havadurum

Salı Çanakkale’yi salladı!

Dün Çanakkale en hareketli günlerinden birisini yaşadı. Öğlen saatlerinde başlayan basın açıklamaları bir biri ardına geldi. Önce Vali Tuna, ardından Çevre Platformu ve ÇTSO Yönetim Kurulu ardı ardına basınla buluştu. Ana gündem maddesi ise ‘Çevre’ydi.

1490
Vali Tuna 11.30 konuştu...
Aylık değerlendirme toplantısı için gazetecilerin karşısına geçen Vali Güngör Azim Tuna, Çanakkale’de son günlerde yaşanan olayları değerlendirdi. Polisin toplumsal olaylarda biber gazı kullanmasına, ‘gerekirse sınırlama’ getiririz diyen Vali Tuna, Çevrecilerin ÇED toplantılarında takındığı tavrı ise eleştirdi. Halkın soru sorma ve bilgi edinme hakkına kimsenin engel olmaması gerektiğini belirten Vali Tuna, çevrecilerin çizmeyi aşmamasını istedi. Ve dünkü toplantının ardından, yeni devraldıkları Çanakkale Huzurevine’de baskın ziyareti gerçekleştirdi.
 
‘Siz Kimsiniz’ e yanıt 12.30’da geldi...
Yat Limanı ÇED toplantısında çıkan ‘siz kimsiniz!’ tartışması dün de devam etti. Kendilerine ‘siz kimsiniz’ diyen Kemal Karakaş’ı ve ÇTSO yönetimini ‘özür dilemeye çağıran Çevre Platformu üyelerinin toplantı mekanı ise ilginçti. Kurulması düşünülen yat limanında basının karşısına geçen çevreciler, Çanakkale’nin barış kenti olduğunu dile getirdiler. Bunun için özür beklediklerini de basın yoluyla kamuoyuna bir kez daha açıkladılar.
 
ÇTSO’dan madde madde açıklama saat 14’de başladı...
ÇTSO yönetimi ise kendi binasında basınla bir araya geldi. Çevre Platformu üyelerinin maddeler halinde sunduğu karşı duruşu, ÇTSO Başkanı Bülend Engin madde madde cevap verdi. Yat Limanı konusunun işleyen yasal bir süreç olduğunun altını çizen Başkan Engin, yasalar çerçevesinde Çanakkale’nin bu işi yapacağını söyledi. Bu arada ÇTSO’nun başlattığı imza kampanyasında sayının 12 bine yaklaştığı da ortaya çıktı.
 
“Siz kimsiniz” tartışmalarının odağındaki isim Tufan’dan Jet cevap
Yat Limanı Projesi Bilgilendirme toplantısında görüşlerini açıklayınca “siz kimsiniz” tepkisi ile karşılaşan ÇOMÜ Öğretim üyesi Doç Dr.Ekrem Tufan ÇTSO tarafından yapılan basın toplantısında kendisi hakkında yapılan değerlendirmelere yazılı bir cevap verdi; “Benim için kral çıplaksa, çıplaktır” şeklinde bir açıklama yaptı.
 
 
Vali Tuna gazetecilerle buluştu
Valilik binasında gerçekleşen bilgilendirme toplantısında konuşan Vali Güngör Azim Tuna, Çanakkale`nin marka kent olması yönündeki çalışmaların devam ettiğini, bunu tanıtmak için düzenlenen fuarlara katıldıklarını söyledi. Tuna, Çanakkale Savaşları`nın 100. yılı ile ilgili 2015 Ajansı`nın kurulması çalışmalarının da sürdüğünü bildirdi.
 
Tuna, Ağadere mevkisine yapılması düşünülen panoramik müze konusunda şu anda ortada başlatılmış bir şey olmadığını, yeriyle ilgili değişik görüşlerin bulunduğunu ifade ederek, müzenin Ağadere`ye yapılmasının planlandığını kaydetti. Müzenin yeri konusunda farklı eleştirilerin bulunduğunu dile getiren Tuna; “Şu konuda hassasız. Kimse şehit kabirlerinin, kemiklerinin olduğu bir mekan üzerine böyle bir bina yapılmasını istemez. Daha müsait ve uygun varsa bir yer, o arazide belki onun üzerine konuşlandırılabilir. Belki yakınlarına da o şehitlerin anısına ziyaret yeri, bir şehitlik yapılması uygun olur. İkisi beraber de olabilir ama bu tamamen temenni. Özel şahısların yapacağı bir yatırım olacağı için bu konuda ne ne desek, tam kesin olmaz diye düşünüyorum” dedi.
 
