Sağlıkçılar nöbet eylemine başladı; "Sağlıkta Şiddet Yasası'nın çıkması için kaçımız ölmeliyiz"

877

 Çanakkale Tabip Odası üyeleri sağlık alanında artan şiddet olaylarını protesto etmek için Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi önünde bir araya geldiler. Sağlık emekçilerine diğer sendika ve oda temsilcileri de destek verdiler.  Son olarak İstanbul’da, 2 Ekim günü Dr. Fikret Hacıosman, görevinin başında hastasının saldırısı sonucu hayatını kaybetmişti. 2005 yılından bu güne kadar sağlıkta şiddetin arttığı belirtilen açıklamada; 12 sağlık görevlisinin saldırı sonucu hayatını kaybettiği belirtilen açıklamada; “12 meslektaşımızı haksız yere uğradıkları saldırılar ve ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın yol açtığı çarpıklıkların yarattığı tükenmişlik nedeniyle yaşamlarına son verdikleri için kaybettik” denildi. Sağlık emekçileri bugün itibari ile Sağlıkta Şiddet Yasasını İstiyorum’ temalı nöbet eylemlerine başlattıklarını ifade ettiler. Yapılan açıklamada; “Sabah işe gitmek için evden çıkıp, iş yerinde şifa vermek için çabaladığımız insanlar tarafından öldürülmeyi kabul etmiyoruz! Sağlık kurumlarında şiddetin kanıksanmasını, normalleştirilmesini kabul etmiyoruz!  Sağlığı korumak, hayat vermek üzere kurulmuş bir mesleğin mensuplarının görevi başında öldürülmesini kabul etmiyoruz!  Bu süreci hazırlayan nedenleri biz biliyoruz. 2003 yılında Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın ilk uygulanmaya başlandığı zamandan bu yana söylüyoruz; ‘Bu program piyasa odaklı bir programdır’. Bu program sağlık hizmetine meta, hastaya müşteri olarak yaklaşmaktadır. Bu programda nitelik değil, nicelik esastır. Bütün bunlar hekim ile hastasını karşı karşıya getirir!  Çok üzülerek söylüyoruz ki, yine biz haklı çıktık!  Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın uygulanmaya başlamasından bu yana sağlık alanında giderek artan şiddet olayları, artık dayanılmaz bir noktaya geldi. 2005 yılında İstanbul’da Prof. Dr. Göksel Kalaycı hocamızın bir hastası tarafından öldürülmesiyle başlayan süreçte, bugüne kadar 12 meslektaşımızı haksız yere uğradıkları saldırılar ve ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın yol açtığı çarpıklıkların yarattığı tükenmişlik nedeniyle yaşamlarına son verdikleri için kaybettik” denildi.   

 
“Sağlıkta Dönüşüm Programı’ndan vazgeçin”
Sağlıkta Dönüşüm Programı’na karşı ilk günden itibaren yetkilileri uyardıklarını belirten sağlık emekçileri;  “Sağlıkta Dönüşüm Programı’ndan vazgeçin, sağlık çalışanlarına yönelik hürmetsiz, itibarsızlaştırıcı, hekim ve hastayı karşı karşıya getirici söylemlerinizden vazgeçin!  Önce görmezden geldiler ve ‘sağlıkta şiddet yoktur’ dediler. Sonra 2012’de gencecik Dr. Ersin Arslan’ın görevi başında bir hasta yakını tarafından öldürülmesiyle mızrak çuvala sığmaz hale geldi ve artık sağlıkta şiddetin varlığını reddedemez hale geldiler. Beyaz Kod uygulaması ve TBMM’de Sağlıkta Şiddeti Araştırma Komisyonu’nun rapor hazırlaması gibi girişimler bu dönemde oldu. Ama bu hekimlerin öldürülmesini önlemeye ve sağlık alanında şiddetin azalmasına yetmedi.  2014 yılında TTB olarak titiz bir çalışmayla “Sağlıkta Şiddet Yasası Tasarısı”nı hazırladık. Sağlık hizmetinin kamu hizmeti olduğu vurgusundan hareketle, Türk Ceza Kanunu’nun üçüncü bölümüne ‘Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar: Sağlık Hizmetini Engelleme’ başlığı altında, en azından caydırıcılık içermesi amacıyla hazırladığımız ek madde önerisini başta Sağlık Bakanlığı, Hükümet temsilcileri ve siyasi partiler olmak üzere tüm ilgili yerlere birçok kez ilettik. Bunun için defalarca görüşmeler yaptık. Basın toplantılarıyla kamuoyu ile paylaştık. Teklifimiz Türkiye’nin olağandışı hızla değişen yoğun gündemi içerisinde hep görmezden gelindi. Son olarak, 2 Ekim 2018 günü meslektaşımız Dr. Fikret Hacıosman’ı görevinin başında yine bir hastasının saldırısı sonucu kaybettik” dediler.
  
