Sağlık haftası mı dediniz?

Belirli gün ve haftalar uygulaması noktasında bazı değerlerin belirli günlere sığdırılarak anlamlandırılması uygulamasına karşı olmama rağmen sağlık haftası olarak belirlenmiş 7-13 Nisan günlerinde sağlık adına hiçbir şeyin yapılmamış olmasını yadırgadım.
Özel günlerde, göstermelik olarak yapılan bazı uygulamaların bile yapılmamış olması sağlık gibi temel bir alanda bazı tehlikeli yaklaşımların artık devrede olduğunun işaretidir.
Sağlığın tamamen piyasalaştığı koşullarda; bir kamusal disiplin olması gerekli olan sağlık konusuna sahip çıkacak sorumluluk merkezi herhalde kalmadı.
“Paran kadar sağlık” uygulaması böylece şimdi daha iyi anlaşılıyor.

641
Önümüzdeki yıllarda sağlığın ticarileşme sürecinin kendi dinamiklerini yarattığı koşullarda emin olun ki; sağlık haftaları şirketlerin reklam kampanyalarına uygun olarak vatandaşın bir müşteri olarak algılanacağı şaşalı kampanyalarla kutlanacaktır.
Şu günlerde bu değişimin yeni yeni hayata geçmesinden dolayı ticarileşen sağlık kurumları bu yıl henüz ayak uyduramadılar.
Sağlık ne kadar ticarileşirse ticarileşsin temel öğesinin insan olması dolayısıyla insani değerlerin bu disiplindeki etkisi yok edilemeyecektir.
Ticarileşen bu sistem içersinde her zaman insani dokunuşları göreceğiz.
Bu sene sağlık sorunlarım nedeniyle sağlık haftasında bazı kontrollerim için Anadolu Hastanesindeydim.
Orada bir kez daha, sağlık gerçeği ile yüzleşme imkânını buldum.
Sağlık sistem olarak ticarileşse de; sağlık çalışanlarının insani değerlerini yok edemeyecek.
Doktorundan, hasta bakıcısına, teknisyeninden hemşiresine kadar sağlık çalışanlarının insani değerlere verdikleri önem, bir nebzede olsa sistemin algısını değiştiriyor.
Sonuçta insan her koşulda belirleyici olma özelliğini sürdürüyor.
Yeri gelmişken kontrollerim sırasında tomografi çektirirken bir an yaşadığım rahatsızlık karşısında ilgi ve şefkat ile yaklaşan görevli arkadaşa, çok uzun yıllardan beri kan tahlillerim için damarımı bulup kanımı alıncaya kadar benimle birlikte ter döken laboratuar teknisyeni Hüseyin arkadaşa ve benim gibi bir hastaya sabırla yaklaşan doktorum Cevdet Yalçındağ’a teşekkürlerimi iletirim.
Böylece kendi çapımda sağlık haftasını anlamlandırmış oldum ki; ne mutlu bana.
Konu sağlıktan açılmışken , şu ÇOMÜ’deki saat kulesi kılıklı baz istasyonuna bir atıfta daha bulunacağım.
Bunu kamufle ederek oraya monte edip, binlerce gencin sağlığını hiçe sayan anlayışı bir tarafa bıraktım.
Zaten biraz duyarlılığı olan böylesi bir uygulamaya imza atmaz.
Ya peki bu uygulamaya sessiz kalan Çanakkale ‘nin sözde duyarlı, lafa gelince mangalda kül bırakmayan bazılarına ne diyelim.
Anlaşılıyor ki; ÇOMÜ yönetimi, uygulamaları ile, müstear isimli kalemşörleri,kalkan ve tetikçi internet siteleri ve teslim aldığı medya organları ile adım adım emellerine ulaşıyor.
Bu gelişme üzerine Çanakkale’nin çağdaş, ilerici, demokrat insanları bir kez daha düşünmelidirler.
Paylaş