 
Vali’den gözdağı
Vali Güngör Azim Tuna, düzenlediği toplantıda hem çevrecilere hem de Halkevcilere gözdağı verdi.
Vali Güngör Azim Tuna, Kazdağı ve çevresinde altın madeni işletmecilerinin bilgilendirme toplantılarına karşı çıkan çevrecileri uyardı. Basın mensuplarıyla bir araya gelerek bazı değerlendirmelerde bulunan Vali Güngör Azim Tuna, son günlerde altın madeni işletmecilerinin halkı bilgilendirmek amacıyla düzenlediği toplantılara artan tepkilerin dozajının aşırıya kaçmasını eleştirdi.
 
Çanakkale bölgesinde altın madeni işletmecilerinin bilgilendirme toplantılarına gösterilerin tepkilerin dozajının aşırıya kaçtığını belirten Vali Tuna; “Şuna saygılı olmak lazım; burada Çevre Platformu adı altında onu protesto edenler tabi ki demokratik haklarını kullanıyorlar. Buna diyecek bir şey yok. Ama bence işin dozajı biraz aşırıya kaçıyor. Yani insanların kendilerini savunmalarına bile fırsat vermeyecek şekilde bir baskı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu yanlış. `A` şirketi, `B` şirketi kimin olduğu önemli değil. Vatandaşı bilgilendirme toplantısı yasal olarak, göreviniz ve hükümlülüğünüz, yapacaksınız. O mekanda yapmasına fırsat tanımayacak şekilde köylüler üzerine baskı, toplantının yapılacağı mekanı açtırmayacak raddeye varan bir baskı, bu kabul edilemez. Siz insanların kendilerini ifade etmelerine engel koyamazsınız. Böyle bir demokrasi olmaz. Yanlış bir iş olabilir. Ama yanlış da olsa doğru da olsa herkes kendisini anlatabilme hakkına sahipse, bunu görmek ve taktir etmek lazım. Burada ben biraz işin dozajının kaçırıldığını düşünüyorum” dedi.
 
“Buna izin vermeyiz”
Altın madeni işletmecilerinin bilgilendirme toplantılarına karşı çeşitli tepkilerin gösterildiğine dikkat çeken Vali Tuna; Bayramiç ilçesinin bir köyünde kalabalık bir grubun köy meydanına kadar geldiğini anımsattı. Herkesin hakkına saygılı olunması gerektiğini kaydeden Vali Tuna; “O toplantının yapılacağı mekanı kimse açmaya da cesaret edemedi, kimse gelip toplantıya katılmaya da cesaret edemedi. Çünkü fiili olmasa da sözlü baskıyı insanlar göğüsleyemediler. Bu ne demek, mahalle baskısından öte bir şey. Bu noktaya kadar götürmek yanlış. Herkesin hakkına saygılı olacağız, kimsenin demokratik hakkını yerine getirmekten alıkoyamayız. Biz bu konuda gerekli tedbirleri alırız. Bu konuda herkesi duyarlı olmaya davet ediyorum. Protestolarını herkes yapabilir, ama diğerlerinin hakkını, görevini yükümlülüğünü engel olacak şekilde değil. Buna izin vermeyiz” diye konuştu.
 
Tuna; “İnsanları rahatsız ederseniz. Buna `dur` deriz”
Çanakkale’de son olarak Halkevinin düzenlediği yürüyüşte çıkan olaylara değinen Vali Tuna; kent merkezinde bazı protesto gösterileri olduğunu söyledi. Tuna sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Burada azınlık bir grup, `azınlık olması önemli değil, kendilerini ifade etsinler, zaten ediyorlar` basın açıklamalarına bir şey demiyoruz. Ama siz insanların en yoğun bir şekilde bulunduğu, ticaretin çok hareketli olduğu bir alanı işgal edip, burada ne iş yeri sahiplerini ne de vatandaşları huzursuz edemezsiniz. Can ve mal emniyetini bizim düşünmemiz lazım. Onları huzursuz etmeden uygun yerlerde gidip basın açıklamanızı yaparsınız. Ama bunu Toplantı Gösteri Yürüyüşleri Mevzuatına aykırı bir şekilde, aşırıya götürerek protesto gösterilerini yaparsanız, insanları rahatsız ve rencide ederseniz. Buna tabi ki `dur` deriz. Güvenlik kuvvetlerimiz bu konuda gerekeni yapar. Bunun bu şekilde bilinmesi lazım.”
 
Vali Tuna huzurevini inceledi
Vali Güngör Azim Tuna, beraberindeki heyet ile birlikte ÇAKADER Daniş Acar Huzurevine baskın yaptı.
 
