanlık yapmaya çalışmasın, halkımızı birbirine düşürerek barışın kenti Çanakkale’mizin huzurunu bozmasın. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin kurumsallaşması yönündeki asli görevini hakkıyla yerine getirsin. Uzmanlık alanına girmeyen, bilmediği konularda açıklamalarda bulunmaya kalkmasın” dedi.

1080
Laçiner’in göreve başlamasıyla birlikte barışın kenti Çanakkale’de huzur kalmadığına dikkat çeken CHP Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş; “Sayın rektörün Çanakkale’yi germekle görevlendirildiğini düşünmekteyiz. Sayın rektör şunu iyi bilsin ki; Çanakkale aydın ve demokrat yapısı ile buna geçit vermez. Lütfen Çanakkale’yi germeyiniz. Çanakkale şanlı tarihinde olduğu gibi bugün de barışın kentidir. Bundan sonra da barışın kenti olmaya devam edecektir” dedi.
 
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından ÇOMÜ rektörlüğüne atanan Sedat Laçiner’i sert bir dille uyaran Sarıbaş; “Sayın rektörümüzü uyarıyor, sağduyulu olmaya, aklını başına toplama çağırıyorum. ucuz politikalarla kahramanlık yapmaya çalışmasın, halkımızı birbirine düşürerek barışın kenti Çanakkale’mizin huzurunu bozmasın. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin kurumsallaşması yönündeki asli görevini hakkıyla yerine getirsin. Uzmanlık alanına girmeyen, bilmediği konularda açıklamalarda bulunmaya kalkmasın” dedi.
 
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından ÇOMÜ rektörlüğüne atanan Sedat Laçiner’in göreve başlamasıyla birlikte her şeyin tersine döndüğünü belirten CHP Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş; “Cumhuriyet tarihimizin hiç bir döneminde karşılaşmadığımız tehlikeli bir süreçten geçtiğimiz şu günlerde, başta sorumluluk sahibi yöneticilerimiz olmak üzere, duyarlı her yurttaşımızın sorumluğunun gereğini hakkı ile yerine getirmesi zorunludur. Sorumluluğunun gereğini yerine getirmeyenleri görüp de uyarmamak aynı suça ortak olmaktır. Çanakkale üniversitesi bizim göz bebeğimizdir. Bu göz bebeğimiz 15 Mart 2011’e kadar, çok önemli işlere imza atmıştır. Aynı dönemde açılan Anadolu’daki tüm üniversiteler içerisinde en değerli bilim insanlarının, öğretim üyelerinin, kamu çalışanlarının ve öğrencilerin öncelikle tercih ettiği bir üniversiteyken, ne oldu ise 15 mart 2011 tarihinde cumhurbaşkanı tarafından rektörlüğe atanan sayın Sedat Laçiner göreve başladıktan sonra, herşey tersine dönmüştür. Öğretim üyesi olarak, üniversitemize gelişi ile birlikte, hızla ilerleyip çok kısa bir süre içerisinde rektörlük makamına kadar çıkan sayın Laçiner’in bu hızlı çıkışının altında nelerin yattığı bizce soru işaretidir.
 
Sayın rektör göreve başlar başlamaz, gerçekleştirdiği icraatları ile bu göreve geliş amacının ilk işaretlerini vermeye başlamış, öncelikle çalışanlar üzerinde kurduğu baskı ile siyasi görüşleri doğrultusunda kadrolaşmayı başlatarak dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştır. Dekanlardan başlayarak, bölüm başkanları,  daire başkanları, üniversite sekreteri ve odacılara kadar birçok kadroyu değiştirmiştir. Üniversitelerimizin olmazsa olmazı sayılan çağdaş ve özgür üniversite anlayışının dışına çıkarak, liyakat esasını göz önüne almadan, başta öğretim görevlileri olmak üzere, tüm çalışanlar üzerindeki baskıları arttırarak, yerlerini değiştirerek, üniversitedeki çalışma şevkini ve barış ortamını ortadan kaldırarak, çekilmez hale getirmiş,  yasal hakları olan kadroları bilerek ve isteyerek vermemiştir. Sürülen ve yerleri değiştirilen çalışanlar, açtıkları idari davaları kazanmalarına karşın,  düşünebiliyor musunuz? rektör (hukukun üstünlüğünü savunarak örnek olması gerekirken biri) hukuku hiçe sayarak, dava sonuçlarının gereğini yerine getirmemiştir” dedi.
 
“Çanakkale’yi germekle görevlendirildi”
ÇOMÜ Rektörü Sedat Laçiner’in kenti germekle görevlendirildiğini ifade eden Sarıbaş; “Hukuk kurallarının uygulandığı yerlerin başında üniversitelerimiz olması gerekirken, ne yazık ki hukuk ayaklar altına alınmıştır. Özgür ve bağımsız olması gereken üniversitemiz, hukuk tanımaz ve iktidar yandaşı bir kurum haline getirilmiş. bu hali ile çağdaş bir öğretim yuvasından bahsedebilir miyiz? Sayın rektörümüz, her telden çalan ve her konudan anlayan bir yönetici konumunda, televizyon-televizyon gezerek siyasi görüşlerini öne çıkarıp, siyasete yön verme girişimlerinde bulunmaktadır. Çanakkale siyasetine iktidar partisine angaje olmuş birinin anlayışı ile yön vermek üzere görevlendirildiğini düşünmekteyiz. Bir başka deyişle Çanakkale’yi germekle görevlendirildiğini düşünmekteyiz.
 
