Rencide olmak

Siyasetçiler, bir açıklama yapmadan önce çok düşünmeli ince eleyip sıkı dokumalıdırlar.
İyi düşünülmeden, doğruluğundan emin olunmadan, yanlış enformasyonlar ile yapılan açıklamalar telafisi imkansız sonuçlar doğurabiliyor.

348
AKP Merkez İlçe Başkanı Adnan Öncü’nün son olarak karşılaştığı durum siyasetçiler için bu konuda öğretici bir örnek olmalıdır. Gerçi Adnan Öncü bunu hep yapıyor. Fakat bu sefer duvara tosladı. Gerek Başkan Gökhan, gerekse de CHP örgütü bu duruma ciddi bir tepki vererek siyasal olarak prim yaptılar.
 
Şimdi AKP, bu rencide olma durumunu telafi etmek ruh hali ile, geliştireceği tepkiyi iyi yönetemez ise uğrayacağı imaj kaybının faturası çok ağır olacaktır.
 
Belediye Meclisinde AKP ‘li Hakan Vural Çanakkale ‘de bir kadının belediye önünde kendisini yakması olayı konusunda yapmış olduğu değerlendirme de “kendisini yakacak kadar bunaltılmış, belediye vatandaşlarına zulüm üretiyor” şeklinde konuştu.
 
Bu kriter ile Vural, bu konuşmasından 2 saat önce Başbakanlık önünde ekonomik bunalım nedeniyle kendisini yakan vatandaş olayına bağlı olarak ‘hükümette vatandaşlarına zulüm üretiyor, kendisini yakacak kadar bunaltılmış’ şeklinde bir değerlendirme yapmalıdır.
 
Kendisi bu konuda nasıl düşünüyor bilemiyorum ama çifte standart konusunda hassas olan Hakan Vural böylesi bir çifte standartta imza atmayacağına göre yorumunu aynı Çanakkale Belediyesi noktasındaki gibi aynı değerler üzerinden AKP hükümeti içinde yapmalıdır.
 
Bir kez daha siyasetçilerin beş kere düşünüp bir kere konuşmaları gerektiğini böylece görmüş olduk.
 
Söz çifte standarttan açılmışken ateş etmenin suç olmadığı, parasız eğitim istemenin hapislik olduğu “demokrasimizden” söz etmeden geçemeyeceğim.
 
Başbakanlık binası önünde kuru sıkı tabancayla ateş eden Rizeli müteahhit Nuri Başkapan, Erdoğan için “Uğruna canımı verebileceğim liderim” dediğinden midir bilinmez olayın ardından serbest bırakıldı.  Buna karşın Erdoğan karşısında herkes bu kadar şanslı değil.
 
Erdoğan karşısında Başkapan kadar “şanslı” olmayanlara bir bakalım , ülkemizin “ileri demokrasini” daha iyi kavrayalım.
 
Mart 2009: Başbakan Recep Recep Tayyip Edoğan`ın Diyarbakır`a yaptığı gezi sırasında Erdoğan`ı protesto eden 2 kişi 11`er yıl 3`er hapis cezasına çarptırıldı.
 
Mart 2010: Leman Kültür ve Canşenliği Oyuncuları`nın bir yıldır sergilediği `Laz Marks` adlı oyunda "Başbakan’a hakaret edildiği" gerekçesiyle rejisör ve oyuncu Haldun Açıksözlü aleyhinde kamu davası açıldı.
 
Mart 2010: Kütahya’nın Simav İlçesi’nde, dağıttığı bildiride Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e hakaret ettiği ileri sürülen Salim Abdülkerimoğlu, 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı.
 
Ekim 2010: Konya’da katıldığı Tekel işçilerine destek eyleminde “Ampul Tayyip” sloganı atan üniversite öğrencisi “Başbakana hakaret” suçlamasıyla 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.
 
Nisan 2011: Yüksek Hızlı Tren’in açılış töreninde Başbakan’ı protesto eden sekiz Gençlik Muhalefeti üyesi öğrenciye bilirkişi heyetinin "Başbakan’a hakaret içeren bir durum yoktur" kararına1 yıl 2 ay hapis cezası verildi.
 
Ekim 2011: Ankara Cumhuriyet Savcısı Adem Can, Facebook’ta Başbakan Erdoğan ve bakanlarına hakaret ettiği iddia edilen H.Y.’nin iki yıla kadar hapsini istedi.
 
Şubat 2012: Başbakan Erdoğan`ın Dolmabahçe`de üniversite rektörleriyle yapacağı görüşmeyi protesto etmek isteyen Öğrenci Kolektifleri üyeleri hakkında toplam 120 yıl hapis cezası istendi. Öğrencilere isnat edilen "suç" ise "polise birden fazla kişiyle direnmek"
 
Haziran 2012: İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, "Parasız eğitim istiyoruz, alacağız" pankartı açan Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzer 8 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırdı. Berna ve Ferhat bu karar öncesi parasız eğitim istedikleri için tam 19 cezaevinde kaldılar.
 
Temmuz 2012: 17 yaşındaki B.K., Başbakan’a Facebook’tan hakaret ettiği iddiasıyla 11 ay hapis cezası aldı. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilirken, B.K.’nin 3 yıl süre ile denetime tabi tutulacağı açıklandı.
 
Ekim 2012: AKP`nin kürtaj yasağı girişimlerine karşı Beşiktaş`ta Başbakanlık Ofisi önünde yaptıkları eylemde polisler tarafından darp edilerek gözaltına alınan kadınlara "polisi darp etmek" suçlamasıyla 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
 
Edirne’de geçen yıl Aralık ayında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu protesto eden, 3 öğrenciye 18’er ay hapis cezası verildi.
 
Ekim 2012: TKP`nin "Padişah bozuntusuna bir çift sözümüz var" pankartını asarak "Başbakan’a hakaret" gerekçesiyle yargılanan TKP Sakarya Merkez İlçe Başkanı Uğur Akbaba`ya 11 ay 20 gün hapis cezası verildi.
Paylaş