 
 
Çanakkale’de geçtiğimiz yıl Aralık ayında Vali Güngör Azim Tuna başkanlığında yapılan protokol ile ÇAKADER Daniş Acar Huzurevi, Terzioğlu Vakfı’na devredilmişti. Protokolün ardından sık sık huzurevine giderek yaşlılar ile bir araya gelen Vali Tuna, yanındaki heyet ile birlikte dün gittiği huzurevinde bazı denetimlerde bulundu. İlk olarak yaşlılar ile sohbet eden Vali Tuna, daha sonra huzurevinin mutfağını inceledi. Mutfakta bulunan eşyalardan tut, huzurevinin her odasını tek tek inceleyen Vali Tuna, mutfakta bulunan taze ekmeklerin çöpe atıldığını görünce şok oldu. Taze ekmeklerin çöpe atılması nedeniyle huzurevi personelini uyaran  Vali Tuna, ekmeklerin çöpe atılmasının nedenini sordu. Huzurevinde kalan yaşlılar için gönderilen ekmeklerin çöpe atılması nedeniyle şaşkına dönen Vali Tuna, huzurevinde görevli olan bir personelin ‘Bunlar hayvanlara verilecek’ demesiyle ikinci bir şok yaşadı. Ekmeklerin bayat olmadığını fark eden Vali Tuna, basın mensuplarının önünde bayan personele tepki gösterdi. Ekmeklerin çöpe atan kişinin kim olduğunu soran Vali Tuna daha sonra sinirlenerek mutfaktan ayrıldı.
 
Daha sonra huzurevinde kalan yaşlıları odalarında ziyaret eden Vali Tuna, uzun süre yaşlılarla sohbet ederek huzurevinden ayrıldı. Öte yandan Vali Tuna’ya ziyaret sırasında Terzioğlu Vakfı yöneticileri de eşlik etti.
 
 
“Eksiklikleri gidereceğiz”
Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Vali Tuna, Daniş Acar Huzurevi`ni Terzioğlu Vakfı olarak devraldıklarını söyledi. Huzurevinde bazı eksikliklerin olduğunu belirten Vali Tuna, bu eksikliklerin bir an önce tamamlanacağını söyledi. Vali Tuna; “Huzurevini daha iyi hale getirmek için elimizden geleni yapacağız. Huzurevinde bakım ile ilgili sorun var. Yeterli personel veya kalifiye eleman olmadığından yaşlılarımıza bakımda sıkıntılar yaşanıyor. Burada barınan yaşlılarımızın gıda ve ısınma gibi ihtiyaçlarından çok, yakın ilgiye ihtiyaçları var. Bu konuda da bir eksiklik görünüyor. Eleman eksikliğini en kısa sürede gidereceğiz” dedi. Çanakkalelilere çağrıda da bulunan Vali Tuna, kentte yaşayan vatandaşların huzurevinde kalan yaşlıları ziyaret etmesini istedi.
 
Engin; “Amacımız Çanakkale’den kazanmak değil,
Çanakkale’ye kazandırmak...”
 
 
Çanakkale’nin gündeminde yer alan ÇTSO tarafından yapılması planlanan Yat Limanı Projesi için Mehmet Akif Ersoy tiyatro salonunda düzenlenen bilgilendirme toplantısında yaşananlar ve gelişmeler sonrası Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu üyeleri meclis toplantı salonunda basın toplantısı düzenledi. Toplantıda ÇTSO Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Engin ve çevrecilerin büyük tepkisini çeken Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı i Kemal Karakaş yaptıkları konuşmalarda yaşanan süreci değerlendirdi.
 
ÇTSO Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Engin Yat Limanı projesinin Çanakkale Turizminin gelişiminde önemli bir adım olarak gördüklerini belirtti. Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Karakaş ise “Sadece Odamıza ve Çanakkale için özveriyle hizmet eden arkadaşlarıma “paranın kokusunu alan, 10 tane adam” diye hitap eden şahısa “sen” diye hitap etmeyi yakışıksız buldum. Kendisine “sen kimsin” demek yerine “siz kimsiniz” deme gereği duydum. Bu konuyu bütün samimiyetimle sizlerle ve kamuoyu ile paylaşmakta yarar görüyorum” dedi.
 
 
“Çanakkale’ye kazandırmak istiyoruz”
ÇTSO Yönetim Kurulu Başkanı Başkanı Bülent Engin, yer seçimi yanlış diyenlerin eleştirilerine saygı duyduklarını ancak “Sürece yapıcı katkı sağlanabilmesi için doğru yer önerilerini proje kriterleriyle birlikte ortaya koyarak kamuoyu bilgisine sunmaları gerektiğini düşünüyoruz” dedi. 
 