Sayın rektör şunu iyi bilsin ki; Çanakkale aydın ve demokrat yapısı ile buna geçit vermez. Çanakkale halkını, sivil toplum örgütlerini, kurum ve kuruluşlarını birbirine düşürmeye ve bundan siyasi rant sağlamaya gücü yetmez. Lütfen Çanakkale’yi germeyiniz. Çanakkale şanlı tarihinde olduğu gibi bugün de barışın kentidir. Bundan sonra da barışın kenti olmaya devam edecektir” diye konuştu.
 
“Üniversitemizin içi boşalmaya başlamıştır”
ÇOMÜ Rektörü Sedat Laçiner’in gelişi ile birlikte tıp fakültesi dahil olmak üzere tüm fakültelerde görev yapan öğretim kadrosunun yanı sıra bilim insanlarının baskılara dayanamayıp üniversiteden ayrıldığına dikkat çeken Sarıbaş; “Cumhuriyet Halk Partisi olarak, üniversitemizin selameti açısından yönetim hakkında bu güne kadar bir açıklama yapmadık. Ancak bugün tıp fakültesi de dâhil diğer tüm fakültelerdeki çok değerli öğretim kadromuz, bilim insanlarımız baskılara dayanamayıp üniversitemizden ayrılmış ve üniversitemizin içi boşalmaya başlamıştır. Bu hususu özellikle dikkatlerinize sunmak isterim.
 
Üniversitede yapılması gereken hizmet alım ihalesi yapılmayarak, sorumluluğu da sendikaya yüklenmeye çalışılmıştır. Halbuki gerçek şudur. Yapılan değişiklikler ile alınan kadroların bilgisizliği ve deneyimsizliği sonucu ihale yapılamamıştır. Beceriksizliklerinin faturasını sendikaya yıkmaya çalışmışlardır. Bu ihalenin yapılamamasının hukuken sorumlusu sayın rektördür.
 
Sayın rektörün son zamanlarda basınımızda da yer alan ve tüm Türkiye’nin hayret ve endişe ile karşıladığı gaflarını saymakla bitiremeyiz. 27 Aralık 2011 tarihinde TRT’de yayınlanan açı programında sarf ettiği “Bir İnsanın Şii olması Hıristiyan olmasından kötüdür” sözleriyle vatandaşlarımızın dini inançlarına dil uzatmıştır. Bu anlayış yenilir yutulur bir şey değildir.  Rektörlük makamında bulunan sorumluluk sahibi bir kişiden barış ve kardeşlik tohumları ekmesi beklenirken, ne yazık ki halkımızın dini duyguları ile oynayarak, kin ve düşmanlık tohumları ekmiştir.  Bu son derece yanlış ve tehlikeli bir oyundur. Bu tür açıklamalar halkımızı inciten, mezhep çatışmasını körükleyen açıklamalardır.
 
Sayın rektör, gerçek mesleği ile hiç ilgisi olmayan alanlarda, yer bilimi ( jeofizik, jeoloji mühendisliği vb.), şehir plancısı, mimarlık ve inşaat mühendisliği gibi bilim dallarını ilgilendiren konularda da ahkâm keserek, (doğru olmamasına karşın) Çanakkale’deki binaların ve kentin tümünün çürük yapıda olduğunu ve ilk depremde yıkılacağını ifade etmiştir. Hatta daha da ileri giderek “keşke her yıl deprem olsa da, biz öğrene öğrene bu işin idealini almış olsak” diyerek halkımızı korkutmuş ve telaşa düşürmüştür.
 
Sayın rektörün anayasa değişikliği konusunda sarf ettigi “hatta bu günlerde anayasayı mutabakatla hazırlayalım diye bir çaba var. Ben buna tamamen karşıyım. Türkler,  mutabakatla yaptığı işlerin hepsinin yanlış olduğunu gördü, anayasada mutabakatla çıkarsa yandık. Birilerinin çıkıp bize rağmen bir şeyler yapması gerekir” sözleri ile diktatörlük özlemini açığa vurmuştur.  Böyle bir düşüncede olan bir zatın bir bilim yuvasının başında olması son derece tehlikeli olup, oturduğu koltukta bir saniye bile kalmaması gerekir.  Ne yazık ki Çanakkale’nin imajını da kamuoyunda zedelemektedir” şeklinde konuştu.
 
“Rektör sayesinde Çanakkale’mizde huzur kalmamıştır”
Laçiner’in Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’ne atandıktan sonra,  ne üniversitede ne de barışın kenti Çanakkale’de huzur kalmadığını kaydeden Sarıbaş şu şekilde konuştu: “Ulu orta her yerde,  bilip bilmediği her konuda ahkâm kesen,  halkımızın dini inançları ile oynayıp kin ve düşmanlık tohumları eken, korku ve telaşa düşüren birinin, üniversitemizin başında kalmasına asla razı olmayacaktır. Çanakale’mizin çağdaş demokrat ve aydın yapısı, kurum ve kuruluşlarıyla tek yürek olup bu gidişe dur diyecektir. Sayın rektörümüzü uyarıyor, sağduyulu olmaya,  aklını başına toplama çağırıyorum. ucuz politikalarla kahramanlık yapmaya çalışmasın, halkımızı birbirine düşürerek barışın kenti Çanakkale’mizin huzurunu bozmasın. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin kurumsallaşması yönündeki asli görevini hakkıyla yerine getirsin. Uzmanlık alanına girmeyen, bilmediği konularda açıklamalarda bulunmaya kalkmasın.”
Paylaş