Samimiyet
Ülkemizin en önemli sorunlarından biri samimiyet sorunu.
Yaşamın bütün alanları için geçerli
Demokrasiden siyasete, sanattan kültüre samimi olmanın gerektirdiği son derece basit gereklilikleri yerine getirebilsek birçok şeyi aşmış olacağız.
Nasıl mı?
Söylediklerimizi, hayata geçirerek.
Söylemin başka, icraatın başka olduğu her türlü gelişme bizi ciddi krizlere götürmekte.
Yaşanmış basit bir olay bazında irdeleyelim…
Bu ülkede sözde özgürlükler; gösteri ve toplantı yapma özgürlüğü var değil mi?
Hepimiz öyle biliyoruz…
Bakın gerçekleşmeler nasıl oluyor.
Yasal Nevruz kutlamalarına katılan 6 kişi hakkında soruşturma açılıyor.
Gerekçe bir hiç, arka planında yıldırma ve sindirme…
Yasal tertip komitesi bu etkinliğin düzenlenmesi için izin alıyor, vatandaşlar bu etkinliğe katılıyor.
Hatta ; son derece güzel ve önemli bir kardeşliğin ilk adımı oluyor bu kutlamalar.
Çanakkale Belediyesi ve Diyarbakır Sur Belediyesi kardeşlik protokolünü bu etkinlik ile zenginleştiriyor.
Belediye başkanları bu etkinliğe katılıyor yüzlerce insan bu güzel gelişme ve Nevruz ile birlikte bir ortaklaşma duygusunun sevincini yaşıyor
Sonra garip bir şekilde bu etkinliğe katılan 6 kişi için soruşturma açılıyor.
Nerde kaldı samimiyet?
Nerde kaldı demokrasi ve özgürlükler adına sarf edilen güzel sözler?
Bu gerçekten kabul edilemez.
Huzur ve barışın güzel atmosferi maalesef böylesi uygulamalar ile yok edilmektedir.
Nevruz kutlanmış, insanlar kendi duygu dünyalarının coşkularını yaşamışlar.
Hiçbir olay, olumsuzluk, olmamış
Geçen zamana rağmen şimdi soruşturma açılıyorsa; burada ne samimiyet ne de iyi niyet vardır.
Bunun tek bir açıklaması vardır; “çatışma kültürü her daim olmalıdır”.
Yaşadığımız bunca acıların olumsuzlukların nedeni bu zalim yaklaşımdır.
Bu konunun anlaşılması için öyle çok derin analize ihtiyaç yoktur.
Şöyle bir düşünün;
İnsanlar Nevruz geleneğine uygun olarak yetkili makamların izinleri ile bir kutlama yapmışlar.
Sonra gerekçesi belli olmayan nedenler ile bir soruşturmaya tabi olmuşlar.
Bu bir provokasyondur.
Barışa kardeşliğe karşı yapılan provokasyondur.
Çanakkale’nin insancıl, barışsever insanlarının barış için attığı ve tüm Türkiye’ye örnek olacak girişimlerinin engellenmesidir.
Çanakkaleliler, dostluktan, barıştan özgürlüklerden, yana sürdürdüğünüz tercihlerinizi böylesi provokasyonlara karşı koruyun.
Bu konuya sahip çıkan Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) yapmış olduğu adliye önündeki basın açıklamasına katıldım.
Bir kez daha demokrasi ve özgürlükler adına bir acı yaşadım.
Basın açıklamasını yapan vatandaşlar açıklamanın yapacağı yer konusunda güvenlik görevlileri ile bir kez daha bir polemik yaşadılar.
Polemik aynen şöyle idi:
Açıklama yapacak vatandaşlar;
“Karşıya geç diyorsun, oraya geçsek trafiği kapattın diyecek yine karşı çıkacaksın”
Emniyet görevlisi:
“Ben öyle diyorsam öyledir, yerine getirmez iseniz hakkınızda soruşturma açılacaktır”
İşte benim ülkemin demokrasisi...
Hepimize hayırlı olsun…