Yat Limanı projesinin Çanakkale Turizminin gelişiminde önemli bir adım olarak gördüklerini belirten Engin şunları söyledi; “ÇOMÜ Su ürünleri Fakültesi ve Deniz Müzesinden alınan bilgilere göre Mesudiye zırhlısı batığı  40.07.098 N / 026.23.248 E koordinatlarında 12-28 mt su derinliğindedir.Yat Limanı dalgakıran uç noktasına  1700 mt mesafede, karaya ise 2300 mt mesafededir. İddiaların aksine Mesudiye batığının olduğu noktanın Yat Limanı projesi ile hiçbir ilgisi yoktur. Yat Limanı proje alanında İTÜ, Yıldız Teknik Üniversitesi ve denizcilik uzmanı firmalarca birçok çalışma gerçekleştirilmiş olup bunlardan biri de yanal taramalı sonar çalışmasıdır. Yanal taramalı sonar çalışma sonuçlarına göre  proje alanında hiçbir batık cisim mevcut değildir. Ayrıca ÇED sürecinde konuyla ilgili kurumların görüşleri de alınacaktır.
 
ÇTSO  Yönetim Kurulu Çanakkale’nin bütün STK larını önemseyerek her ay bir araya getirmekte, görüş ve önerilerini alarak ortaya çıkan sinerjiyle kentin gelişimine hizmet etmektedir. Yat Limanı Projesinin kentin tüm dinamikleri tarafından tartışılmasını sağlamak için ÇTSO olarak Mehmet Akif Ersoy Tiyatro salonunda 26 Ocak 2012 tarihinde Kent Konseyine proje bilgilendirme sunumu yapılmıştır. ÇED Halkın Katılım toplantısı da Kent Konseyi mutabakatıyla aynı yerde gerçekleştirilmiştir. ÇTSO olarak Çarşı projesini de önümüzdeki günlerde Kent Konseyi bilgisine sunacağız.
 
ÇTSO olarak kentimiz  projelerine Kent Konseyi ile birlikte bütün STK ların fikir ve eleştirileriyle katkı vermesinden mutluluk duyuyoruz. ÇED toplantı sunumunda açıkça belirtildiği üzere yapılacak bütün iş ve işlemlerde çevrenin korunmasına azami özen gösterilecektir. Yat Limanı proje alanında  gerekli ve yeterli su derinliği mevcut olup dip tarama ve derinleştirme işlemi yapılmayacaktır.
 
Biliyoruz ki limanlar, mendirekler aynı zamanda balıkların güvenle barındıkları, yumurtalarını bırakıp üredikleri, denizin ekosistemine katkı sunan deniz yapılarıdır. Dünyanın her yerinde limanlar deniz kıyısında yapılır. Gerek ülkemizde gerekse denize kıyısı olan  bütün dünya ülke anayasalarında buna aykırılık yoktur.
 
Ayrıca bu projenin tüzel kişiliği tamamı kamu yararına faaliyet gösteren Çanakkale Valiliği İl Özel İdaresi, Çanakkale Belediyesi, Hüseyin Akif Terzioğlu Vakfı, GESTAŞ ve ÇTSO ortaklığında oluşacaktır. Projenin kendisi gibi ortakları da kentimize kamu hizmeti veren kurumlardan oluşmaktadır. Yer seçimi için çalışma yapılmadığı iddiaları doğru değildir. Kentimiz sahilinde Nara Burnu, Sarıçay, Kepez Dalyan mevkii, Karanlık Liman ve Barbaros mahallesi incelenerek gerekli kriterlere en uygun bölge olarak Proje alanı belirlenmiştir. Yer seçimi yanlış diyenlerin eleştirilerine saygı duymakla birlikte, sürece yapıcı katkı sağlanabilmesi için doğru yer önerilerini proje kriterleriyle birlikte ortaya koyarak kamuoyu bilgisine sunmaları gerektiğini düşünüyoruz.
 