“Biz hekimler, buna tahammül etmeyeceğiz!”
4 Ekim Perşembe günü bir kez daha Sağlıkta Şiddet Yasası’nın çıkarılması talebiyle TTB MK üyeleri, TBMM’de siyasi partilerin Grup Başkanvekilleriyle görüşmelerde bulunduklarını belirten sağlıkçılar;  “Cumhuriyet Halk Partisi, Halkların Demokrasi Partisi ve İyi Parti’nin Grup Başkanvekilleriyle görüştüler. TBMM’nin kendilerine tanıdığı olanaklar çerçevesinde konuyla ilgili girişimlerde bulunacaklarının sözünü aldılar. Buna karşın Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi’nin son derece ilgisiz ve duyarsız tavırlarıyla karşılaştılar. Halen Sağlık Bakanı’ndan ve TBMM Başkanı’ndan randevu talebimize yanıt vermelerini bekliyoruz ve soruyoruz. Sağlıkta şiddeti önlemek, teklifimizi dikkate almak ve Sağlıkta Şiddet Yasası’nı çıkarmak için daha kaç hekimin ölmesini bekliyorsunuz? Biz hekimler, buna tahammül etmeyeceğiz! Bunu kabul etmeyeceğiz! Sağlıkta Şiddet Yasası’nın hemen şimdi çıkarılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandılar.
 
“Hayatını kaybedenlere borcunuz var”
Hayatını kaybedenlere karşı yetkililerin borcu olduğunun dile getirildiği açıklamada; “İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanlığı yapmış, göğüs cerrahisi, periferik damar cerrahisi ve genel cerrahi uzmanı, onlarca öğrenci yetiştirmiş, yüzlerce hastayı sağlığına kavuşturmuş Prof. Dr. Göksel Kalaycı’ya borcunuz var!  2008 yılında öldürülen, biri tıp fakültesinde, diğeri ortaokulda okuyan oğulları Furkan ve Fatih’e ‘ihtiyaç sahiplerini gözetin’ diye vasiyet bırakacak kadar vicdanlı Dr. Ali Menekşe’ye borcunuz var!  2012 yılında, 30 yaşındayken, 17 yaşındaki bir hasta yakını tarafından görevi başında bıçaklanarak öldürülen gencecik göğüs cerrahı Dr. Ersin Aslan’a borcunuz var! SABİM ihbar hattına gelen bir şikâyet üzerine uğradığı baskı ve soruşturmalar sonrasında, 2012 yılında çalıştığı hastanede hayatına son veren acil tıp asistanı Dr. Melike Erdem’e borcunuz var! Samsun’da ‘yılın doktoru’ seçilecek kadar sevilen, ihmaller zinciri sonucu 2015 yılında öldürülmesinde sorumluluğunuzun olduğu Dr. Kamil Furtun’a borcunuz var! Sağlık hizmetini verebilmek için her gün Diyarbakır-Kulp arasında gidip gelen ve 2015 yılında yolu kesilerek öldürülen Dr. Abdullah Biroğul’a borcunuz var! 2015 yılında, eski eşi tarafından darp edilen sekreterini kurtarmak isterken bıçaklanarak öldürülen kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Dr. Aynur Dağdemir’e borcunuz var! Aksaray`ın Eskil ilçesi Bozcamahmut Köyü’nde yaşayanların sağlık hizmetini alabildikleri tek hekim olan ve 2017 yılında öldürülen Dr. Hüseyin Ağır’a borcunuz var! Sağlıktaki metalaşmayı en acı ve somut şekilde gözler önüne serecek şekilde, bir medikal firma çalışanı tarafından 2017 yılında öldürülen, Elazığ Fırat Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Muhammed Said Berilgen’e borcunuz var! 2017 yılında, aynı gün, Adana’da, Batman’da ve İstanbul’da, üzerlerindeki baskı, mobbing, uzun ve yoğun çalışma saatleri ve tükenmişlik dolayısıyla yaşamlarına son veren Dr. Engin Karakuş, Dr. Ece Ceyda Güdemek ve tıp fakültesi öğrencisi Yağmur Çavuşoğlu’na borcunuz var! Ve en son, geçtiğimiz günlerde eski bir hastasının silahlı saldırısı sonucu yaşamını kaybeden psikiyatri uzmanı Dr. Fikret Hacıosman’a borcunuz var!” denildi. 
 
“Sağlıkta Şiddet Yasasını İstiyorum temalı nöbet eylemlerini başlatıyoruz”
Türk Tabipleri Birliği ve Tabip Odaları olarak bugünden itibaren sağlıkta şiddete karşı eylem programını başlattıklarını belirten sağlık emekçileri; “Bu doğrultuda, 10 Ekim gününden başlamak üzere yedi gün sürecek ‘Sağlıkta Şiddet Yasasını İstiyorum’ temalı nöbet eylemlerini başlatıyoruz. İlimizde de Kordon’daki basket sahasının yanında, 18.00-20.00 saatleri arasında en geniş katılımla bu nöbet eylemlerini gerçekleştireceğiz. 17 Ekim Çarşamba günü de tüm tabip odası başkanlarımızla beraber ‘Türk Tabipleri Birliği’nin Sağlıkta Şiddete Karşı Bildirgesi’ni kamuoyuyla paylaşmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ve Sağlık Bakanı ile görüşmek üzere Ankara’da buluşacağız.  Türk Tabipleri Birliği’nin ve tabip odalarımızın aklı ve yüreği hekimlerin üstündedir. Hekimlere yönelen şiddet insanlık ve hekimlik değerlerine yönelmiştir. Bunu kesinlikle kabul etmeyeceğiz. Sağlıkta Şiddet Yasası çıkarılıncaya ve sağlık alanındaki şiddet önleninceye kadar mücadelemize devam edeceğiz” dediler. 
(Eren Aşnaz)
Paylaş