ÇTSO ve Yönetim Kurulu Üyelerimiz bu projelerin Çanakkale’mize kazandırılması noktasında yürütülen birçok faaliyet, organizasyon, proje, malzeme, hizmet, izin ve araştırma giderlerini  kentimiz geleceğine katkı sunmanın gururuyla gönüllü olarak şahsen karşılamaktadırlar. Defaten belirttiğimiz üzere Çanakkale Yat Limanı projesinin yegane amacı Çanakkale’den kazanmak değil, Çanakkale’ye kazandırmaktır. Bunu anlamak Çanakkale’yi sevmekle mümkündür. Çanakkale Yat Limanı Projesi;  Biga’dan Ezine’ye, Ayvacık’tan Lapseki’ye, Esenlerden Kepeze, Fevzipaşa’dan Barbarosa kadar bütün  Çanakkale’nin ve Çanakkale’lilerin projesidir. Projeye 4 gün içinde 10 binin üstünde imza ile destek veren bütün Çanakkalelilere Odamız ve yönetim kurulumuz adına teşekkür ediyoruz. Ayrıca, projemize eleştirileri ile katkı sunan herkese de teşekkür ediyoruz.”
 
“Hiçbir sivil toplum kuruluşunu hedef almadım”
ÇED Toplantısında söylediği ‘Siz Kimsiniz’ sözleri ile büyük tepki çeken ÇTSO Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Karakaş da salonda bulunan lehte veya aleyhte hiç kimseye karşı olmadığını belirterek; “Daha önce lehte ve aleyhte söz alan hiçbir arkadaşa cevap verme gereğini duymadım. İnancım odur ki yüce önder Atatürk “Başınız nerde dara düşerse başvuracağınız bilim olmalıdır. Bilime başvurmalısınız” der. Ben bunu hayatım boyunca şiar edinmiş bir insanım. Emeğe, bilime sonsuz saygı duyuyorum. Sözlerim bu hassasiyetimin ifadesidir” dedi.
 
Karakaş şunları söyledi; “Çanakkale Yat Limanı ÇED raporu sunumunda bir hocamızın ifadeleri üzerine oturumu yöneten sayın çevre müdürümüz sataşma olduğunu belirterek cevap hakkı için mikrofonu bana uzattı. Ben sayın hocamızın; odamıza, oda yöneticilerine sataştığını gördüm. Bunun üzerine cevap verme gereğini duydum. Konuşmamın bütünlüğünde projeye emek veren bilim adamlarına ve teknik elemanlara teşekkür ediyorum. Güzel bir çalışma ve sunum yaptılar, kendilerini kutluyorum.
 
Ancak o güne kadar kendisini tanımadığım, adını da sonra öğrendiğim sayın doçent doktor Ekrem Tufan’ın; Çanakkale’miz için çok güzel ve çok yararlı olacağına inandığım Yat Limanı projesine hiçbir bilimsel kriter ortaya koymadan, “ben projenin yerine karşıyım” demesini bilimsel etikle bağdaştıramıyorum.  Kendisinin, Oda yöneticilerimiz hakkında “paranın kokusunu almışlar”,   “10 tane adam” sözlerinden sonra, samimiyetle belirteyim ki; kendi şahsım adına  “sen” demeyi kendime yakıştıramadığım için,  “siz kimsiniz diye hitap ettim. Başka bir amacım olmadı. O salonda bulunan lehte veya aleyhte hiç kimseye karşı değilim. Daha önce lehte ve aleyhte söz alan hiçbir arkadaşa cevap verme gereğini duymadım.
 
İnancım odur ki yüce önder Atatürk “Başınız nerde dara düşerse başvuracağınız bilim olmalıdır. Bilime başvurmalısınız” der. Ben bunu hayatım boyunca şiar edinmiş bir insanım. Emeğe, bilime sonsuz saygı duyuyorum. Sözlerim bu hassasiyetimin ifadesidir. Ben bedenimle ruhumla Çanakkaleliyim. Bu şehirde yaşıyorum. Gücümün yettiğince bu şehre bir işadamı, bir müteşebbis olarak yatırımlar yapıyorum. Eserler kazandırıyorum. Okullarımızda okuyan 120 başarılı öğrencimize yılda 714.000 liralık karşılıksız burs veriyoruz.  Ben çağdaşlığı, demokrasiyi, sosyal paylaşımı ve bilimin önerilerini yaşam biçimi olarak yaşayan bir Kemal Karakaş’ım. “Siz kimsiniz” sözleriyle asla hiçbir sivil toplum kuruluşunu hedef almadım. Almayı da düşünmem, düşünemem.  Sadece Odamıza ve Çanakkale için özveriyle hizmet eden arkadaşlarıma “paranın kokusunu alan, 10 tane adam” diye hitap eden şahısa “sen” diye hitap etmeyi yakışıksız buldum. Kendisine “sen kimsin” demek yerine “siz kimsiniz” deme gereği duydum. Bu konuyu bütün samimiyetimle sizlerle ve kamuoyu ile paylaşmakta yarar görüyorum.”
 
“Özür düşünmüyorum”
Toplantıda siz kimsiniz sözlerinden dolayı kendilerini kentli sivil yurttaşlar olarak tanımlayan grubun özür beklediğinin hatırlatılması üzerine ÇTSO Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Engin, “Demokrasi neyse gereğini yerine getireceğiz. Ben bilime dayanarak konuşuyorum. Özür düşünmüyorum. Kimseye saygısızlık yapılmadı. Biz bunun raconunu kesen adamlar değiliz” dedi.
 
“Farklı yer düşünen projesi ile gelsin”
ÇTSO Yönetim Kurulu Üyesi Mert Mildon da sürekli farklı yerlere yat limanı yapılsın önerisinin gündeme geldiğini belirterek, “Karanlık Liman bölgesine yat limanı yapılırsa kimse buraya gelmez. Yat limanları her zaman şehir içerisinde olmalıdır. Bunu biz yaratmadık. Öncelik şehir içerisine gelir. Yer yoksa limanlar şehir dışarısına yapılır” dedi.
 
Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Engin de yat Limanı için en yakın yerin valilik önü olarak belirlendiğini hatırlatarak; “Ama maalesef gerçekleşemedi. Sarıçay’a bakıldı. Orası tabii bir balıkçı barınağı olarak belirlenmiş durumdaydı. Kolin Kepez limanı arasını düşündük ancak bu da yer sorunu nedeniyle gerçekleşmedi. Farklı yerlere de bakıldı. Ancak en uygun yer belirlenen alandır” dedi. Kurvaziyer iskelesi projesinin Yat Limanından daha öncelikli olduğuna inandığını ifade den Bülent Engin; “Kurvaziyer Limanı Çanakkale’ye daha çok gelir getirir. Çanakkale’ye çağ atlatacak projedir” dedi.
 
Sivil yurttaşlar özür bekliyor
Mehmet Akif Ersoy tiyatro salonunda düzenlenen Yat Limanı ÇED halkı bilgilendirme toplantısında ÇTSO yönetim kurulu üyesi Kemal Karakaş’ın ‘Siz Kimsiniz’ sözleri üzerini toplantıyı terk eden Kentli sivil yurttaşlar grubu yat limanının yapıldığı alanda basın açıklaması yaptılar.
 
 
Açıklamada ÇTSO’dan demokrasi için bir özür beklendiği bildirildi. Kentli sivil yurttaşlar tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Biz aşağıda imzası olan kentli sivil yurttaşlar, "Yat Limanı Projesi"yle ilgili görüşlerimizi içeren bir rapor hazırladık ve "halkı bilgilendirme ve görüşlerini alma" toplantısında, raporda imzası olan veya bu raporda belirtilen görüşlere katılan kentliler olarak görüşlerimizi dile getirdik. Ancak, "Yat Limanı" konusundaki farklı görüşlerini ifade edenlere, bizzat, projenin sahibi olan Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası`nın yönetim kurulu üyesi tarafından "Siz Kimsiniz?" denilerek engel oluşturan bir tutum sergilenmiştir. Bu sözün sahibine yöneltilen "sözünüzü geri alın" tepkilerine rağmen, ne yazık ki toplantıda bulunan Oda başkanı ve yöneticilerinden de herhangi bir "ses" çıkartılmayarak bir anlamda destek olunmuştur. Bu durumu bu kentin genel teamüllerine ve demokratik kültürüne aykırı bulmaktayız.
 
Bu kentte iktidarlar, iktidar karşıtları, iktidar dışı sivil örgütler, kentli aydınlar, STK`lar, meslek örgütleri, basın organları, sendikalar ve siyasi partiler farklılıklarını birbirine anlayış göstererek saygıyla ve barış içinde sürdürürler. Bu barışçıl durumu yaratan ve sürdüren örgütlerin başında kentin en eski meslek örgütü ve STK` sı olan Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası gelmekteyken sergilenen bu tutumu, Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu`nun bir üyesi tarafından yapılmış bir "hata" olarak görmek isteriz. "Hata"nın telafisi için, söz konusu "kişinin" ve kentimizin demokrasi kültürünün bir parçası ve tamamlayıcısı olan "Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulunun" tüm kentli kamuoyundan "özür dilemesi" gerektiğini düşünüyoruz.
 
Hepimiz biliyoruz ki, -Yeni demokrasi tanımı "farklılıkların müzakeresi" temelinde gelişmektedir. -Demokrasilerde bir insanın, diğerinden üstünlüğü yoktur. İster eğitimli akademisyen olsun, isterse en varlıklı zengin olsun demokrasi içinde herkes eşittir. -Dünyada yeni yönetim biçimlerinin şekillendiği bir süreci yaşıyoruz. Katılımcı demokrasi ve iyi yönetişim anlayışı, eşit söz hakkının tüm kişi ve kesimlerce eşit kullanımını ön görmekte ve tüm karar süreçlerinde ön koşul olarak aramaktadır. Bir fikrin yandaşı veya karşıtı, muhalifi veya farklısı, karar sürecinde, eşitlik içinde ve özgürce söz hakkını kullanabilmelidir. Bu ilke bizzat karar vericiler, iktidarlar ve fikrin sahipleri tarafından teminat altına alınmalıdır.
 
-En önemlisi de iyi demokrasinin ilkesi ve önkoşulu "müzakere" etmektir. Fikri ve eylemi yaratanlar kabulden önce mutlaka müzakere süreçlerini oluşturmalıdır. Tepeden inme ve müzakere etmeden karar süreçleri oluşturan toplumlarda demokrasi "geri" olarak adlandırılmaktadır. Bizler eşitlikçi, katılımcı ve müzakereci ileri demokrasiyi savunuyoruz.
 
Bir kere daha söylemek isteriz ki; müzakereci demokratik kültürümüzün, farklılıklarımızla bir arada yaşayarak korunacağını ve geliştirileceğini bilen kent aktörleriyle, kentimizin zenginleşerek gelişeceğini savunuyoruz. Bu anlayışla da "Siz Kimsiniz?" söyleminin "hata" olduğunun müelliflerince kabul edilerek özür dilenmesinin de bir erdemli davranış ve bir demokratik tutum örneği olacağını düşünüyor ve bu düşüncemizi kamuoyuna saygılarımızla sunuyoruz”.
 
Mimar Akın Baran, Mimar Ali Hacıalioğlu, Bilge Şimşek (Diş Hekimi), Prof.Dr.Bülent Cihangir, Dr.Celal Karakaş, Doç.Dr.Ekrem Tufan, Emine Şengören Güzel(Diş Hekimi), Engin Balıkçı, Erdal Öztura (Araştırma Görevlisi), Yard. Doç. Füsun Erduran, Hasan Turhanlı, Mimar İsmail Erten (ÇEKÜL İl Temsilcisi), İsmail Sarı, Prof.Dr. Murat Türkeş, Mürvet Demir, Nihat Gülhan (Tabip Odası Başkanı), Rahime Çağrankaya, Saim Yavuz, Serper Güngör, Şahabettin Kalfa, Tayfun Yeğin, Prof. Dr. Telat Koç (Eğitim Sen-Çanakkale), Ümit Özyayla, ANFORA Kültür Sanat ve Çevre Etkinlikleri Derneği, Ayakizi Doğa ve Yürüyüş Grubu, Bilim Etik Spor Kulübü Derneği, ÇABİSAK, Çanakkale Çevre Platformu, Çanakkale Diş Hekimleri Odası, Düşyola Grubu, Çanakkale Eczacı Odası, Çanakkaleyi Güzelleştirme Derneği, Çanakkale Lions Kulübü Derneği, Çanakkale Makine Mühendisleri Odası, Çanakkale Özel Çocuklar Spor Kulübü, Çanakkale Ziraat Mühendisleri Odası İl Temsilciliği, İnsan Haklan Derneği, Lara Su Sporları Kulübü Derneği, Lektoıı Balıkçılık, RANA Aqua Su Ürünleri Yetiştiriciliği, Seyyah Grubu, TEMA Çanakkale İl Temsilciliği, Troya Gençlik ve Çevre Derneği, Yeşiller Partisi, Zihinsel Engelliler Derneği.
 
Tufan’dan ÇTSO’ya cevap gecikmedi
“Benim için kral çıplak ise çıplaktır” diyen  Doç Dr.Ekrem Tufan  ÇTSO nun açıklamalarına  “Niyetiniz gerçekten ben yaptım oldu mantığı değilse, bilgi ve deneyimlerimi sizlerle de paylaşmaya her zaman hazırım. Bir bilim öğrencisi olarak, doğru bildiklerimi savunmam bilimsel etik için şarttır. Aksi takdirde, mesleğimi ve kendimi inkar etmiş olurum. Bu yoldan dönmem mümkün değildir, lütfen anlayış gösteriniz” şeklinde cevap verdi.
 
 
“Sayın Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanlığı’na ve kentlilere” başlığı ile yaptığı yazılı açıklamada Tufan şunları kaydetti;”Yat limanı projesi için yasal açıdan yapılan zorunlu toplantıda, yaşanan talihsiz çıkışa sessiz kalarak, ortak olduğunuz için size yanıt verme gereği duydum. Kısaca, Sayın Kemal Karakaş’ın ve bazı mensuplarının hedef kişi olarak beni göstermesi durumu, bu kentte başıma gelen ilk olgu değildir. O toplantının başında, kendimi tanıtırken sosyal bilimci olduğumu söylemiş, bu nedenle projenin teknik boyutuna bir şey diyemeyeceğimi belirtmiştim. Dolayısıyla, bilimsel olmamakla suçlanmam benim için bir anlam ifade etmiyor.
 
Bilimsel kararlar almakla övünen bir kurum iseniz, lütfen 120.000 TL karşılığında, bir uçak mühendisi profesöre hazırlattığınız Çanakkale ekonomisi raporunu kentlilerle paylaşınız. Paylaşmayı düşünmüyorsanız en azından neden Çanakkale ekonomisi için bir uçak mühendisine ekonomi raporu hazırlattığınızı açıklayınız. Bilime bakışınız bu ise sözüm yok. Ayrıca, halen yürütmekte olduğum ve ÇASİAD ve ÇATOD tarafından (kısmen ben ve öğrencim tarafından) finanse edilen, turistlerin Çanakkale’ye bakışını araştıracak olan projeme 2.850 TL destek istediğimde, reddettiğiniz ve halen resmen yanıt vermediğiniz dilekçeye ise hiç girmeyeyim. Bu projenin ayaklı posterini, bazı otellerin lobisinde görebilirsiniz. Sonuçlarını Aralık 2012 tarihinde alacağımız bu çalışmamızın sunumunu talep etmeniz halinde size de sunabiliriz.
 
Bu çalışmadan önce, Çanakkalelilerin turizme bakış açısı benzer bir yöntemle tarafımızdan araştırılmış (üniversitemizin Bilimsel Araştırma Birimi finanse etmiştir) ve sonuçları uluslararası bir turizm sempozyumunda sunularak, beğeni toplamıştır. Bu sunumun kısa versiyorunu daha sonra, ÇATOD’un talebi üzerine kendilerine de sunduk. Bu çalışma ile de ilgilenirseniz, sizinle paylaşmaya hazırım. Uzmanlık alanı finans, yatırım proje değerleme, kalkınma ajansı projeleri ve Avrupa Birliği projesi yazma olan ve bu alanda hem akademik hem de profesyonel düzeyde eğitimler veren bir akademisyen olarak, yaptığım yayınları ve eğitimleri arzu ederseniz internetten bulup, göz atabilirsiniz. Kurumunuz, yeterince akademik bulmamış olacak ki, bugüne kadar herhangi bir rapor ya da görüş belirtmemi istememiş, eğitim talebinde bulunmamıştır. Ne var ki, TRT ve Mardin Valiliği de dahil pek çok kurum istemiş ve almışlardır.
 
Konumuz, yat limanıdır ve ben bir kez daha söylüyorum ki, yat limanı için seçtiğiniz yer yanlıştır! Yat limanı yapılmasını ben de destekliyorum. Bu ince ayrımı, o toplantıda da dile getirmeme rağmen kurumunuzun ve bazı basın mensuplarının ısrarla duymamazlıktan geldiğini ve benim üzerimden polemik yapıldığını üzülerek görüyorum. Evet, demokratik katılımcılık, yönetişim ve sürdürülebilir gelişim gibi kavramlar var ve gelişmiş ülkeler bunları uyguluyorlar. Avrupa Birliği de bu kavramların arkasında durarak, kurallar manzumesi yapıyor ve tüm üye ve aday devletlere dayatıyor. Bence, iyi de yapıyor. Konuyu polemik haline getirmeden ve kişiselleştirmeden (ben çok yatırım yapıp, kamu ihalelerine giremiyorum, öğrencilerime burs veremiyorum. Maaşım buna elvermiyor maalesef) sakince tartışalım lütfen. Niyetiniz gerçekten ben yaptım oldu mantığı değilse, bilgi ve deneyimlerimi sizlerle de paylaşmaya her zaman hazırım. Bir bilim öğrencisi olarak, doğru bildiklerimi savunmam bilimsel etik için şarttır. Aksi takdirde, mesleğimi ve kendimi inkar etmiş olurum. Bu yoldan dönmem mümkün değildir, lütfen anlayış gösteriniz. Benim için kral çıplaksa, çıplaktır. Boş bir zamanımda, katılımcılıkla ilgili (tam da sizin gereksinim duyduğunuz için akademik bakışa sahip değil diye eleştirdiğinizi varsayarak) katılımcılık ne değildir konulu bir yazıyı toplumla paylaşacağım.”
Paylaş